Çetin açıklamasında “Türkiye’nin geçmiş yıllarda uyguladığı politikalara baktığımızda görüyoruz ki; 1980 öncesi dönemde ithal ikameci sanayileşme politikası uygulanmıştır. 1970’lerdeki petrol krizlerinin de etkisiyle önemli döviz problemlerinin yaşanması ve Türkiye ekonomisinde cari açıklarla birlikte şiddeti giderek artan enflasyon sorunu, 24 Ocak 1980 Kararlarının alınmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. 

Türk ekonomisi 1980 yılından itibaren serbest piyasa ekonomisi ile dışa açılmayı amaçlamıştır ve ihracata dayalı büyüme modelini benimsemiştir. 1980’de 2,9 milyar dolar olan ihracatımız, 2014’de 157,6 milyar dolara ulaşarak 34 yılda tam 54 kat artmıştır. Bu sonuç, Türk özel sektörünün kendisine imkân sağlandığında neler yapabileceğinin en açık göstergesidir. Son iki yıldır ihracatımız artmadığı gibi maalesef azalmaya başlamıştır. 2015 yılında 143 milyar dolar, 2016 yılında 142 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

İhracatımız adeta 150 milyar dolar kapanına (tuzağına) girmiştir. Türkiye dünyadaki 192 ülke arasında, 857 milyar Dolarlık GSYH’siyle 17’nci sırada bulunmaktadır. Hedef ilk 10’dur. İlk 10 hedefi için en az 500 milyar dolar ihracat yapılması gerekir. İhracatçıların rekabet gücünü artırmak için sorunlar hızla çözülmelidir. Bürokratik işlemlerin çokluğu önemli bir engeldir.

En önemli sorunlardan biri finansman maliyetlerinin yüksekliği olmuştur. İhracatta KDV iadesinin gecikmesi, önemli bir finansal maliyet yaratmaktadır. İhracatçılar için KDV iadesinde yüklenilen KDV uygulaması kaldırılmalı, tıpkı yurtiçi teslimlerde olduğu gibi; örneğin %18 KDV direk olarak iade edilmelidir. Ayrıca İhracatçıların devreden KDV sorunu mutlaka çözülmelidir.” dedi.