CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan: “TRT İKTİDARIN MI, YOKSA HALKIN TELEVİZYONU MU?”

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan: “TRT İKTİDARIN MI, YOKSA HALKIN TELEVİZYONU MU?”

CHP'li Arslan, TRT’nin referandum sürecindeki tek sesli yayıncılık anlayışının bu anayasa paketinin hedeflediği “tek sesli” ülke, “tek adam” düzenini yansıttığını savundu.

TRT’nin referandum sürecindeki tek sesli yayıncılık anlayışının bu anayasa paketinin hedeflediği “tek sesli” ülke, “tek adam” düzenini yansıttığını savunan CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, “Cumhurbaşkanı musluk bile açacak olsa olağan yayın akışını kesip hemen Saray’a bağlanan TRT, artık bir kamu kanalı değil, Kaçak Saray’ın tetikte bekleyen mobese kamerası gibi çalışmaktadır.” dedi. 

Arslan, “TRT, ‘Evet’e ‘Hayır’ın 20 katı yer veriyor. Yoksa ‘Hayır’ demek bir gece KHK’sı ile yasaklandı da haberimiz mi olmadı! TRT’deki bu anlayış, tek adamlık rejiminin nasıl bir tek seslilik getireceğinin açık kanıtıdır. Böylesi bir yayıncılık anlayışı hangi demokraside görülmüştür? “Hayır” reklamlarının oynatılmasını abidik gubidik gerekçelerle reddeden, “Hayır” propagandasının içeriğiyle ilgisiz iftiralar türeten, programların reklam arasını dahi “Evet” propagandasına terk eden bir TRT, artık “Tek Reis Televizyonu” olmuştur. Bu anayasa değişikliği geçerse sözde özerk TRT tümüyle yok olacaktır.” ifadesini kullandı.

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:

TRT VERGİYİ ALIYOR, SONRA SIRTINI DÖNÜYOR

“Halkın vergisi ve katılım paylarıyla, bandrol paralarıyla program yapan TRT neden tek taraflı, sürekli iktidar yanlısı yayınlar yapıyor? Referandum sürecinde Cumhurbaşkanı ve AKP televizyonu olarak çalıştırılan TRT’nin bu tavrı karşısında hem TRT genel müdüründen, hem de başbakandan cevap bekliyorum.

Vergiler ve katılım payları alınırken hiçbir parti, siyasi görüş ayrımı gözetilmezken, elektrik faturalarına, bandrol paralarına kadar paralar peşin toplanırken sorun yok ama adil bir referandum yayıncılığı söz konusu olurken TRT’nin yöneticileri ve hükümet ortalarda yok.

HAYIR DEMEK KHK İLE YASAKLANDI MI?

Medyada “Hayır” demek bir gece de KHK’sı ile yasaklandı da bizim haberimiz mi yok! 

Sadece mart ayının 20 gününde, havuz medyası dahil televizyon kanallarının yayın çizgisine bakın, ardından kamu yayıncılığı yapması gereken, kağıt üzerinde özerk ama uygulamada Saray’a ve partiye göbekten bağlanan TRT’nin yayın sürelerine bakın. Sanki örtülü bir KHK yasağı var TRT üzerinde. 

Vatandaşların ödediği vergiyle çalışan bir kurumu tek bir partiye, bir tek adama ve “Evet” mührüne teslim eden bu anlayış, tarafsız kamu yayıncılığını, TRT binasını resmen işgal altına almıştır. 17 ulusal kanalda, sadece 20 günde “Evet”e ayrılan süre, “Hayır”a ayrılan sürenin 10 katıdır. 1-20 Mart arasında, 17 ulusal kanalda “Evet” için 485 saat konuşulmuş, “Hayır” ise ancak 45 buçuk saat yer bulabilmiştir. Cumhurbaşkanlığına 169 saat, AKP’ye 301,5 saat, MHP’ye 15,5 saat, CHP’ye 45,5 saat ayrılmıştır. Şu eşitsizliği ve haksızlığa bir bakar mısınız; hangi demokratik bir ülkede bu orantısızlık olur?

“Eyyy TRT, 63 saat nire, 3 saat nire!”

1-20 Mart arasında TRT, sırf “Evet” diyor diye, Cumhurbaşkanı ve danışmanlarına toplam 20.8 saat, AKP’ye 42 saat ayırmış, CHP’ye ise 20 günde toplamda sadece 3 saat yer vermiştir. Cumhurbaşkanının dediği gibi “Eyyy” TRT, 63 saat nire, 3 saat nire! 

“Hayır” tercihinin demokrasinin en temel hakkı olduğu gerçeğini görmezden gelen devlet televizyonu, kendisini partiye teslim etmiş, halkın vergilerini heba etmiştir.

Cumhurbaşkanı musluk bile açacak olsa olağan yayın akışını kesip Saray’a bağlanan TRT, artık bir kamu kanalı değil, Kaçak Saray’ın her an tetikteki mobese kamerası gibi çalışmaktadır.

Bu yayın süreleri dahi tek adamlık rejiminin nasıl bir tek seslilik getireceğinin açık kanıtıdır. Erdoğan günde dört öğün konuşacak, Binali Yıldırım konuşacak, onlar ara verdiğinde yandaş, rejimle sorunu olan, parayla kanala çıkarılan “uzmanlar” “Evet” propagandasına devam edecek. Böylesi bir yayıncılık anlayışı hangi demokraside görülmüştür?

“TRT, TEK REİS TELEVİZYONU OLMUŞTUR”

TRT program ve haberlerindeki ayrımcılık, referandum sürecinde uygulanan baskının, iftiraya dayalı yorumculuğun en somut örneğidir. Son seçimlerde halkın vergilerini parti yandaşlığı uğruna çar çur eden TRT yönetimi, bu referandumda eşi benzeri görülmemiş bir parti televizyonu kimliğine bürünmüştür. 

15 Temmuz sonrası Genel Başkanımızı, parti yöneticilerimizi yıllar sonra TRT yayınlarına çıkardıklarında tüm Türkiye şaşırmıştı. TRT’nin şaşkınlık veren bu samimiyetsiz tavrı şimdi referandum sürecinde değişmiş,“Hayır” sesine, muhalif milyonlara yine kulağını tıkamıştır.
 
"ABİDİK GUBİDİK GEREKÇELERLE HAYIR FİLMİ YAYINLANMADI"

Anket sonuçlarından dolayı telaşa kapılanların ilk talimat verdiği yer belli ki TRT’dir. “Hayır” reklamlarının oynatılmasını abidik gubidik gerekçelerle reddeden, “Hayır” propagandasının içeriğiyle ilgisiz iftiralar türeten, programların reklam arasını dahi “Evet” propagandasına terk eden bir TRT, artık “TEK REİS TELEVİZYONU”olmuştur. Bu anayasa değişikliği geçerse sözde özerk TRT tümüyle yok olacaktır.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.