Kiraz üreticilerinin yaşadığı sorunları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e soran Sındır, Kemalpaşa Kirazının ve üreticisinin sorunlarının ivedilikle çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Ören, Yiğitler ve Bağyurdu kiraz alım alanlarında üreticilerin sorunlarını bizzat dinleyen Sındır şu tespitlerde bulundu: “Yurt içi ve dışı pazarlarda aranan bir ürün olan Kemalpaşa Kirazı, sadece ilçede on bine yakın ailenin geçimini sağlamakta.  Geçmiş yıllarda ortalama rekolte yıllık 60 bin tonu bulmaktaydı. Ancak bu yıl Mart ayında yaşanan soğuk hava ve don olayı ile Nisan sonlarındaki aşırı yağışlar kiraz üretimini çok olumsuz etkiledi. Yaşanan bu olumsuzluklar sonucunda üretim 17 bin tonlara düştü. Rekolte yüzde 70 azaldı. Bu durum tarım sigortası kapsamına girmediğinden üretici kayıplarını telafi edememekte. Ürünün aşırı oranlarda azalması, geçimini kirazdan sağlayan binlerce aileyi mağdur ediyor. Üreticilerimiz elde ettikleri mahsulle masraflarını dahi karşılayamaz durumda. Binlerce ailemiz bu sorunlar nedeniyle ellerine bir şey geçmeden yaşamlarını borçla sürdürmek zorunda kalıyor. Sorunların giderilmesi için acilen konuya el atılmalı ve tarım sigortasının kapsamı genişletilmeli. Devlet TARSİM kapsamında olmayan üreticinin mağduriyetini görmezden gelemez.”

“KEMALPAŞA KİRAZI VE ÜRETİCİSİ TÜCCARIN ELİNE MAHKUM EDİLİYOR”

Girdilerin artmasına karşın kiraz fiyatlarının geçmiş yıllara oranla düşüş yaşadığını belirten Genel Sekreter, “Üründeki aşırı düşüş yanında üretimde kullanılan ilaç, gübre, mazot ve elektrik gibi girdilerin yüksek fiyatları da üreticiyi felç etti. Diğer yandan düşen arza rağmen üretici fiyatlarının arz-talep ilişkisine bağlı olarak artması beklenirken piyasaya egemen durumdaki aracıların belirledikleri ve devlet kontrolü ve denetiminden uzak fiyatlandırma süreçleri karşısında üreticimiz, maliyetinin dahi altında alım fiyatları karşısında, daha da ezilmekte. Buna bağlı olarak tüketicimiz de çok yüksek fiyatlardan kiraz satın almaya mahkum bırakılmakta. Maalesef Kemalpaşa Kirazı ve üreticisinin bir avuç tüccarın eline mahkum ediliyor. Bizim derdimiz üreticinin hakkını, tüketicinin ucuzunu alması. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesi nerede? Kurulduğu günden bugüne hangi faaliyetlerde buluyor, hangi ürünler için piyasaları izleme ve değerlendirme yapıyor ve hangi konularda gerekli müdahalelerde bulunarak gerekli tedbirleri alıyor. Tüccarlar üreticiye karşı ağız birliği yapıyor. Üreticimiz perişan, görülmüyor” dedi.

“DOĞAL AFETE KARŞI ÖNLEM ALMAMA GİBİ BİR SUÇ OLAMAZ!”

Doğal afetlerin risk maliyeti, üreticilerin sırtına yüklenmesinin doğru olmadığının vurgulayan CHP’li Sındır; “Tarım, bütün doğa ve çevre koşulları, ekonomik, sosyal ve hatta siyasal faktörler dahil olmak üzere birçok risk ve belirsizlik koşulları altındadır. Doğal afet olan don, kırağı, dolu, sel, fırtına, kuraklık ve benzeri afetler üreticimizin önleyebileceği şeyler değildir. Tabii ki eğer bu afetleri önleyebilmenin bilimsel ve teknolojik yöntemleri varsa bu yöntem uygulamalarına destek verirsiniz, önlemleri aldırırsınız ama yoksa ve çiftçimiz böyle bir felakete maruz kaldıysa o zaman üreticimizin zararı üstlenilmelidir. Çiftçimizin doğal afete karşı önlem almama gibi bir suçu olmadığını unutmamalıyız” dedi. Sındır konuşmasının sonunda tüm çiftçilerin Dünya Çiftçiler gününü kutladı ve sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bütün bu koşullar altında yok olma sürecine girmiş çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü’nü buruk duygularla kutlarım.”

Genel Sekreter Sındır’ın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik yanıtlaması istemiyle yönelttiği sorular şöyle:

1.      Kemalpaşa’da yaşanan soğuk hava ve don olayları nedeni ile kiraz üreticisinin - çiftçinin söz konusu doğal afetlere dayalı olarak ortaya çıkan mağduriyetinin giderilmesine ilişkin her hangi bir çalışma yapılmış mıdır? Yapılmakta mıdır ? Veya yapmayı düşünüyor musunuz?

2.      Doğal afet olan “don”, “kırağı”, “dolu”, “sel”, “fırtına”, “kuraklık” ve benzeri afetleri üreticilerimizin hangi yöntemlerle önleyebileceğini, eğer önleyebilecekleri bir yöntem yok ise bu afetler karşısındaki “risk maliyetinin” TARSİM uygulaması aracılığı ile üreticilerimizin sırtına yüklenmesini ne kadar doğru buluyorsunuz?

3.      Tarım sigortası (TARSİM) standard poliçe kapsamına, soğuk hava ve don gibi doğal afetlerin alınmamasının nedeni nelerdir?

4.      Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası müşterilerinin tarımsal amaçlı kullandıkları kredileri faizsiz olarak erteleme, çiftçiye önümüzdeki yıla hazırlık yapmak için kredi desteği sağlama konusunda bir plan ya da çalışma yapılmakta mıdır?

5.      Kuzey yarımkürede piyasaya ilk çıkan ve ürünün yarısının dışsatım yolu ile pazarlandığı Kemalpaşa Kirazı için prim desteği sağlama amaçlı bir düzenleme yapılmakta mıdır?

6.      Kemalpaşa Kirazı ve üreticisinin bir avuç tüccarın eline mahkum edilmemesine ve Kemalpaşa Kiraz Üreticileri Birliğinin desteklenmesine yönelik çalışma yapılmakta mıdır?   

7.      09.12.2014 tarihli 29200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesi kurulmasına ilişkin 2014/20 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca kurulan Komite’nin görev kapsamında bulunan “kiraz piyasasının arz-talep ve fiyat ilişkisi açısından üreticilerimizin ve tüketicilerimizin haklarını korumaya yönelik ne gibi tedbirler alınmıştır.

8.      Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesi kurulduğu günden bugüne hangi faaliyetlerde bulunmuş hangi ürünler için piyasaları izleme ve değerlendirme yapmış ve hangi konularda gerekli müdahalelerde bulunarak gerekli tedbirleri almıştır?