
CHP Lideri Özel: Demokrasi tarihinin en kara 2 günü!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından CHP lideri Özgür Özel Saraçhane'de on binlere sesleniyor. Özel, "Demokrasi tarihinin en kara 2 günü!" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından on binler Saraçhane'de toplandı.
Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, Saraçhane'de toplanan vatandaşlara yaptığı konuşmada "Bu soğuk günde biliyorum kilometrelerce yürüyerek buralara geldiniz, engelleri barikatları aşarak buraya geldiniz. Hepinize gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün sabah saatlerinde gözaltına alınan sadece Ekrem İmamoğlu değildir. Bugün sabah saatlerinde gözaltına alınan 16 milyon İstanbullunun iradesidir. Bugün sabah saatlerinde gözaltına alınan kent lokantası sayesinde et yüzü gören emeklilerdir. Yurtta kalıp okuyabilen gençler gözaltındadır bugün. Ücretsiz ulaşım kullanabilen anneler gözaltındadır bugün. İktidarın yanlışları altında ezilen yoksullaşan anneler gençler çocuklar büyüklerimiz bugün hepimiz gözaltındayız. Bugün gözaltında olan hukuk devletidir, demokrasidir, adalettir. Buradan size söz veriyorum. Asla yılmayacağız. Hepinizden rica ediyorum. Bu büyük kumpas operasyonunda yanımızda olun. Hep birlikte sesimiz gür çıkmalı. Bu ülkenin cumhurbaşkanını hep birlikte seçeceğiz" dedi.
Dilek İmamoğlu'nun ardından CHP lideri Özgür Özel, vatandaşlara hitap ediyor. Özel'in konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:
- Erdoğan’a sesleniyorsunuz. Ona sesleniyorsunuz. İrademizi tanımayan bir oy kendisine verilince başta acı çeken, ama oy başkasına verilince o iradeyi hiçe sayamayacağını söyleyen sesleniyorsunuz.
- Duyuyor musun Erdoğan? Görüyor musun Erdoğan?
- En çok korktuğun şey, kalabalıkların sana sesleniyor olması.
- Dünden beri, cumhuriyet tarihinin ve demokrasi tarihimizin en kara günlerinden ikisi yaşandı. Bu süreçte dayanışma gösterenler, dün akşam diploma iptaliyle birlikte, iktidar bloğunda yer alan Cumhur İttifakı'nın ortakları hariç, bütün siyasi partilerin bu millete yalan söylemeyen, açın halinden anlayan, özgürlükleri savunan ve bu ülkenin bir bütün olmasını isteyen tüm muhalefet partilerinin liderlerine vermiş oldukları mesajlar önemliydi.
- Ekrem Başkan ve beni bizzat arayarak dayanışmalarını ilettiler. Bugün burada Türkiye İşçi Partisi'nin Genel Başkanı, Zafer Partisi'nin Genel Başkan Vekili, YSP'nin ve Yeşil Sol Parti'nin eş genel başkanları ve tüm siyasi partilerin neredeyse temsilcileri ve yöneticileri, bu akşam burada gösterdikleri dayanışmaya, Ekrem Başkan adına, ailesi adına, Cumhuriyet Halk Partisi ailesi adına ve İstanbul adına teşekkür ediyorum.
- Türkiye'nin yarınları adına teşekkür ediyorum.
- İmamoğlu'nun sesi onu uykusunda rahat bırakmıyor. İmamoğlu'nun elini bükemediler, yargı sopasıyla kırılıyor.
- Kimsenin kafası karışmasın. Dünden beri olan bitenin bir adı var. Bir darbe girişimidir, 19 Mart darbe girişimidir. Bugün milletin iradesi bir yargı darbesiyle elinden alınmak istenmektedir.
- İstanbulluların tam 3 kez üst üste seçtikleri, sizlerin kardeşi, ağabeyi, evladı Ekrem İmamoğlu'na yapılan darbe girişimi milli iradeye yapılan darbe girişimidir. Ortada ne yolsuzluk vardır, ne bir terör örgütü, çıkar örgütü vardır.
- Ama ortada minareye kılıf uydurmaya çalışan görevlendirilmiş yargı cellatları vardır. Ne diyeceklerdi? 'Ekrem İmamoğlu'nun aday olmasından Recep Tayyip Erdoğan korkuyor o yüzden mi gözaltına aldık' diyeceklerdi?
- Adı hukuksuzluktan başka bir işler anılmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sadece bir aracıdır. Bir başsavcı, bir belediye başkanını böyle haksızca iftiralarla, kumpaslarla, aynı anda 5 dava açarak, Ekim'den bugüne 25 yıllık hapis cezası isteyerek, 35 yıl önce yüzlerce arkadaşıyla geçiş yaptığı, bütün derslerini verip diplomasını aldığı üniversitenin verdiği diplomasını ülkeyi düşünen bir savcı elinden aldırabilir mi?
- Bunu kimin yaptırdığını biliyoruz. Bunu yaptıran gece uykusundan kendi sesini duyarak sıçrayarak uyanıyor: 'İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.'
- Sana buradan meydan okuyorum. Var mısın Erdoğan, var mısın karşımıza çıkmaya?
- Karar aldılar, 4 gün İstanbul'da toplanmak yasak dediler. O kararı alanlara sesleniyorum. Bu alanı görüyor musun?
- Ey Erdoğan, meydanı duyuyor musun? Sen meydanlardan, sokaklardan korkarsın. Ama İstanbul senden korkmuyor.