CHP'den vize krizine ilk açıklama
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ABD’nin Türkiye’nin vize başvurularını durdurma kararı hakkında konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ABD'nin Türkiye'den vize başvurularına ilişkin kararıyla ilgili "Bu tutum hiç şüphesiz kabul edilemez. Bu Türk-Amerikan ilişkilerinde aynı zamanda bir dip noktadır. Ve tarihsel bir kırılmadır." dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin dış politikanın iç siyasete malzeme yapılmasının sancılarını her geçen gün biraz daha ağırlaşarak yaşadığını, ortaya çıkan bedelleri ödemek zorunda bırakıldığını ifade eden Altay, dış politikada aslolanın ülkenin ve milletin bekası olduğunun altını çizdi. Altay, CHP'nin yapıcı uyarılarına rağmen iktidarın diplomasideki yanlışlarını sürdürdüğünü, bunun da sadece Türkiye'deki değil, dünyanın her ülkesindeki Türklerin hayatlarını zorlaştıran uygulamalara dönüştüğünü söyledi.
-Sağduyu çağrısı
Türkiye ile ABD arasında vizelere ilişkin duruma değinen Altay, şu değerlendirmede bulundu:
"CHP olarak bu krizle ilgili olarak önce bir büyük sağduyu çağrımız var. Hem AK Parti yöneticilerine, hükümete, Cumhurbaşkanı'na hem de hiç şüphesiz hiç hak etmediğimiz bu muameleyi bize reva gören ABD'ye de aynı sağduyu çağrısını yapmak durumundayız. Basiretsiz, düzeysiz, uçuk, maceracı dış politika Türkiye'de iş adamından öğrencisine, sporcusundan politikacısına herkesin hayatını biraz daha zora sokmakta. Türkiye'ye Somali, Yemen, İran, Libya, Kamboçya gibi ülkelere yapılan muamelenin aynısının yapılması ki o ülkeleri de küçümsemiyorum, Türkiye için vahim bir durumdur. Milletimizin gururunu kıran, haysiyetini aşağılayan da bir durumdur. ABD'nin bu tutumu hiç şüphesiz kabul edilemez. Bu Türk-Amerikan ilişkilerinde aynı zamanda bir dip noktadır. Ve tarihsel bir kırılmadır."
Engin Altay, hükümetin, ABD'nin vizelere ilişkin kararının gerekçesini topluma açıklaması gerektiğini belirterek, "İster İstanbul Başkonsolosluğundaki bir yerel çalışanın yargılanma süreciyle, ister Türkiye'nin Irak-Suriye politikalarıyla ilgili olsun kararın kabul edilmesi mümkün değildir." dedi.
-"Gelinen nokta; beceriksizliğinin somut örneğidir"
AK Parti'nin hesapsız kitapsız, tümüyle iç siyasete dayalı dış politikasının Türkiye'ye itibar kaybettirdiğini savunan Altay, hükümetin derhal bir diyalog süreci başlatmayı becerebilmesi gerektiğini ifade etti.
Bir gazetenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'un Amerika'daki görüşmesi sonrasında attığı "Hiç olmadığı kadar yakınız." başlığını gösteren Altay, "Hiç olmadığı kadar yakınızdan ilişkilerin dip noktasına gelmesi Erdoğan'ın ve AK Parti yöneticilerinin basiretsizliğinin, tutarsızlığının, beceriksizliğinin en somut örneğidir." diye konuştu.
-İdlib operasyonu
Altay, Türkiye'nin İdlib operasyonuna da değinerek, TSK'nın ülke güvenliği için belli tedbirleri almasının şart olduğunu kaydetti.
Ancak bunu yaparken dikkat edilmesi gereken konular, hesaplanarak atılması gereken adımlar olduğunu dile getiren Altay, "Geldiğimiz noktaya bakın; düne kadar devirmek istediğimiz Esad'la, güya orada cihatçılara karşı yine kimi cihatçılarla birlikte Türk askeri savaşa sokuluyor." dedi.
İdlib'de çok sayıda silahlı cihatçı terörist bulunduğunu belirten Altay, şöyle devam etti:
"Astana pazarlığı şu; İdlib'i bir çember gibi düşünün, Rusya, İran, Suriye merkezi yönetiminin ordusu çemberin dışında olacak. Bizim askerimiz İdlib'de kimi cihatçılara karşı, aslında milli ordu olan ama içinde cihatçı unsurları barındıran kimi cihatçılarla orada iş tutup, savaş edecek.
Türk Silahlı Kuvvetleri bu milletin bekası, ülkenin çıkarları için bize yönelik her türlü tehdide karşı üstün becerileriyle, tecrübesiyle bu ülkeyi koruyacak güç, kabiliyet ve kapasitededir. Ama İdlib'de, Türkiye'ye yönelik de büyük bir tehdit olan cihatçıları, Suriye ordusunu, Rus askerini, İran askerini dışarıda tutarak, sadece Türk Silahlı Kuvvetlerine temizletmek çok da akla yatkın gelmemektedir. Hemen bunun peşine Afrin hayalleri kurulmasını da anlamış değiliz. 'İdlib'i temizleyip oradan da Afrin'e gideriz' nidalarını savaş çığırtkanlığı olarak da değerlendirmek mümkündür. İdlib'i temizleyeceğiz, devirmek istediğimiz Esad'a teslim edeceğiz. AK Parti'nin dış politikada geldiği ucube noktanın bir başka örneği burada ortaya çıkıyor."
KAYNAK: HABER7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.