CHP'li Başyiğit: "Çocuk istismarına dur demeliyiz"
18 yaşının altında her birey çocuktur ve evlendirilmesi insan hakkı ihlalidir! Erken yaşta evlilik meşrulaştıramaz….
Cumhuriyet Halk Partisi Konak Belediye başkan Aday Adayı Dr. Türkan Başyiğit Seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde toplumda kanayan bir yaraya parmak basarak Çocuk istismarına karşı tüm Siyasi partilerin STK ların ve Toplumun duyarlı olması gerektiği vurgusunu yaparak Meclisten daha radikal caydırıcı kararlar alınmasını istedi.
Çocukların buluğ çağına gelinene kadar maddi, manevi olarak korunması gerektiği ve 18 yaşına kadar olan herkesin çocuk olduğu ve koruma altına alınması gerektiğini söyleyen Başyiğit “Çocuk cinsel istismarı bence en büyük insanlık suçudur. Mutlaka caydırıcılığı olan ceza yasaları düzenlenmelidir. Ancak bunlar yasa sayfalarında kalan, iyi hal indirimleriyle, haksız tahrik ve “çocuğun rızası vardı” gibi bilim dışı, hukuk dışı, vicdan dışı abukluklarla kuşa döndürülen yasalar olmamalıdır. Yapılan araştırmalarda istismar vakalarının % 46’sı cinsel-şiddet içerikli şekilde çocuklara yöneliktir. Yine cinsel istismar vakalarının %90’ı çocukların tanıdığı kişiler tarafından gerçekleşmektedir. Çocuğun kendini rahat ve güvenli hissettiği ortamlarda istismar gerçekleşebilmektedir” dedi.
18 yaş altı evlilikler yasaklanmalı…
Akademisyen Aday Adayı Başyiğit ayrıca “18 yaş altındaki evliliklerin yasalarla kesin bir şekilde engellenmesi, özellikle kız çocuklarının eğitime dâhil edilmesi, kadınların ekonomik anlamda özgürlüğünün sağlanması, kadınların iş kurma ve meslek edinmelerinin sağlanması, cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında toplumun bilinçlendirilmesi, ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekmektedir. Aslında ne koşulda olursa olsun erken yaşta yapılan evliliklerin sonucu baştan bellidir. Bu evlilikler yeni neslin sağlıksız ve yetersiz bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır” şeklinde uyarıda bulundu.
Çocuk ihmal ve istismarının ülkemiz için önemli bir sorun olduğunu belirten Başyiğit konuşmasını şöyle sürdürdü ;
“Çocuk ihmal ve istismarı toplumsal bir sorundur. Hiçbir sektör ya da kurumun tek başına çocuk ihmal ve istismarını önleme konusunda kaynakları, yetki ve otoritesi yeterli olamaz. Bu nedenle aile, okul ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların da dahil olduğu etkin koruma ve müdahale programlarının geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Özellikle okullar ve öğretmenler bu konuda kilit rol oynayabilirler. Ülkemizde de okul temelli çocuk ihmal ve istismarını tanıma, değerlendirme ve yönlendirme sitemlerinin geliştirilmesi çok önemlidir.
Duygusal İstismar kalıcı hasarlara neden olmaktadır…
Duygusal istismar, kültürel farklılıkları nedeniyle genellikle gündeme gelmemektedir. Oysa, duygusal istismara maruz kalan çocuk bütün yaşamı boyunca bunun etkisi altında yaşamaktadır. Duygusal ihmal ve istismar, küçük yaştan itibaren çocuğun kişiliğinde kalıcı psikososyal hasarlara neden olabilmektedir. Duygusal istismarın tespiti zordur; derinlemesine görüşmeler yapılması gerektirir.. Çocuk ihmal ve istismarı vakalarında öğretmenler kilit noktadır...
Çocuk ihmal ve istismarı ülkemizde yaygın, ciddiye alınması gereken, ama önlenebilir bir toplumsal sorundur. Bu konuda herkesin yapabileceği birtakım aktiviteler olmakla beraber kamu kurum ve kuruluşları bağlamında atılması gereken çok önemli adımlar bulunmaktadır. Bu adımların atılmasında karar vericilerin ve kamu görevlilerinin görevi ve sorumluluğu bulunurken, STK’lar, üniversiteler vb. kuruluşların da somut ve ülkemize uyarlanabilir öneriler ile karar vericileri desteklemesi önemlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.