Ana teması, ‘’Engellilerin Sosyal Hayata Katılımına Yönelik Yerel Politikalar’’  olan Engelsizmir kongresi, etkinliklerin en geniş toplumsal katılımla tasarlanıp planlanması, İzmir’de konu ile ilgili bütün kesimlerin görüşlerinin alınarak çalışmalara dâhil edilmesi, engelsiz ve ayrımsız bir kent yaratmak için gereken demokratik ortamın gelişmesi, engelli sorunlarının ve engelsiz yaşam konusunun toplumda daha fazla anlaşılıp benimsenmesi ve konunun değişik yönleri üzerinde daha geniş bir zaman dilimi içinde çalışılması konularını kapsadı.

EN BÜYÜK ENGEL, BİREYİN AKLINDA OLAN ENGELDİR

Atık malzemelerden yapılarak farkındalık yaratan, Hayata renkli dönüşümler defilesinden sonra söz alan Bayır, ‘’Bilindiği gibi Ülkemiz nüfusunun % 12.29’unu engelli vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Gönül ister ki,  engelli vatandaşlarımıza engelsiz bir yaşam alanı ve sorunsuz bir dünya sunalım. Ekonomik açıdan sıkıntı çekmelerine izin vermeyelim, sosyal yaşamlarında daha fazla sahip çıkalım. Ancak maalesef bunu tam anlamıyla başaramıyoruz. Bu durumu aşmak için Yerel yönetimlerimize, devletimize çok iş düşüyor. Örneğin Devlet;  yüksek maaş, pozitif ayrımcılık, yeterli ulaşım konaklama ve barınma imkanları sağlayabilir.  Devlet herkese iş bulamaz ama engellilere hatırı sayılır bir maaş bağlayarak onların toplumdan soyutlanmalarını engelleyebilir. Böylece aileye yük olunmaz hatta katkı bile sağlanabilir.  Yerel yönetimlerimiz, engelliler için yaptıkları mimari ve kentsel düzenleme ve faaliyetlerle ilgili destek sağlamalıdır. Zor ama yapılabilecek şeyler bunlar. Bu durumun hayata geçmesi adına, Engellilerin topluma kazandırılması konusunda, elimden gelen bütün katkıyı sunmaya hazırım. Toplum olarak engellilere bakış açısını değiştirmemiz gerek. En büyük Engel, bireyin aklında olan engeldir. Önce Beyinlerimizdeki engeli kaldıralım, engelsiz bir dünya için el ele verelim. Umarım bu kongre İnsanlarımızın engelli vatandaşlarımıza yönelik bakış açılarının değişmesi açısından yararlı olur’’ diyerek sözlerini bitirdi.