CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, 3-4 Ağustos tarihlerinde Cumhurbaşkanın katılımıyla gerçekleşen ‘’Olağanüstü Din Şurası’’ toplantısı sonrasında, Din İşleri Yüksek kurulunca ele alınan rapora dair, Mecliste basın toplantısı düzenledi. Raporda yer alan ‘’Camilere bağlı Gençlik Kolları oluşturulması için, Diyanet işleri Başkanlığı’nın gerekli desteği vermesi gerektiğine dair’’ kararı eleştirdi.

BU TEHLİKELİ ADIMINIZ, 2023 HAYALLERİNİZİN BİR PARÇASI MI?

Raporda geçen ‘’Cami Gençlik Kolları’’nın kurulması ile ilgili raporu okuyarak sözlerine başlayan Bayır, böyle bir oluşumun zamanlama açısından uygun olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi. ‘’Ülkemizin geçtiği bu sancılı süreçte, ‘’FETÖ tehlikesi henüz tam olarak atlatılamamış ve temizlenememişken’’ kurulması gereken bu oluşumun, devletimize karşı yapılacak olası bir başka ‘’Başkaldırı’’ planlamasında yer almayacağının garantisini kim verebilir? Sanki ülkemizde bütün sorunlar çözülmüş, ‘’Kişi başına düşen gelirimiz yüzde yirmilik bir artış göstermiş, eğitim sistemiz düzelmiş, emeklilerin promosyon hakları verilmiş, taşeron işçiliğe son verilmiş,  öğrencilerimizin yurt sorununu çözülmüş, Fetö suçlaması ile haksız yere ceza alan vatandaşlarımızı tekrar eski saygınlığına kavuşturulmuş, ülkemizi terör belasından kurtarıp, dış ülkelerle olan ilişkilerimizi güçlendirmiş, ülkemizdeki barış ortamını tam anlamıyla sağlayarak, sorunsuz bir ülke halini almışız gibi’’, Akp’nin 2023 hedeflerini daha da sağlamlaştırmaya yönelik çalışmalar hızla devam edilmektedir.’’

BU GİRİŞİM, ANAYASANIN LAİKLİK İLKESİNE AYKIRI DEĞİL MİDİR?

Kurulması planlanan yapıyı, Fetö bahanesi ile kapatılarak mağdur edilen öğrenciler, öğretmenler, veliler ve çalışanlar üzerinden eleştiren Bayır, sözlerini şu şekilde sürdürdü. ‘’Raporda, ’İdeal bir gençlik yetiştirilmesi’ gerektiğinin altı özellikle çiziliyor. ‘İdeal’ anlamı size ne ifade ediyor? Yani camilere giderek ibadetini yerine getiren insanlar mı sadece, sizin çizdiğiniz, ’İdeal’ kelimesine uygun kişiler?  Camiler ibadethanedir, kışla ya da kolej değildir. Fetö bahanesi ile okulları kapattınız öğrencileri, öğretmenleri, velileri, çalışanları, FETÖ ile hiçbir bağının olmamasına rağmen ‘sırf orada okudu’ diye mağdur ettiniz. Okul sahipleri dışarıda dolaşırken çalışanları ve öğretmenleri içeri attınız. Türkiye’nin prestiji olan 100 yıllık okullarını ‘Proje okulları’ adı altında darma dağın edip, bölgesinde hiç ihtiyaç olmamasına rağmen İmam Hatip Okulları açtınız. İmam Hatip Lisesine Kaydolan 180 öğrenci, 3000 kapasitelik okulda, rahat rahat okurken, geri kalan 2820 öğrenciyi, diğer liselerde tıka basa öğrenim hayatını devam ettirmeye zorlayarak, haksızlığa uğrattınız. İmam Hatip liselerini bitiripte atanamayanların sayısı, Üniversitelerimizden mezun olupta atanamayan insanlarımızın sayısına oranla çok daha azken, durum bu kadar içler acısı bir hal almış iken, İl ve İlçelerde ‘Gençlik Rehberi’ adıyla kadrolar tahsis edilmesi ne kadar doğru olacaktır? Yoksa buradaki asıl amaç, Diyanet İşleri bütçesini daha da arttırmak mıdır? Bu bütçenin 12 Bakanlık bütçesinin üzerinde olduğunu unuttunuz mu? Bunun açıklaması sadece Yandaşlara kadro açmak değil de nedir? Herkesi İmam Hatip Lisesinden mezun etmeye çalışıp tek tip insan modelini yaymaya çalışırsanız, ülkemizin ihtiyacı olacak bilim adamını, mühendisi, doktoru ithal mi edeceksiniz? Yoksa dışa bağımlı ithalat politikalarınızı, eğitim sistemine de mi uyarlamaya karar verdiniz? Bu girişim Anayasamızın ‘Laiklik’ ilkesine aykırılık taşımaz mı? Sorularını yöneltti.

BU OLUŞUM YENİ ADİL ÖKSÜZ’LER YARATIRSA, YİNE ‘’KANDIRILDIK MI’’ DİYECEKSİNİZ?

Bu oluşumun daha sonra Fetö gibi, devletimize Başkaldırmayacağının garantisini verecek misiniz? Sorusunu soran Bayır, ‘’Artık dine siyaseti karıştırma işinden vazgeçin. Camiye siyaseti sokmayın. İnsanların saf, temiz duyguları ile uğraşmayın, akıllarını bulandırmayın. Doğacak olası sonuçları iyi hesap edin. İkinci Bir olumsuz kalkışmada ya da herhangi bir durumda, yeni Adil Öksüz’ler bu yapıdan ortaya çıkarsa yine ‘’Kandırıldık’’ kelimesini sakın kullanmayın. Sonra CHP bizi uyarmıştı ancak biz dikkate almamıştık ifadelerini kullanmayın. Çok yönlü düşünerek sonuçları iyi tahlil ederek, tekrar bu kararı gözden geçirin.’’ Buradan bir kelime de Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’e söylemek istiyorum. ‘’İktidarın değil, doğrunun yanında olun. Tarafsız olun. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da söylediği gibi, ‘’Camiye, Kışlaya, Yargıya Siyaseti sokmayın.’’ Ateşle oynamayın, diyerek sözlerini bitirdi.