CHP Bornova İlçe Başkanı Nevzat Kavalar, KHK ile kapatılan belediye dersanelerinden olan Bornova Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi (BELGEM) hakkında açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada hükümeti sert bir dille eleştiren Kavalar, şu ifadelere yer verdi:

"Sevgili dostlar, AKP hükümeti ve başındaki irade toplumun geleneklerine saldırmaya devam ediyor. Kendi iktidar kavgası için cemaatin kaynaklarını kurutmak adına yaptıkları operasyonlarda toplumun can damarlarını kökünden kesiyorlar.

            Siz, FETÖ terör örgütü ile istediğiniz kadar uğraşın. İş adamlarını yargılayın, derneklerini kapatın, üyelerini tutuklayın hatta ve hatta bir türlü dokunamadığınız siyasi ayaklarını gün yüzüne çıkarın; ama bu ülke halkının temel kazanımlarına asla el sürmeyin.

            Hiçbir ticari amacı olmayan sadece ekonomik olarak zayıf ailelerin çocuklarına hizmet veren ve bünyesinde yaklaşık 50 eğitim emekçisi barındıran bir çınarı, belgem dershanesini kapatmak hangi mantıkla, hangi izanla ve hangi ahlak ile açıklanabilir?

            Geçtiğimiz 16 yıl boyunca dar gelirli ailelerin çocuklarını Anadolu Liselerine, Fen Liselerine taşıyan BELGEM Dershaneleri; araştıran, sorgulayan ve projeler üreten çok önemli bir eğitim kurumudur.

            Bir ülkenin yöneticileri, içinde yetiştikleri vatanın eğitim kurumlarına bu denli nasıl düşman olabilirler? İktidarları döneminde 14 yılda 14 kere değiştirdikleri eğitim sistemi ile bir nesli yok eden, pozitif bilimi körelten bu zihniyet; şimdi de ülkede eğitim adına tek düzgün işleyen kurumları yani belediye dershanelerini kapatmak ile uğraşıyor. 

            Sizlere soruyorum sevgili dostlar, sevgili yurttaşlar bu dershane; ilçemize, şehrimize, ülkemize ve insanlığa binlerce hatta on binlerce eğitimli insan yetiştirmedi mi? Bunlardan hangisi vatana millete zararlı işler yaptı? Bu evlatlarımızın hangisi terörist oldu? Bu kutsal eğitim çatısı altında 5500 öğrenci evladımız mağdur edilmek istenmektedir. 5500 öğrenci, 11 bin anne ve baba demektir. 5500 öğrenci, 5500 ailedir. 5500 öğrenci, 5500 evlat demektir. 5500 öğrenci, 5500 umuttur. 5500 öğrenci, 5500 ışıktır. Sadece 11 bin anne ve baba değil; bu 5500 çocuğumuza ümit bağlayan binlerce başka insanın amcanın, teyzenin, abinin, ablanın, kardeşin; umutlarını, hayallerini yok etmek; kapılarına kilit vurmak ne kadar adildir? Bu gözyaşıyla dolu süreci halkımıza neden yaşatıyorsunuz? Bu yavrularımızın bilim öğrenmesi, ders çalışması, sokağın her türlü tehlikesi yerine eğitim çatısı altında güvende olmaları sizleri neden rahatsız ediyor?   Bu eğitim kurumu altında evlatlarımızı yetiştirerek hizmet eden öğretmenlerimiz; Yüce Atatürk’ün dediği gibi baş tacı mı edilmelidir yoksa kapısına kilit vurulan dershanelerin dışına mı atılmalıdır?

            Bizler, kendini sultan sananların değil; sultanlık yıkıp cumhuriyet kuranların evlatlarıyız. Bu yüzden eğitimin devam etmesi ve bu kutsal eğitim ocağının kapatılmaması, sevgili öğretmenlerimizin işsiz kalmaması için gerektiğinde yargılanmayı göze alacak bürokratların görevlendirilmesini temenni etmekteyiz. Ve yine eminim ki Yüce Atatürk’ün toplumun baş tacı olarak gördüğü öğretmenlerimiz, asla ve asla işsiz olarak kapının önüne bırakılmayacaktır;  çünkü unutmayalım ki hiçbir mücadele bedel ödenmeden kazanılamaz. Şunu asla unutmayalım, bu topraklarda “tarih” demek; Atatürkçüler’in haksızlıklar karşısında kazandığı zaferler demektir.  Bu mücadeleyi, el ele vererek kazanacağımızdan zerre kadar şüphem yoktur. Bizler kesinlikle bu kapılara kilit vurulmasını istemiyoruz. Bu kapıların açık tutulması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız.

Şimdi hep birlikte en güzel sloganımızı tekrarlamaya çağırıyorum sizleri…

“Direne direne kazanacağız”…