CHP Milletvekilleri sel bölgesinde

CHP Milletvekilleri sel bölgesinde

İklim Araştırma Komisyonu’nun CHP’li üyeleri İzmir Milletvekili Murat Bakan ve Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'da açıklamalarda bulundu.

TBMM İklim Araştırma Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan; geçtiğimiz gün komisyonun CHP’li üyeleri adına dilekçe verdi ve komisyonu göreve çağırarak sel bölgesine gitme talebinde bulundu. İklim Araştırma Komisyonu Başkanı AKP Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu'ndan ise hala yanıt gelmedi.

komisyon-sel3.jpeg

"Tüm komisyon üyeleri burada olmalıydı!"

Komisyon Sözcüsü Murat Bakan: “İklim ile ilgili bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun maksadı ne? Eğer bir problem yoksa komisyon kurulmamalıydı. Eğer bir problem varsa işte problemin sonucu bu. Burada olmalı o komisyon. Sadece Cumhuriyet Halk Partililer üyesi değil o komisyonun. AK Partili üyeleri var, diğer partilerden var. Tüm komisyon üyeleri burada olmalıydı. Burada biz vatandaşımızın yanında olmalıyız, derdine derman olmalıyız, dayanışma içinde olmalıyız ve anlatmak durumundayız. Komisyonu yangın felaketinde olduğu gibi sel için de göreve davet ettik. Bundan daha önemli görev yok. Komisyonun öncelikli görevi bu bölgelere gelmek. Ancak komisyon başkanı bu taleplerimize yanıt vermedi. Biz komisyonun CHP’li üyeleri olarak geldik, buradayız.

Bozkurt dere yatağına kurulmuş bir kent... Dere yatağından metrelerce yukarıda 6-7 metre yukarıdaki bir çarşının içinde sular 3 metre yükselmiş, içi kum dolmuş. O kumların içinde yurttaşlarımız var mı onu da bilemiyoruz. Arama kurtarma çalışmaları sürüyor, 100’ün üzerinde insanın kayıp olduğu söyleniyor. 6 yıldır ‘iklim krizi’ diye bağırıyoruz. Dünya bir felakete gidiyor, gezegen bir felakete gidiyor diyoruz. Orman yangınları… Ani yağışlar… Bir yılda yağması beklenen yağış bir günde yağıyor. Elbette iklim krizinin çok büyük etkisi var. Ama 20 yıldır bu ülkeyi sürdürülebilir bir yönetimle değil, ranta dayalı bir ekonomiyle götüren iktidarın da büyük yanlışları var.

Bu bölgedeki herkesin ortak fikri; buradaki HES’in kapaklarının açılması selin etkisini yüzde 20 arttırdığı yönünde. Kentin dere yatağına inşa edilmesi, iklim krizine ilişkin önlem alınmaması, dere yataklarının temizlenmemesi, oluşan erozyondan kaynaklı facia, HES’in kapaklarının açılması… Her şey bu felaketi doğurdu. Çok üzgünüz. Vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için buradayız. Geldiğimizden beri devletin kurumlarını görüyoruz, yerel yönetimleri görüyoruz. Tüm kamu görevlilerine, gönüllülere teşekkür ediyoruz. Ancak bu işi yönetemeyen Bakanlara teşekkür etmiyoruz. Yangındaki koordinasyonsuzluk, beceriksizlik burada da var.”

"Deprem yıkar biz yaparız, orman yanar biz dikeriz, sel götürür biz tekrar yaparız zihniyeti değişmeli’"

Komisyon Üyesi Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu: “Burada gördüğümüz manzaranın eşi benzeri yok. Korkunç bir manzarayla karşı karşıyayız. Üzülerek söylüyorum; bu tip manzaralarla daha çok karşı karşıya kalacağız. Bilim insanlarının söylediği şu; öyle bir zamandan geçiyoruz ki iklim değişikliği bir kriz halini almış durumda. Yüz yıla bir yaşanan felaketleri artık her yıl yaşamaya başladık. Yılda birden fazla yaşamaya başladık. Geçen hafta da yangın bölgesindeydik. Son bir hafta içinde yanan ormanın hektar olarak büyüklüğü, son on yılda yanan ormanın iki katından daha fazla. Şu anda burada da son bir yılda yağması gereken yağış sadece bir saat içerisinde yağmış durumda. Büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Bir tarafta orman yangınları bir tarafta sel felaketleri… Komisyon çalışmalarında yapılması gerekenleri sıklıkla dile getirdik. İklim krizi içindeyiz, çok ciddi bir tehditle karşı karşıyayız. Ancak hep ‘adaptasyon’ ile uğraşıyoruz. Böyle felaketler karşısında adaptasyonun da çok zor olacağı konusunda bir kanaat oluşmaya başladı. Bir taraftan karbon emisyonunu azaltmamız lazım diyoruz, diğer taraftan termik santraller açmaya çalışıyoruz, doğanın dengesini bozan HES’ler açmaya çalışıyoruz. Şu zihniyetin ortadan kalkması lazım; deprem yıkar biz yaparız, orman yanar biz dikeriz, sel götürür biz tekrar yaparız. Depremin yıkmamasını sağlamak lazım, yangının ortaya çıkmamasını, çıktığında da en kısa zamanda söndürülmesini sağlamak lazım, dere yataklarına ev yapmamak lazım. Bu zihniyet değişikliğini oluşturmamız gerekiyor.”

"Su kendi yatağını insanoğlundan, insanoğlunun canı pahasına, geri aldı"

CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı: “İklim bir kriz halinde ama Türkiye bir yıkım halinde. İklim krizinin sonucu Türkiye’de yıkım ve felaket getiriyor. Bu konuda bilim insanlarının, çevre örgütlerinin ve siyasetçilerin yaptıkları çağrılara acilen kulak verilmesi gerekiyor. Ve bu yaşanılanlardan doğru sonuçlar çıkarılması gerekiyor. Türkiye hızlı kentleşmenin, hızlı betonlaşmanın; tarım arazilerinin, orman arazilerinin ve meraların hızla yapılaşmaya açılmasının bedelini ödüyor. Gördüğünüz derenin yatağı çok genişti. Daraltıldı, daraltıldı, daraltıldı. Belirli bir yere hapsedildi ama su sonuçta kendi yatağını insanoğlundan geri aldı. İnsanoğlunun canı pahasına geri aldı. Bunların yaşanmasına gerek yoktu. Sel bu evleri parça parça gözümüzün önünden götürdü. Tüm yetkilileri daha duyarlı ve sorumlu olmaya çağırıyorum. Böyle zamanlarda Türkiye’de en önemli sorun siyasi iradenin yokluğudur. Siyasi iradenin bir an önce tesis edilmesi lazım bu felaketlerin önüne geçilmesi için.”

"Dere yataklarında yapılaşmadan uzak durun diye uyarılmasına rağmen"

Komisyon üyesi milletvekillerine teşekkür eden CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, “Çok kereler dere yataklarında yapılaşmadan uzak durun diye uyarılmış olunmasına rağmen bu gördüğünüz binalar dere yataklarına inşa edildi. İklim kriziyle ilgili devleti daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Türkiye’nin başı sağ olsun” dedi.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.