TBMM Anayasa Komisyonu’nda CHP’li milletvekillerine konuşma hakkı tanınmadan ve verdikleri önergeler oylanmadan Anayasa değişikliği teklifinin geneliyle ilgili görüşmelerin tamamlanmasına tepkiler sürerken bir tepki de CHP İzmir Milletvekili Musa Çam’dan geldi. Çam,  Türkiye’de 7 Haziran 2015 tarihinden bu yana 5 darbenin gerçekleştiğini savunarak “Beşinci darbeyi de Anayasa Komisyonunda kanunlara aykırı bir şekilde muhalefete söz hakkı tanımayarak yapmış oldular” dedi.

DAVUTOĞLU’NUN İSTİFA ETTİRİLMESİ DE DARBEDİR!

AKP’nin sürekli olarak sivil darbe yaptığını dile getiren Çam, “İlk darbeyi 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarına riayet etmeyerek hükümet kurma görevini ana muhalefet partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na vermeyerek yaptılar. İkinci darbe, Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP kurultayında 1360 delegenin 1353’ünün oyunu alan ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 49 oy ile başbakan seçilen Ahmet Davutoğlu’nu kaçak saraya çağırarak istifa ettirmesi ve yerine Binali Yıldırım’ı getirmesidir. Üçüncüsü, 15 Temmuz’da aynı menzile birlikte yürüdükleri ve birlikte planladıkları 15 Temmuz darbesidir. Dördüncü darbe, 20 Temmuz’da Olağanüstü Hal ilan ederek Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi tek adamın yönetmesidir. Beşinci darbe ise sultanlık anayasasını birlikte hazırlayan MC ittifakının 24 Aralık’ta Anayasa Komisyonunda Anayasa değişikliği görüşmeleri yapılırken AKP’li komisyon başkanının CHP’li milletvekillerine konuşma hakkı vermemesidir” diye konuştu.

BU BİR OTORİTER DİKTATÖRLÜK DEĞİŞİKLİĞİDİR!

Anayasa değişiklik teklifinin basit bir değişiklik olmadığını ifade eden CHP’li Çam, şu açıklamada bulundu: “Bu değişiklik neden önemlidir? Çünkü bu Anayasa değişikliği açık bir şekilde Türkiye’de rejim değişikliğini öngören, demokrasinin kırıntısını dahi ortadan kaldırıp otoriter bir diktatörlüğe ülkeyi taşımayı planlayan bir değişikliktir. Bundan 100 yıl önce saraydan alınıp halka verilen egemenliğin halktan alınıp yeniden saraya taşınması projesidir. Bu proje herkese dokunulabilen ama kendisine dokunulamayan bir kadiri mutlak şahsiyet yaratma projesidir, devletin tüm yetkilerini bir kişinin elinde toplama projesidir. Bu yüzden önemlidir. TBMM’yi tabuta koyma projesine CHP olarak son nefesimize kadar mücadele ederek karşı çıkacağız. Kanunlara en çok uyması gerekilen yerde Anayasa komisyonu üyelerinin konuşma hakkı kısıtlanarak, yok edilerek Anayasanın geneliyle ilgili görüşmeler bitirilmek istenmiştir. Anayasa komisyonunun 6 üyesinin sadece bir üyesi konuşturulmuş geriye kalan 5 üye konuşturulmadan geneliyle ilgili görüşmeler bitirilmek istenmiştir. Bu açıkça milli iradenin gasp edilmesidir.”

İKTİDARIN KEYFİ DAVRANMASI DA DARBEDİR!

Yaptığı açıklamada 15 Temmuz darbe girişimine de değinen Çam, 15 Temmuz’u dillerinden düşürmeyenlerin asıl darbecilik yaptığını söyledi. Ülkemizde darbeleri 12 Mart ve 12 Eylül’de yaşadığımız gibi askerlerin yaptığını bunun gerekçesi olarak da askerin düzen koruyucusu misyonu ileri sürdüğünü belirten Çam, “Erdoğan’ın temsilcisi olduğu siyasal İslamcı iktidar tam bir takiyecilik örneği sergileyerek, önce askerlerle uyumlu göründü. Sonra AB’ye uyum gereği, demokratikleşme söylemleriyle kendinden olmayanların da desteğini alarak, askeri bürokrasinin yetki ve gücünü budadı. Kamuoyu kandırıldı… Demokratikleşme diyerek yaptıklarının ne amaçla yapıldığı bugün gün gibi ortaya çıkmıştır. Erdoğan gerici, şeriatçı sultanlığını gerçekleştirmek için yolunun üzerindeki engelleri kaldırmıştır. Bakınız yaşadıklarımıza. 12 Eylül Askeri Faşist darbe döneminde bile yaşanmayanları yaşıyoruz. 15 Temmuz’da AKP iktidarı sayesinde, Erdoğan’ın iktidarı paylaştığı iktidarın özel ilgi ve ihtimamı sonucu iyice güçlenip palazlanan bir cemaatçi yapı iktidarı zorla ele geçirmek istedi. Darbe hep dış saldırıyla gerçekleşmez. İktidar kendine verilen yetkilerin dışına çıkıyorsa, Anayasaya ve yasalara uymuyorsa, yasal ve meşru olana karşı duruyorsa, keyfi davranıyorsa bu da darbedir, darbeciliktir” açıklamalarında bulundu. ​