İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada “Neyin konuşulduğu kadar neyin konuşulmadığı veya konuşulamadığı da önemlidir” dedi. Çıray, bundan sonra PKK’nın Suriye kolu YPG’ye silah verilmeyecek olmasının değil, IŞID bölgeden neredeyse temizlendiğine göre bugüne kadar verilen silahların geri alınıp alınmayacağının önem taşıdığını belirtti. Bugüne kadar pek çok olayda “kandırıldık” açıklamasına sığınan Erdoğan’ın, bölgedeki gelişmelerle ilgili ABD’nin yaklaşımına sorgulayıcı yaklaşamamasını eleştirdi.

PYD/YPG konusunda Beyaz Saray açıklaması farklı

(İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü İzmir Milletvekili Aytun Çıray Basın Bürosu/27 Kasım 2017 /ANKARA) 

İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray, Cumhurbaşkanlığı kaynaklarınca, kamuoyuna “Suriye krizi ve bölgesel konularda uzlaşı ve ABD’nin YPG’ye silah desteğini sonlandırması” şeklinde yansıtılan Trump-Erdoğan görüşmesinin aslında bir fiyasko olduğunu iddia etti.

İYİ Parti Sözcüsü Çıray, “Dün gerçekleşen Erdoğan-Trump telefon görüşmesine ilişkin Beyaz Saray tarafından yapılan açıklama bizimkilerin aktardıklarına nazaran nüansın ötesine farklılıklar içeriyor. Dışişleri Bakanı ‘PYD/YPG’ye silah sevkiyatının durdurulacağından’ söz ederken Trump'ın açıklamasında PYD/YPG’den söz edilmiyor. Tamamen uydurma. Mutasavver anlamına gelen "pending adjustments" yani düşünülen düzenlemeler ifadesi diplomaside oyalamanın ve ötelemenin tercümesidir. Bu açıklamadan, ‘Bundan böyle YPG’yi desteklemeyeceğiz’ anlamı çıkartmak gerçekçi olmaz” dedi.

Aytun Çıray, daha geçtiğimiz günlerde Afrin’deki  PKK/PYD’lilerin yüzlerce zırhlı araç ve ağır silahlarla konvoy oluşturup geçit yaptıklarını hatırlattı.

Reza belâsının sorumluları onunla aynı yatağa giren siyasilerdir

Çıray, “İkili görüşmenin bir diğer başlığının Reza Zarrab konusu olduğu açıklansa da içeriğe dair bilgi verilmemiş olması ilginç” dedi.

İYİ Parti Genel Sekreteri Reza Zarrap dosyasına bakışlarını anlatırken sözlerini şöyle tamamladı:

“Bizim AK Parti’nin ‘Reza’ politikasını eleştirmemizin temel nedeni millî bir dış politikayı savunmamızdır. İYİ Parti olarak ‘Reza'nın ötmesi’ne umut bağlayanlardan değiliz. ‘Erdoğan batsın da Türkiye önemsiz’ anlayışını ülkemize ihanet kabul ederiz. Tam aksine, uluslararası kaçakçılık işlerine karışmış olduğu anlaşılan Reza'nın millî çıkarlarımızı tehdit ettiğini düşünüyoruz. Ancak bu tehdidin ortaya çıkmasının nedeni, onunla ‘ileri derecede’ ilişkilere giren, onu ‘namuslu ve hayırsever işadamı’ kabul ederek plâketle ‘onurlandıran’ ve onunla aynı yatağa giren AK Partili siyasilerdir. Diğer yandan Reza ve onunla ilgili yolsuzlukla suçlanan bakan ve bürokratlar AK Parti engeline takılmayıp Türkiye'de yargılansalardı, bugün millî güvenliğimiz için bir tehdit oluşmayacaktı. Çünkü ABD'deki davanın sadece bir yolsuzluk davası olmadığı anlaşılıyor. Yani İYİ Parti olarak biz, dış millî çıkarlarımızın AK Parti'nin çıkarları ile örtüşmediğini söylüyoruz.”