Çıray'dan sert çıkış: "Sakın Reza’yı millî çıkarlarımıza karşı pazarlık konusu yapmayın!"

Çıray'dan sert çıkış: "Sakın Reza’yı millî çıkarlarımıza karşı pazarlık konusu yapmayın!"

İYİ Parti Başkanlık Divanı Genel Başkanımız Meral Akşener başkanlığında düzenlediği toplantıda ekonomideki son gelişmeleri öncelikle ele aldı.

Diğer yandan Amerika’da görülmekte olan Reza Zarrab davasının da  Türkiye’ye siyasal, ekonomik ve sosyal etkilerinin ne olabileceğini inceledi. 


İyi Parti Genel Sekreteri ve Sözcüsü Aytun Çıray, ekonominin gittikçe bozulmasının, dış politikanın fiyasko ile sonuçlanmasının ve Reza Zarrab davasının iç siyasete etkilerinin Erdoğan’ı bir panik havasına soktuğunu anlattı ve şöyle dedi: “AK parti iktidarlarının başarısızlıkları artık tescillendi. Bu nedenlerle 2019 seçimlerinde Erdoğan’ın seçim yenilgisi kaçınılmaz. Sayın Erdoğan yenilgisine yol açacak bu olguları örtbas etmek için sosyal ve ekonomik istikrarımızı tehdit eden çok tehlikeli bir gerilim stratejisini hayata geçirmeye çalışıyor. Üslûbunun bir devlet adamına yakışmadığını söylemek isterim.”


İYİ parti Başkanlık Divanı açıklamasını okuyan Çıray, “Amerika’nın Türkiye’deki 15 Temmuz 2015 kanlı darbe girişiminden sonra da FETÖ elebaşını barındırıyor olması, şüphesiz Türkiye’ye karşı ortaya koyduğu dostça olmayan bir tavırdır.” dedi.
 

Sakın Reza’yı millî çıkarlarımıza karşı pazarlık konusu yapmayın!
 

Aytun Çıray, “Sayın Erdoğan ne zaman efelense, ‘Acaba ne taviz veriyorlar’ diye yüreğimiz sızlar. Sayın Mehmet Şimşek’in bazı pazarlıklar için ABD’ye gittiğini biliyoruz. İYİ Parti olarak AK Parti Hükümetini uyarıyoruz; önünüze Suriye’den çıkın, Kıbrıs’ta toprak konusunda taviz verin, İran’la aranıza mesafe koyun gibi kabul ettiğinizde insan yüzüne çıkamayacağınız öneriler gelebilir. Sakın Reza’yı pazarlık konusunu yapmayın! Bunu önlemenin yolu rüşvet olayında adı geçen bakanları ve bürokratları derhal Türk mahkemelerinde yargılanmalarının önünü açın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hemen Reza Zarrab davası ile arasına mesafe koymalı ve hukukun üstünlüğüne geri dönmelidir, ” diye sözlerini sürdürdü. 
 

Amerika’ya çuvaldızı batıranlar hiç olmazsa iğneyi de kendilerine batırsınlar  
 

İYİ Parti bildirisinde “Ancak çuvaldızı Amerika’ya batırırken hiç olmazsa iğneyi de  Türkiye’yi 15 yıldır yöneten AK Parti iktidarına batırmak zorundayız. AK parti iktidarı tarafından devletin kozmik odasına kadar girilmesine izin verilen FETÖ’nün, ülke sırları yanında devleti yöneten önemli siyasilerin kirli ilişkilerine delil teşkil edecek belgeleri de yurt dışına götürmüş olması şaşırtıcı değildir. Şaşırtıcı olan Kozmik Oda’dan ordumuzun gizli bilgileri götürüldüğünde bugün gösterilen tepkinin binde birinin gösterilmemiş olmasıdır,” denildi. İYİ Parti Başkanlık Divanı bildirisini basına açıklayan İzmir İYİ Parti Milletvekili Aytun Çıray, “Buna mukabil AK Parti iktidarının, onlarla etle tırnak olan içinde barındırdığı siyasetçiler nedeni ile FETÖ ile kurumsal bir devlet mücadelesi yapamadığı açıktır. AK Parti FETÖ ile mücadele yerine, FETÖ’yü başarısız olduğu her alanın günah keçisi ve karşıtlarını suçlama aracı olarak kullanmayı tercih etmektedir. FETÖ ile mücadeleyi bir devlet politikası olarak İYİ Parti iktidarı yapacaktır,” dedi. 
 

Erdoğan Türk dış politikasının eksenini kaydırdı
 

Aytun Çıray, “Sayın Erdoğan’ın sürekli esip gürlemesi, ancak bir türlü yağmaması, Suriye’de koyduğu tüm kırmızı çizgilerinin silinmiş olması, savrulan bir dış politika anlayışı, ülkemizi dış dünyanın kötü niyetli ve istismarcı faaliyetlerine açık hale getirmiştir. Yani Türkiye Sayın Erdoğan’ın isabetsiz politikaları ve ne olursa olsun iktidarını devam ettirme arzusu yüzünden çok ciddi iç ve dış tehditlere ve tehlikelere maruzdur. Kısacası Sayın Erdoğan Türk dış politikasının eksenini kaydırmıştır,” diye ekledi.
 

Zafer Çağlayan ve Süleyman Aslan kurulan komplonun neresindeler?
 

Erdoğan’ın, “ABD’deki davanın iddianamesinde komplo iddiası doğrudur ama bu komplo Türkiye’ye karşı kurulmuş bir komplodur” sözlerine dikkat çeken İYİ Parti Sözcüsü Çıray devleti yönetenlere, “Koskoca Türk devletine kurulan bu komployu FETÖ ve Reza Zarrab ile birlikte Türkiye’deki hangi bürokrat ve siyasetçiler kotarmıştır? Reza Zarrab’dan rüşvet aldıkları iddia edilen Zafer Çağlayan ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın bu komplodaki rolleri ne? Reza Zarrab’ın malvarlığına ‘casusluk suçlaması’ ile el konduğuna göre Zafer Çağlayan ve Süleyman Aslan nasıl oluyor da ellerini kollarını sallayarak geziyorlar? Eski İçişleri Bakanı’na neden bir ‘casus’un önüne yattabilecek kadar samimiyet kurduğu sorulmayacak mı? Soruyoruz; Türk Bayrağı’nı Zarrab’a fon yapanlar kimler? Kimler onu ekrana çıkarıp ‘Cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım’ derken alkışlayanlar? “ sorularını yöneltti.
 

Türkiye’yi kim yargılamak isterse karşısında önce İYİ Parti’yi bulacaktır
 

Çıray, “Sayın Erdoğan Reza Zarrab davası hakkında ‘Türkiye yargılanıyor’ demiştir. Açıkça belirtiriz ki, büyük Türk Milleti’ni ve devletini kim yargılamak isterse karşısında önce İYİ Parti’yi bulacaktır. Ancak Amerika’da görülmekte olan davada yargılanan Türkiye değil, Reza’dır. Hiç kimse Reza Zarrab’ın itirafçı olduğu davanın utanç verici mahiyetini ‘Türkiye yargılanıyor’ saçmalığı ile Türk Milletinin gözünden kaçırmaya çalışmasın. Hamasi konuşmalar Reza Zarrab’la  dönemin belli AK Parti’li  bakanlarının ve Halk Bankası Genel Müdürü’nün işbirliklerini saklayamaz,” diye sözlerine devam etti. 
 

Gerekirse Kudüs için İslâm İşbirliği Liderler Zirvesi toplanmalı
 

Telaviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınması konusunun 1995'ten beri gündemde olduğunu, Kongre Büyükelçiliğin 31 Mayıs 1999'a kadar Kudüs'e taşınmasını öngörmüşse de o zamandan bu zamana kadar tüm ABD başkanlarının bu kararın uygulamasını ertelediğini hatırlatan İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray, "Kudüs Hz. Peygamberimizin ziyaret edilmesini istediği üç Mescit’ten biridir. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’dır. Başkan Trump'ın ABD Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşımak yönünde alabileceği bir karara karşı dururuz. Bu karar İsrail-Filistin sorununun çözümü konusunda yıllardır gösterilen çabalara da ağır bir darbe indirir. Burada Sayın Erdoğan’ın dış politikayı iç politikaya bir kez daha alet ettiğini görüyor, kendisine Suriye Emevi camii, Gazze’ye gideceğim deyip gidememesini, Kıbrıs sularında kaybolan Sismik gemisi ile ilgili yaptığı retorikleri hatırlatırız. Burada da kararı alan Trump’a lâf etmezken, İsrail ile ilişkileri keseriz demesi dış politika üzerinden iç politikayı manipüle ettiğinin delilidir."

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.