Çıray ifadesine başlarken ‘Adalet devlettir, adalet yoksa devlet yoktur’ sözleriyle başladı. ‘Sözcü davasında  şahitlik yapmaya kendi gönüllü iradesiyle istediğini’ belirten Çıray, bu isteğinde Sözcü’nün daha yayın hayatının başından itibaren Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine ne kadar derin bir bağlılık içinde olduğuna birinci elden tanıklık etmiş olmasının belirleyici olduğunu, ifade etti. 
 
İzmir İYİ Parti milletvekili Aytun Çıray şüpheli Gökmen Ulu ve Burak Akbay’ın FETÖ’yle ilişkili olmalarının imkansız olduğunu vurguladı. Gerek Gökmen Ulu’nun babasını ve ailesini, gerekse Burak Akbay’ın babası Ertuğrul Akbay’ı daha önceki dönemlerden tanıdığını ve hepsinin de vatanına, milletine, demokratik rejime ve Atatürk ilkelerine bağlı insanlar olduklarını belirten Aytun Çıray, bu niteliklerin Gökmen Ulu ve Burak Akbay için de aynen geçerli olduğunun altını çizdi. 
 
Ancak Çıray’ın ifadesinde 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği referandumunun 15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasına ve TSK’ya yapılan kumpaslara zemin hazırlayan bir referandum olduğunu ve o referandumun Türki demokrasisi ve hukuk sistemi için kırılma noktası olduğunu belirterek, “İşte biz SÖZCÜ’de bu en kritik dönemde FETÖ karşısında yer aldık” dedi.
 
MHP’YE YAPILACAK FETÖ KUMPASINI SÖZCÜ’DEN DUYURDUM
 

Çıray ifadesinde 12 Eylül 2010 referandumunun sonrasında aldığı sansasyonel bir duyumu ve bu duyum üzerine yaşayıp yazdıklarını SÖZCÜ’nün FETÖ karşıtlığına güçlü bir delil olarak ortaya koydu. Çıray güvenilir bir haber kaynağının 2011 seçimlerinin öncesinde kendisine geldiğini ve MHP’yi ve yöneticilerini zor durumda bırakacak birtakım operasyonlardan bahsettiğini belirtti ve makalesinden bir bölüm okudu ve şöyle devam etti, “Bunun üzerine konuyu dönemin MHP yöneticilerinden Cihan Paçacı’ya ilettim” diyen Çıray, bu muhtemel operasyonla MHP’nin 2011 genel Seçimlerinde “baraj altında bırakılmak ” ve böylece AKP’nin aldığı oy oranının çok üzerinde Anayasayı değiştirecek güçle milletvekili elde etmesinin” istendiğini dile getiren bir makalesinin Sözcü’de yayınlandığını ifade etti. Çıray’ın Mahkeme Heyetine okuduğu 2010 yılındaki makalesinde şöyle yazıyordu:

Plânlayıcıların amaçları ise belliymiş.

“MHP baraj altına itilecek”.

“Böylece AKP, aldığı oy oranının çok üzerinde...”

“Anayasa’yı tek başına değiştirecek güçte milletvekili sayısı elde edecek.”

“Haşim Kılıç’ın dediği gibi; gerekirse “pozitif bir öneri” getirilip, “değişmez” maddeler bile değiştirilebilecek.”

“Yalnız kalan CHP, AKP ve BDP’ye direnemeyecek.”

Bahçeli, “Evet” çıkarsa, “Kürt açılımı çığrından çıkar” dediğinde...

“Açılım Türkiye'nin iradesidir ve olumludur”denmişti.

APO ile masaya oturulduğuna göre, şimdi ne hissediyorsunuz?

Ve siz; “Ülkücüleri”n bir defa daha aldanacağına inanıyor musunuz?
 
Nitekim altı ay sonra da MHP milletvekillerine yönelik kumpas kurulduğu ortaya çıktığını ve bu konuda benzer çizgide birçok haberin yanı sıra yorumun yayınladığını vurgulayan Çıray,  tek başına bu dönemdeki yayın  politikasının bile Sözcü’nün FETÖ’nün tam karşısında olduğunu kanıtladığının altını çizdi.