Coğrafya kader midir?
Ozan Uslu yazdı; Coğrafya kader midir?
“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın”
Albert Camus
Coğrafya kaderdir derler, ancak iradeyi es geçerler…
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetva sitesinde, “Deprem bölgesinden sıkça sorulan sorular” adında bir bölüm oluşturulmuş. "Müslümanın deprem ve doğal afetlere bakışı nasıl olmalıdır?" başlıklı soruya verilen aşağıdaki yanıt verilmiş.
İnsan tabiatla ilişkisinde Allah’ın koyduğu kanunlara uygun hareket etmek ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Yerleşim yerlerinin inşa ve imarında doğal afet riskini hesaba katmak, zemin, malzeme ve inşa teknikleri başta olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemleri söz konusu kurallara göre planlamak bu sorumluluğun kaçınılmaz bir gereğidir. Zira tabiatın işleyişini dikkate almayan yapılanmalar afet risklerini beraberinde getirmektedir.
Aklı, iradesi, inancı, vicdanı ve başka hiçbir canlıda bulunmayan kabiliyetleri insanoğlunu her konuda olduğu gibi tabiatla ilişkisinde de sorumlu kılmaktadır. İnsanın bu bilinçle hareket etmesi ve gücünün yettiği hususlarda üzerine düşeni hakkıyla yaparak gerekli tedbirleri alması Yüce Allah’ın emridir. Dolayısıyla afetleri ve meydana gelen acı neticelerini, insan irade ve sorumluluğunu yok sayarak tamamen kaderci bir anlayışla değerlendirmek ve açıklamak inancımıza uygun değildir."
9 Eylül 2009’da Marmara’da sel oldu 40 vatandaşımızı kaybettik.
17 Mayıs 2010’da Zonguldak’ta Türkiye Taş Kömürü kurumuna ait Karadon Müessese Müdürlüğünde grizu patlaması oldu, 28 canımızı toprağa verdik.
İki işçi kardeşimizin cesedine ise patlamadan 8 ay sonra düştükleri kuyunun 720 metre derinliğinde bulundu.
23 Ekim 2011 Van’da deprem biz 644 canımızdan olduk.
13 Mayıs 20214 Manisa, Soma ilçesinde kömür madeninde yangın çıktı 301 madenci vatandaşımız hayatını kaybetti.
8 Temmuz 2018 de Çorlu’da tren devrildi, 25 vatandaşımız öldü, 317 kişi yaralandı.
13 Aralık 2018'de Ankara’da tren kazası oldu, 3'ü makinist 9 kişi hayatını kaybetti.
24 Ocak 2020 de Elazığ’da deprem oldu, 41 vatandaşımızı ebediyete uğurladık.
30 Ekim 2020 de İzmir’de deprem oldu, 117 hemşerimizi toprağa verdik.
11 Ağustos 2021’de Batı Karadeniz sel felaketinde 97 kişi hayatını kaybetti, 228 kişi yaralandı.
14 Ekim 2022 de Amasra’da maden ocağında patlama oldu, şanslı olan 58 işçi kardeşimiz yerin 350 metre altından kendi imkanlarıyla kurtulurken, 43 kişi vefat etti.
6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli depremlerde, 50 bin 783 (Yazıyla da yazalım ELLİ BİN YEDİ YÜZ SEKSEN ÜÇ) kişi hayatını kaybetti, 107.204 vatandaşımız yaralandı.
2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta gece kulübünde yandın çıktı, parmağın yansa bir hafta acısına dayanamazsın, 29 vatandaşımız yanarak öldü.
12 Temmuz 2024 günü İzmir’in göbeğinde yağmurlu bir günde 23 yaşındaki Özge, su birikintisinden karşıya geçmek isterken elektrik akımına kapıldı, o ve ona yardım eden İnanç Öktemay can verdi.
24 Aralık 2024 günü Balıkesir de mühimmat fabrikasında patlama 11 vatandaşımız canından oldu.
2021 Yılında Bursa da ATM de kaçak akım rölesi olmadığı için 33 yaşındaki vatandaşımız para çekmeye çalışırken elektrik çarpması sonucu öldü bu ülkede….
Yine 2021 yılında İstanbul Dudullu da düğün evinde balkon çöktü, 20 vatandaş hayatını kaybetti.
Saymakla bitmez…
En son; 21 Ocak 2025 günü geceliği 38.625 TL olan Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de, hep bana hep bana zihniyetinde olan, üç kuruşluk yangın güvenlik yatırımı yapmaktan imtina eden işyeri sahipleri başta olmak üzere, otelin bu şekilde faaliyet göstermesine göz yumanlar ve denetim faaliyetini ihmal edenler yüzünden, 68 vatandaşımız can verdi…
Şimdi herkes suçu birbirine atıyor, tut ki giden gittiğiyle kalıyor…
Kimimiz trafikte ambulansın arkasına takılıp yol kat etmeyi marifet sanıyor.
Kimimiz “benim memurum işini bilir” diyerek övünüyor.
Ve biz giderek tepeden tırnağa ve fenası artan hızla sistematik olarak çürüyor, çürütülüyoruz…
Bu kez yukarıda bazılarını saydığım felaketlerde olduğunun tersine ümit ederim ki; facia on gün daha konuşulup unutulmaz, birileri elini taşın altına koyup istifa eder, silsiledeki tüm sorumlular ceza alır, konu kaderdir, mukadderattır diye kapanmaz.
Zira aksi takdirde yine; giden gittiğiyle kalıp, ateş düştüğü yeri yakacak…
Dilerim bu kez bir ders çıkartırız.
Hepimizin başı sağ olsun.