Çölyak'a meydan okuyor
İzmir'de eğitmenliğini yaptığı otizmli ve dows sendromlu çocuklar için diyetleriyle ilgili glutensiz fakat lezzetli ürünler bulamayınca kolları sıvayan Göksen Aksel, “Çölyak”a meydan okudu, glutensiz ürünler fabrikası kurdu.
Ürettiği lezzetler ise Türkiye genelindeki 750 bin Çölyak hastasından yoğun ilgi gördü. “Yiyememek te bir engeldir” diyerek yola çıkan Aksel, “Artık günümüzde glutensiz gıdalar sağlıklı beslenmek isteyenlerin de tercihi oldu” dedi.
9 Mayıs Dünya Çölyak Günü kapsamında Adnan Menderes Üniversitesi Sağlıklı Yaşam ve Beslenme Topluluğu, çölyak hastalığına dikkat çekmek amacıyla “Çölyak Hastalığı Yemek Yapım ve Tadım Atölyesi” adlı etkinlik düzenledi. Etkinlikte 30 üniversiteli öğrenci, glutensiz pasta, kek, ekmek ve börek çeşitlerinden yaptı. Atölyede hem girişimcilik öyküsünü hem de glutensiz gıdalar için öğrencilere yol haritasını anlatan Mina Yönetim Kurulu Başkan Vekili Göksen Aksel, “Öğrencilerim için glutensiz gıda temin etmek istediğimde ürünlerin lezzetsiz ve tüketimi zor olduğunu fark ettim. Ardından yiyememek de bir engeldir diyerek yola çıktım. Glütensiz diyete ihtiyacı olan kişiler için aslında özel üretim yapılması gerekli. Gıda mühendisi olan eşimin de desteğiyle glütensiz lezzetli gıdalar ürettik” dedi.
“Çamaşır suyu içmekle aynı tehlikede”
Glütensiz beslenmeye ihtiyaç duyulan sistemik hastalıkların başında Çölyak ve glüten intoleransı ile diyabetin geldiğini söyleyen Aksel bu hastalıklara sahip kişilerin çok az bir miktar glüten ile teması halinde ,çamaşır suyu içmekle aynı hayati tehlikeyi yaşadıklarını söyledi.
Glütensiz mönüler özenle hazırlanmalı”
Çölyak farkındalık ayı olarak mayıs ayı boyunca etkinlikler yapılacağını ifade eden Aksel “Çölyaklılar sadece aç kalmıyor, psikolojik olarak da içlerine kapanıyorlar. Evlerine kapanabiliyorlar. Birçok restoran lokanta ve belediyelerin bu konuda özgün, glütensiz menüler oluşturması gerekli. Çünkü beslenme alışkanlığımız baştan aşağıya değişiyor. İnsanların ortak beslenme şekli glütensiz beslenme haline gelmeye başladı. Yaygınlaştığı için nerdeyse 50 kişiden birinde bu tür beslenmeye ihtiyaç duyuluyor. Sadece glüten intoleransı ya da Çölyaklıların değil sağlıklı beslenmek isteyenlerin de bu tür beslenmesi öneriliyor. Glütensiz detokslarla vücut arındırılabiliyor” dedi.
Mina’da glütensiz sağlıklı ve damak tadına uygun ürünleri aynı zamanda hazır tüketime sunduklarını söyleyen Aksel “ Çölyaklıların kullanacağı glütensiz ürünler özel üretiliyor. Daha önce içinde glüten olan herhangi bir ürünle yan yana gelmesi engellenen bu ürünler derin analizlerden geçiriliyor. Bu nedenle bizim tüm ekipmanımız sıfır alındı. Çölyak hastalığına sahip kişilerin beslenmesinde kullanılacak ürünlerin pişirildiği fırınlarda daha önce glütenli herhangi bir ürün pişirilmemiş olmalı. Teflon tava ve tahta kaşık gibi ürünleri kesinlikle kullanamayacakları gibi mutfaklarında kesme tahtalarından bile çapraz bulaşma olabilmekte. Çay kaşığının 8’de biri kadar un Çölyak hastası olan bir bireye ağır hasarlar vererek ölümlerine sebep olabiliyor. O nedenle bir kereden bir şey olmaz cümlesi onlar için en büyük düşman” dedi.
9 Mayıs Dünya Çölyak Günü kapsamında Adnan Menderes Üniversitesi Sağlıklı Yaşam ve Beslenme Topluluğu, çölyak hastalığına dikkat çekmek amacıyla “Çölyak Hastalığı Yemek Yapım ve Tadım Atölyesi” adlı etkinlik düzenledi. Etkinlikte 30 üniversiteli öğrenci, glutensiz pasta, kek, ekmek ve börek çeşitlerinden yaptı. Atölyede hem girişimcilik öyküsünü hem de glutensiz gıdalar için öğrencilere yol haritasını anlatan Mina Yönetim Kurulu Başkan Vekili Göksen Aksel, “Öğrencilerim için glutensiz gıda temin etmek istediğimde ürünlerin lezzetsiz ve tüketimi zor olduğunu fark ettim. Ardından yiyememek de bir engeldir diyerek yola çıktım. Glütensiz diyete ihtiyacı olan kişiler için aslında özel üretim yapılması gerekli. Gıda mühendisi olan eşimin de desteğiyle glütensiz lezzetli gıdalar ürettik” dedi.
“Çamaşır suyu içmekle aynı tehlikede”
Glütensiz beslenmeye ihtiyaç duyulan sistemik hastalıkların başında Çölyak ve glüten intoleransı ile diyabetin geldiğini söyleyen Aksel bu hastalıklara sahip kişilerin çok az bir miktar glüten ile teması halinde ,çamaşır suyu içmekle aynı hayati tehlikeyi yaşadıklarını söyledi.
Glütensiz mönüler özenle hazırlanmalı”
Çölyak farkındalık ayı olarak mayıs ayı boyunca etkinlikler yapılacağını ifade eden Aksel “Çölyaklılar sadece aç kalmıyor, psikolojik olarak da içlerine kapanıyorlar. Evlerine kapanabiliyorlar. Birçok restoran lokanta ve belediyelerin bu konuda özgün, glütensiz menüler oluşturması gerekli. Çünkü beslenme alışkanlığımız baştan aşağıya değişiyor. İnsanların ortak beslenme şekli glütensiz beslenme haline gelmeye başladı. Yaygınlaştığı için nerdeyse 50 kişiden birinde bu tür beslenmeye ihtiyaç duyuluyor. Sadece glüten intoleransı ya da Çölyaklıların değil sağlıklı beslenmek isteyenlerin de bu tür beslenmesi öneriliyor. Glütensiz detokslarla vücut arındırılabiliyor” dedi.
Mina’da glütensiz sağlıklı ve damak tadına uygun ürünleri aynı zamanda hazır tüketime sunduklarını söyleyen Aksel “ Çölyaklıların kullanacağı glütensiz ürünler özel üretiliyor. Daha önce içinde glüten olan herhangi bir ürünle yan yana gelmesi engellenen bu ürünler derin analizlerden geçiriliyor. Bu nedenle bizim tüm ekipmanımız sıfır alındı. Çölyak hastalığına sahip kişilerin beslenmesinde kullanılacak ürünlerin pişirildiği fırınlarda daha önce glütenli herhangi bir ürün pişirilmemiş olmalı. Teflon tava ve tahta kaşık gibi ürünleri kesinlikle kullanamayacakları gibi mutfaklarında kesme tahtalarından bile çapraz bulaşma olabilmekte. Çay kaşığının 8’de biri kadar un Çölyak hastası olan bir bireye ağır hasarlar vererek ölümlerine sebep olabiliyor. O nedenle bir kereden bir şey olmaz cümlesi onlar için en büyük düşman” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.