İşte Erdoğan'ın konuşmasının satır başları:

"4 BİN 480 TERÖRİSTİ ETKİSİZ HALE GETİRDİK"

- Afrin'de teröristlerden 4 bin 480'ini etkisiz hale getirdik. Kuzey Irak'ta PKK'lı 419 teröristi etkisiz hale getirdik. Yurt içinde 405 teröristi etkisiz hale getirdik. Gabar'da, Cudi'de, Besler Deresi'nde nerede terörist varsa Mehmetçiğimiz orada, korucularımız orada. Bu ülkenin refahını, huzurunu, güvenliğini kimse bozamayacak. Çıraklarla bu iş olmaz, bu iş yürek işi. Bunlar ne diyorlardı, "Afrin'de ne işiniz vardı" diyorlardı.

KURLA BİZİ VURAMAZSINIZ

- Dünyada fakirlere elini uzatan ülke kim? ABD birinci gözüküyor ama gayrisafi yurtiçi hasılaya göre Türkiye birinci. Büyümede 7,4 ile dünyada bir numarayız. Çıkmış birileri kurmuş şuymuş... Kurla murla bizi vuramazsınız. Bu manipülasyonla bizi vuramazsınız.

- Biri Kanal İstanbul'u durduracağız, biri yatırımları durduracağız diyor. Ekonomi bizim işimiz. Bunca yatırımları kaynakları çeşitlendirerek biz yaptık. 25 havalimanına 29 tane daha ilave ettik. Bunlara kalsa bunlar yapmazdı. Doğru dürüst bölünmüş yolumuz yoktu. Bunlarla duracak mıyız? Bunlar ne derse desin yatırımlara devam edeceğiz. 

4. KÖPRÜ SENİN NE HADDİNE!

Diyor ki, "Erdoğan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptı, 'ben de dördüncüyü yaptırım.' Ya senin ne haddine? Ne haddine? Bir taraftan şunu yaptırmam, bunu yaptırmam diyeceksin. Öbür taraftan 'Ben de dördüncüyü yaptırırım' diyor. Milli bütçede para yok diyorsun. Biz her şeyin bütçedeki parayla yapılmayacağını bilen bir iktidarız. Dünyaya da bunun örneği olduk. Biz geldiğimizde G-20'de miydik ya? Şu anda Türkiye G-20'de. 

BİR TANESİ DİYOR Kİ 'CEBİNDE PARA VAR MI'

Çıkmış bir tanesi diyor ki "Cebinde paran var mı" Ya Ispartalıya sor, Isparta Şehir Hastanesi'nde hayat nasıl diye bir sor. Biz ne dedik? 

Ey bay Kemal sen SSK'nın genel müdürü olduğu zaman o hastanelerin durumu neydi be, gel de hastane gör hastane. Hastane görmek istiyorsan Isparta'ya gel. Mersin'e gel. Yozgat'a geldi. Hastane görmek istiyorsan Kayseri'ye gel. Gel de gel. 

"GENEL BAŞKAN İLE ZITLAŞTILAR"

- Genel Başkan ile de aday önce bir zıtlaştılar. Bir ara ne diyordu? O zaman adaydı, henüz seçilmemişti "Bir girdin kaybettin, iki girdin kaybettin, dört girdin kaybettin. Beş girdin kaybettin. Kaybettin, kaybettin, kaybettin' Öyle mi? Ama şimdi enteresan. Tamam o güzel de o ne diyor şimdi? Ona böyle bir görevlendirme yaparken de 'gel bakalım Muharrem diyor gel' Bakın ne hale geldiler. İşte 24 Haziran bunlara haddini bildirme günü olacaktır.