Moderatörlüğünü İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Uluslararası İlişkiler Komisyonu sorumlu yönetim kurulu üyesi Av. İlke Erol’un yaptığı seminere DEÜ Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Can Göksoy, Gnw Logistics Şirket Ortağı Taner İzmirlioğlu ile Deniz Ticaret Odası Hukuk Müşaviri Av. Ahmet Çalık konuşmacı olarak katıldılar.

Seminerin açılış konuşmasını yapan İzmir Barosu Başkan Vekili Av. Mustafa Çetin, İzmir Barosu yönetimine “baro avukat içindir” ve “bilgi güçtür” sloganları ile geldiklerini ve bu doğrultuda da önemli çalışmalara imza attıklarını ifade etti. Bu anlamda ilk olarak İzmir Barosu Uluslararası İlişkiler Komisyonu’nu kurduklarını ifade eden Av. Mustafa Çetin, avukatların yeşil pasaport alabilmesi için çalıştıklarını son aşamaya geldiklerinde Avrupa Birliği Bakanlığı’nın avukat sayısının fazla olmasını gerekçe göstererek itiraz ettiğini, bunun üzerine avukatların vize almalarını kolaylaştırmak amacıyla konsolosluklarla görüştüklerini ve bu görüşmeler sonunda İzmir Barosu’nda bu işe özgülenmiş bir birim kurduklarını ifade etti.

Uluslararası bir baro olma yolunda bir diğer adım olarak yabancı barolarla iletişime geçtiklerini, Belçika’dan Gent, Yunanistan’dan Selanik, Bulgaristan’dan Plovdiv ve Fransa’dan Strasbourg baroları ile kardeş baro protokolü imzaladıklarını sözlerine ekleyen Av. Mustafa Çetin, bu barolarla ortak çalışmalar hayata geçirdiklerini ifade etti.

Uluslararası İlişkiler Komisyonu’nun çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade eden Av. Mustafa Çetin, kısa süre içerisinde Strasbourg Barosu ile stajyer değişim programını hayata geçireceklerinin de müjdesini verdi. İmza aşamasına gelen protokole göre İzmir Barosu’nda stajını yapan stajyer avukatlar dilerse stajının bir ayını Strasbourg Barosu bünyesinde yapabilecek. Av. Mustafa Çetin sözlerini, “Biz İzmir’i Türkiye’nin batıya açılan penceresi olarak görüyoruz. Ama ne yazık İzmir Barosu ve İzmir Barosu’na bağlı meslektaşlarımız uluslararası ilişkiler ve uluslararası davalar konusunda çok değerli birkaç üstadımız dışında iş yapamamaktalar. Biz de hem baromuzun uluslararası bir baro olması hem de meslektaşlarımızın uluslararası davalarda aktif olmasını istiyoruz. Bu nedenle bir yandan beş hukuk fakültesiyle birlikte düzenlediğimiz Uluslararası Göç ve İltica Sempozyumu, Carlos III Üniversitesi ile Türkiye'de ilk kez düzenlenen uluslararası akreditasyonlu  Uluslararası Sözleşmeler ve Tahkim Sertifika Programı, Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşımaları ve CMR, uluslararası tebligat gibi çalışmalar düzenlerken, öte yandan yabancı dil eğitimlerimize devam ediyoruz. Bu çalışmalarımız çok yoğun şekilde devam edecek” şeklinde tamamladı.

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk ise yapmış olduğu açılış konuşmasında, insanın ilk ticari ilişkisinin mal mübadelesi ile başladığını söyleyerek, bu ilişkilerin zamanla gelişerek milletlerarası bir ticari ilişkiye dönüştüğünü ifade etti. Yusuf Öztürk zamanla ticaretin kolaylaşması ve bir düzen içerisinde devam edebilmesi için de bazı güvenceler altına alınmasına gerek duyulduğunu, deniz ticareti hukukunun da ilk olarak bu noktada ortaya çıktığını dile getirdi. Öztürk, “Bugün dünyadaki yük hareketinin %88’inin deniz yollarıyla, yani bir hukuki varlık olan gemilerle yapıldığı düşünüldüğünde konunun ne kadar önemli olduğunu ortadadır” diyerek sözlerini tamamladı.

Seminerin moderatörlüğünü yapan İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Uluslararası İlişkiler Komisyonu yönetim kurulu üyesi Av. İlke Erol, yapılan çalışmanın İzmir Barosu ve İzmir Deniz Ticaret Odası’nın ortaklığının ilk adımı olduğunu söyleyerek benzer eğitimlerin gelecek günlerde artarak devam edeceğini ifade etti.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun deniz taşıma hukuku alanında getirdiği yenilikler başlıklı sunumu gerçekleştiren DEÜ Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Can Göksoy, Yeni TTK’nın, taşıyanın sorumluluğuna ilişkin 1178 ilâ 1192 nci maddelerinde çok sayıda yeni düzenlemeye yer verildiğini ifade ederken bu düzenlemeler yapılırken, Türkiye’nin tarafı olduğu 1924 Brüksel Sözleşmesi ile bu Sözleşmeyi tadil eden 1968 Visby Kuralları ve 1979 Londra Protokolü esas alındığını söyledi. “Bu sözleşmelerin tümünde hüküm bulunmayan hallerde, 1978 Hamburg Kurallarının hükümleriyle Tasarının tamamlanması yoluna gidilmiştir” diyen Göksoy, sunumunda taşıyanın sorumluluk sınırları, taşıyanın gecikmeden doğan sorumluluğu, konişmento hakkında getirilen yenilikler, temiz konişmento gibi konulara değinildi.

Deniz yolu ile taşınan yüklerin Türkiye’deki alıcılarına tesliminde ordino aranması zorunluluğu başlıklı bir sunum gerçekleştiren Deniz Ticaret Odası Hukuk Müşaviri Av. Ahmet Çalık Ordino konusunun yirmi yıllık ve hep sil baştan yapılan sektörel bir tartışma olduğunu ifade ederek, “ordino kalktı” şeklindeki yorumların hatalı olduğunu, ordinonun sadece gümrükleme işlemleri için gerekli olmaktan çıktığını dile getirdi.

Konteynır taşımacılığında hukuki ihtilaf oluşturabilecek uygulamadaki sorunlar başlıklı sunumu yapan Gnw Logistics Şirket Ortağı Taner İzmirlioğlu ise konteynır taşımacılığının içinde çok fazla konu ve hizmet barındırdığını ifade ederek, bu hizmetlerin ihracat, ithalat ve transit olmak üzere üçe ayrıldığını ifade etti.