“Depreme uygun bina üretmeliyiz”
Marmara depremi 1999 yılı Ağustos ayında Kocaeli/Gölcük merkezli olarak gerçekleşti. Richter ölçeği ile 7,5 büyüklüğünde ölçülen depremde büyük çapta can ve mal kaybı yaşanmıştı.
Deprem, Ankara’dan İzmir’e geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti. 23 bin 781 kişi yaralanırken 505 kişi ise sakat kaldı. Gölcük depremi yaklaşık 600 bin kişiyi evsiz bıraktı. 16 milyon insan, depremden farklı sebeplerle etkilendi. Gölcük depremi büyüklüğü, etkilediği alanın genişliği, sebep olduğu can kaybı ve maddi kayıp açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden birisi olarak tarihe geçti. İzmir İnşaat Mühendisleri Odası Yönetin Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Nurgül Atabay, " İzmir'de olası bir depremde neler olabileceğini ön gören bir araştırma yok. Biz daha önce oda olarak Balçova ve Seferihisar'ı kapsayan çalışmalar yaptık. Bu bölgelerde yapıların sarsıntılara dayanıklılığını araştırdık. Binaların yüzde 20’sinin depreme dayanıksız olduğu sonucuna ulaştık. İzmir genelinde yapılmış bir çalışma yok ancak biz İzmir’in bütününde de buna yakın bir oran tahmin ediyoruz” dedi.
Deprem bölgesinden tamamen kaçılamayacağını belirten Atabay, " Türkiye deprem bölgesi, fay hatlarından kaçmak mümkün değil ama gidip de fay hattının üzerine binalar yapmamamız lazım. Bunun örneğini çok görüyoruz. Ancak fay hatlarından tamamen kaçmamızda mümkün değil. Bu sebeple depreme dayanıklı bina inşa etmemiz şart" diye konuştu.
Depreme yönelik bireylerinde sorumlulukları olduğuna dikkat çeken Atabay “ Bireylerin, binaların projelerini görmeye hakkı vardır. Bunu talep etmeliler. Ayrıca içlerine sinmeyen durumlarda bir inşaat mühendisi ile anlaşarak yapıyı inceletebilirler” dedi.
İnşaat Mühendisi Atabay, "İnsanlar işlerini dikkate almıyorlar. Biz inşaat mühendisleri okullardan mezun oluyoruz. Ancak mesleği yapmak için yeterli miyiz? Bunu bilmiyoruz. İnşaat mühendisleri tüm dikkatlerini işlerine vererek çalışmalı, piyasa da mühendislik hizmeti almamış iş olmamalı. Bu konuda insanlara bilinç aşılamak gerekiyor. Kişilerin aldıkları evlerin mühendislik hizmeti aldığından emin olması lazım" diye konuştu.
Daha iyi yapıların ortaya çıkması için yapı denetim sistemi kurulduğunu belirten Atabay, " Ancak yapı denetim sistemimiz farklı çalışıyor. Bizim yasalarımıza göre mal sahibinin yapı denetimini seçmesi gerekiyor. Ancak müteahhitler yapı denetimi seçiyor. Yani müteahhitler kendi yaptığı binayı kendi parası ile kendi denetletiyor" dedi. Türkiye'de depreme yönelik teknoloji üretilmediğini belirten Atabay, " Teknoloji olarak biz bir şey üretmiyoruz, dışarıdan alıyoruz. Örneğin son zamanlarda yüksek yapılar revaçta, yüksek yapılarda deprem sebebi ile oluşabilecek zararı izole edecek çeşitli ekipmanlar dahi yurt dışından geliyor" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.