Dijital dönüşüm, sağlık sektöründe hataları azaltıyor
Doç. Dr. Tuğba Altıntaş, sağlıkta dijital dönüşümün bilgi kaynaklarına erişimi kolaylaştırarak insan kaynaklı hataları en aza indirdiğini söyledi.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Altıntaş, sağlıkta dijital dönüşümle hayatımıza giren uygulamaların sağladığı avantajlarla ilgili konuştu.
“Dijital sanayinin temelinde yüksek teknoloji ve inovasyon vardır. Bilişim teknolojileri ile sanayinin bir araya getirildiği dijital sanayi, sağlık sektöründe de gelişim gösterdi. Türkiye, sağlık hizmetlerinde dijital dönüşüme internet kullanımının yaygınlaştığı 2000’li yıllardan sonra başladı” diyen Doç. Dr. Tuğba Altıntaş şöyle konuştu; “Teşhis ve tedavi süreçlerinin uzaktan yürütülmesi anlamına gelen tele-tıp ve tele-sağlık olarak bilinen bu teknolojiler günümüzde en çok başvurulan hizmetlerdendir. Sağlıkta dijital dönüşüm tıbbi bilgi kaynaklarına erişimi kolaylaştırırken insan kaynaklı hataları en aza indiriyor, hasta güvenliğini ve hizmet kalitesini artırıyor.” ifadelerini kullandı.
Covid-19 ile dijital dönüşüm zorunlu hale geldi
Altıntaş, pandeminin sağlıkta dijital dönüşümü hızlandırdığını vurgulayarak pandemi sürecinin getirdiği karantina ve izolasyon uygulamalarının bunu zorunlu hale getirdiği söyleyerek şöyle konuştu; "Teması azaltmak ve salgının yayılımını kontrol altına almak için geliştirilen HES (Hayat Eve Sığar) uygulaması buna en güzel örnektir. Ayrıca uzaktan muayene ve e-reçete uygulamaları, termal kameralarla ateş ölçümü yapılması, temizlik robotları, akıllı saat ve akıllı bileklik gibi giyilebilir teknolojiler yine pandemi döneminde hayatımıza giren dijital sağlık teknolojilerindendir.”
Hekimlerin iş yükü ve muayene kuyrukları azalıyor
Sağlıkta dijital teknoloji kullanımının en önemli avantajının hastanelerin ve hekimlerin iş yükünü azaltması olduğunun altını çizen Altıntaş, “Özellikle kişisel sağlık sistemi (e-Nabız) ile hasta; tahlil raporlarını, muayene bilgilerini, daha önce yazılmış olan reçetelerini görür ve yönetir, hekim de hastanın izni çerçevesinde hastaya ait sağlık verisine her yerden erişebilir. Verilerin akıllı bir şekilde sisteme bağlanması hastalara daha iyi ve hızlı bir tedavi olanağı sağlıyor. Belgelerin dijital ortamda kayıtlı olması başka bir deyişle kağıtsız ofise geçiş, dosyalama maliyetini düşürürken zamandan da tasarruf sağlıyor. Dijital dönüşümün bir diğer avantajı da merkezi hekim randevu sistemi (MHRS) ile karşımıza çıkıyor. Bu uygulama, bireylerin internet üzerinden veya telefonla ülke genelindeki tüm hastanelere randevu amaçlı ulaşmasını sağlıyor. Uygulama sayesinde hastanelerde muayene kuyruklarının, hasta bekleme sürelerinin önüne geçiliyor ve böylece kalabalık azaltılıyor” dedi.
Giyilebilir teknolojiler hayatı kolaylaştırıyor
Giyilebilir teknolojilere de örnek veren Altıntaş, “Bu sayede hastanedeki kompleks cihazlar sanal ortama taşınmış oluyor. Kişiler hasta olsun ya da olmasın tansiyon, şeker, nabız, kandaki oksijen miktarı, uyku süresi ve benzeri ölçümlerine akıllı saat, akıllı bileklik gibi giyilebilir teknolojilerle ulaşabiliyor. Bu sayede herkes kendi sağlık durumunu takip edebilir oldu” şeklinde konuştu.
Dijital teknolojiler ile sağlıkta büyük veriye ulaşılabiliyor
Dijital sanayi çağının büyük veri çağı olduğunu söyleyen Altıntaş sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı; “Dijital teknolojiler ve taşınabilir/giyilebilir teknolojiler sayesinde tıp ve sağlık alanında büyük veriye ulaşılabiliyor. Farklı kaynaklardan toplanan farklı türde sağlık verisi, yapay zekanın makine öğrenimi ile veriyi işlemesini sağlıyor. Böylelikle makine öğrenimi; hastalıkların teşhis ve tedavisinde, salgın yayılım tahminlerinde, radyoterapide, ilaç üretiminde ve benzeri alanlarda uygulanabiliyor. Tedavi ve terapi süreçlerinde sanal gerçeklik (VR) teknolojileri de büyük rol oynuyor. Robotik cerrahi, fizik tedavi, psikoterapi ve sağlık eğitimi gibi alanlarda VR teknolojilerinden yararlanılıyor. Gelecekte VR teknolojilerinden farklı sağlık alanlarında da yararlanılacağı düşünülüyor. Ayrıca nesnelerin interneti (IoT) tabanlı uygulamalarla geliştirilen akıllı saat, akıllı bileklik, EEG kulaklığı, stresi kontrol eden bileklik, adım sayısı ve harcanan kaloriyi ölçen akıllı ayakkabı gibi giyilebilir ve takılabilir cihazların yakın gelecekte çok daha gelişmiş sistemlerle ve yeni alanlarda kullanımda olacağı öngörülüyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.