Geçtiğimiz hafta başladı, sosyal medyayı sallayan ‘Dilber’ karakterinin var olduğu dizi; İnci Taneleri.

Geçtiğimiz hafta Türkiye’de ‘Dilber’ gerçeğini yazarken yazımı, ne olacağını bilmemekle birlikte neler olabileceğini tahmin ederek, insanların eğlenerek izlediği, sosyal medyada eğlenerek paylaştığı, birçok kişinin de televizyon karşısında para atarak kendince keyif yaptığı anlara ve hatta ‘Dilber’ olabilmek için özenen kadınları bazı gerçeklerle yüzleştirmek isteyerek yazmıştım.

Dizinin ilk bölümü beni yanıltmadı, eğlenceli gibi görünen bir pavyon hayatının içinde yaşanan korku, şiddet ve insandan, kadından faydalanma üzerine bir giriş oldu.

Yılmaz Erdoğan’ın canlandırdığı karakter ise beni daha çok çekti diziye.

Toplumsal ve bireysel mesajlarını az çok tahmin etmekle birlikte sonuna kadar o mesajları nasıl vereceğini merak ederek izleyeceğim bir dizi oldu.

Benim asıl merak ettiğim, dizinin tanıtım fragmanında ‘Dilber evin yok mu?’ diyen şarkıyla birlikte, bu acı hayatların üzerinden kendilerine eğlence çıkarmayı beceren insanlara.

Sosyal medyada viral olduktan sonra kendince videolar çekenlerden, kimisi televizyon karşısında Dilber’e para atıyor, kimi arabasını Dilber’e ev almak için satıyor, kimi küçük çocuklarının televizyon karşısında Dilber hayranlığını gösteriyor, kimisi ise ‘Dilber’e acil ev alın, kocalarımızın başı belada’ diye sözüm ona mizah üretip, espri yapıyor.

Alın size kırmızı elbisesiyle pavyonda oynayan ‘Dilber.’

Geçmişi acılarla dolu, geleceği kim bilir daha ne kadar acılarla dolu Türkiye’de pavyonlara düşürülmüş, düşmek zorunda kalmış ve oradan her türlü ezilen, sömürülen, şiddet gören kadınların hali.

Alın size başında belalılarıyla yaşama tutunmaya çalışan, yaşamdan keyif almaya çalışan ‘Dilber.’

Bazı insanları parayla satın alabilirsiniz ama paranız bittiğinde insanlığınızdan utanırsınız.

Bazı inşaları şiddetle, korkuyla kendisine mal edebilirsiniz ama şiddetiniz, korkunuz bittiğinde insanlığınızdan utanırsınız.

Oysa kalbinizi vererek, aklınızı kullanarak birlikte olduğunuz insanları asla atamazsanız, atsanız da yanınızdan asla gitmezler, gitmek istemezler.

Para atmak, para basmak, eğlenmek kolay!

Zor olan iyi insan olabilmek!

Vesselam!