Diyabetik Retinopati körlüğe neden oluyor!

Diyabetik Retinopati körlüğe neden oluyor!

Ekol Hastanesi Göz Kliniği’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinan Emre diyabetik retinopatinin dünyada çalışan nüfus içinde en önemli körlük nedenlerinden biri olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Sinan Emre, “Diyabet tanısı konanlar mutlaka göz doktoruna başvurmalıdır” diye konuştu. Diyabet tanısı alan her hastanın tanı konar konmaz mutlaka göz hekimine başvurmaları gerektiğini belirterek, “Özellikle sık karşılaşılan Tip 2 diyabet tanısı alan her hastada en az 5 yıldır hastalık mevcut kabul edilmekte, bu duruma ‘gizli şeker’ dönemi adı verilmektedir. Hastalar göz hekimi tarafından göz bebeği büyütülmesi için damlalar damlatılarak gözdibi muayenesinden geçirilmeli, gerekli görüldüğünde ‘optik koherens tomografi (OCT)’ ve ‘gözdibi anjiyografisi-floresein anjiyografi (FFA)’ tetkikleri yapılmalıdır” dedi.

Hastalık Belirtileri

Diyabetik retinopatinin belirtileri arasında uzak ve yakın görmede azalma, bulanık ve eğri büğrü görmenin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sinan Emre, “Göz tansiyonu gibi bazı ek hastalıklar eşlik etmediği sürece diyabetik retinopatide ağrılı görme kaybı oluşmaz. Ancak hastalığın bu belirtiler gelişmeden önce saptanması, tedavinin etkinliği ve görmenin uzun süre korunması için çok önemlidir. Genel olarak diyabetik retinopatide erken dönemde retina tabakasında küçük kanamalar, sızıntılar ve ayrıntılı göz dibi muayenesinde saptanan damar değişiklikleri söz konusudur. Erken dönem diyabetik retinopati; düşük, orta ve yüksek riskli olmak üzere 3 farklı türe ayrılır.”

prof-dr-sinan-emre-goz-hastaliklari-uzmani.jpg

Şeker Kontrolü Önemli

Eğer hasta kan şekeri kontrolünü iyi yapamaz ve beraberinde kol tansiyonu ve kolesterol yüksekliği gibi durumlar da eşlik ederse, yıllar içinde diyabetik retinopati geç dönem hastalığa kadar ilerleyebilmektedir diyen Prof. Dr. Sinan Emre, “Bu evrede göz içine yoğun kanamalar, retina tabakasının yerinden ayrılması (dekolman) ve göz sinirinin beslenme problemleri nedeniyle şişmesi (papillopati) gibi durumlara bağlı ciddi görme kayıpları yaşanmaktadır. Bu evrede genellikle göze ilaç enjeksiyonları ve lazer tedavilerinin yanı sıra göz içindeki kanamaların ve göz içi sıvısının boşaltılması ve retina tabakasındaki ayrılmaların düzeltilmesi amacıyla ‘vitrektomi’ adı verilen ameliyatın uygulanması gerekli olabilmektedir. Bu ameliyat lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilebilmekte olup, beraberinde mevcut katarakt da alınabilmekte ve göz içine yapay göziçi merceği yerleştirilmektedir.

Görme Fonksiyonu Korunabilmektedir

Teknolojik açıdan karmaşık sistemler ve retina konusunda uzman olan hekimlerle uygulanabilen vitrektomi ameliyatı sonuçları, görmenin korunması açısından yüz güldürücü olabilmektedir. Ancak, genel durumu iyi olmayan, kan şekeri kontrolü bozuk, beraberinde böbrekler gibi diğer organların da tutulduğu durumlarda birden çok ameliyat gerekebilmektedir. Diyabetik retinopati, günümüz dünyasında diyabetin artması ile birlikte giderek artan oranda görülmekte ve yeni teknolojik gelişmelerle hastalık tam olarak tedavi edilemese de görme fonksiyonu uzun dönem korunabilmektedir. Bu konuda hekimlerinin uygun gördüğü kontrollere uyulmalı ve gerektiğinde ilaç, lazer ve ameliyat gibi tedaviler uzman göz hekimlerince uygulanmalıdır.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.