Doğum sonrası depresyonunu 8 adımda yok edin!
Klinik Psikolog Özlem Soysal, depresyonun kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görüldüğünü ve kadınların üreme hormonlarında değişim olduğu dönemlerde depresyona daha yatkın hale geldiğini belirtti.
Memorial Dicle Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Özlem Soysal, doğum sonrası görülen depresyon ve bu süreçte alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Doğum sonrası depresyonun ilk 4-6 hafta içerisinde ortaya çıktığını anlatan Soysal, tanı konulabilmesi için de belirtilerin en az 2 hafta sürmesinin gerektiğini ifade etti. Gebelik sırasında yaşanan depresyonun dünyada her 10 anneden 5’inde görüldüğünü belirten Soysal, “Doğum sonrası depresyon 10 annenin 1’inde ortaya çıkar. Prenatal denilen hamilelik öncesinde ve perinatal denilen hamilelik sırasındaki bazı duygu durumları, doğum sonrasında bir depresyonun habercisi olabilir” dedi.
Depresyona zemin hazırlayan durumlar
Doğum sonrası depresyona zemin hazırlayan durumlara ilişkin bilgi veren Soysal, “Hamilelik öncesi yoğun stres, kaygı ve depresyon yaşama. Kendine olan saygı kaybı ve mükemmeliyetçilik. Aileden, eşinden ya da çevreden yeterli sosyal destek alamama. Mutsuz evlilik ve başka çocukların olması. Genç yaşta hamile kalmış olma (ergen gebeliği). Hamilelik dönemine yaşanan travma. Geçmişteki düşük ya da kürtaj deneyimleri ile istenmeyen ya da planlanmamış gebelikler buna zemin hazırlar” diye konuştu.
“Erken uyanma ve kilo kaybı depresyon belirtisi”
Anne olmanın bir kadın için yalnızca mutluluk dönemi değil aynı zamanda ruhsal durum değişiklikleri nedeniyle ortaya çıkan, kaygı ve depresyonun yaşanabildiği bir zaman dilimi olduğuna dikkat çeken Soysal, şunları kaydetti:
“Bu dönemdeki depresyon hafif mizaç bozukluğu, huzursuzluk, bitkinlik, erken uyanma, kilo kaybı, iştahsızlık, kendini kınama, tepkisizlik, mutsuzluk, değersizlik hissi, intihar düşüncesi ya da girişimi gibi öznel belirtilerle karakterize olan, şiddetli bir hastalığa kadar uzanabilen geniş bir yelpazeyi içerir. Gelişmiş ülkelerde gebelikten sonra görülen ruhsal problemlerle ilgili hastalıklar ciddi bir öneme sahip olduğundan, bu süreçte annelerin psikolojik destek almaları sağlanır. Ancak gelişmekte olan ülkelerde bu önem oldukça sınırlı kalmaktadır ve bu durum, anne ile bebeğin sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Kendine vakit ayıramamanın getirdiği mutsuzluk, benliğini kaybetme ve kendisini sanki gerçek değilmiş gibi hissetme ile güvensizlik, yetersizlik ve iyi bir anne olamama duygusu gibi belirtilere dikkat edilmeli.”
“Doğum sonrası depresyondan kurtulmak mümkün”
Gebelik sonrası depresyon ile başa çıkmak için öncelikle içinde bulunulan gerçekliğin farkına varılması gerektiğine işaret eden Soysal, şunları söyledi:
“Hayatın hem iyi hem de sıkıntılı olan dönemlerinin olabileceği kabul edilmelidir. Alınabilecek basit önlemler ve yaşam değişiklikleri ile sorun karmaşık bir hal almadan çözülebilir. Doğum sonrası depresyona karşı aşağıdaki önlemler alınabilir. Yakınlarınızdan ve aile bireylerinden kendinize yakın hissettiğiniz kişilerden destek isteyin. Günlük egzersiz ve spor yapın, hareketsizlikten uzak durun. Alkol ve kafeinli içecekler tüketmeyin. Beslenme uzmanından uygun diyet programı için yardım alın. Doğum sonrası eve gelen ziyaretçi sayısını sınırlandırın. Telefon görüşmelerinizi kısıtlı sürede tutun. Bebeğinizle daha yakından ilgilenin ve o uyuduğunda siz de uyumaya çalışın. Gerekli durumlarda bir uzman desteği almaktan çekinmeyin.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.