Dokuz Eylül Belgeseli, beyazperdeye taşındı
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kendi imkanlarıyla hazırladığı belgeselde, üniversitenin 40 yıllık serüveni mensuplarının ve mezunlarının gözünden paylaşıldı.
20 Temmuz 1982’den bu yana bilimin ve yenilikçiliğin merkezi olan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) İzmir’e ve ülkemize ve insanlığa değer katan serüveni belgesele taşındı. İzmir’in 16 farklı noktasında 10 enstitü 18 fakülte 2 yüksekokul 1 devlet konservatuvarı 6 meslek yüksekokulu 2 araştırma uygulama hastanesi ile birlikte 49 uygulama ve araştırma merkezi bulunan DEÜ’nün 40 yıllık geçmişinden aldığı güç, “İzmir’in Üniversitesi Dokuz Eylül” belgeseli ile mensuplarının ve mezunlarının gözünden paylaşıldı.
Çekimleri 4 farklı şehirde zamana yayılarak yapılan 25 dakikalık belgeselde DEÜ’nün 104 öğrenciyle başlayan yolculuğu tarihi süreç gözetilerek anlatıldı. Araştırma Üniversitesi unvanıyla 63 binden fazla öğrenci, 3 bin 200’ün üzerinde bilim insanı, 5 binden fazla idari personeli bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin -hep birlikte bugüne kadar- başardıkları belgeselde yer alan 20 ismin açıklamalarıyla beyaz perdeye aktarıldı. Belgeselde, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü ve ilk öğrencilerinden olan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar da yer aldı.
HOTAR: ONUR VE GURUR DUYDUM
İzmir’in Üniversitesi Dokuz Eylül belgeselinin üniversitenin 40 yıllık tarihini anlattığını söyleyen DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Adını İzmir’in kurtuluşu ve Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesini simgeleyen şanlı günden alan Dokuz Eylül Üniversitemiz, tarihi zaferin 100’ncü yılında, 40’ncı yaşına ulaşmanın gururunu yaşıyor. Biz de hazırladığımız bu belgeselle tarihine, milli ve manevi değerlerine her zaman sahip çıkan Araştırma Üniversitemize 40.yılında arşiv niteliğinde bir eser kazandırmış olduk. Bende bütün öğrenciliğimi ve akademik kariyerimi geçirdiğim Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 40.yılı için hazırlanan bu belgeselde yer aldığım için büyük onur ve gurur duydum. Üniversitemizin asırlık çınarı DEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Gülerman hocamızdan ilk personellerimize kadar üniversitemizin bugünlere gelmesinde emeği geçen isimlerin yer aldığı belgeselimizin hazırlamasında emeği geçen mensuplarımıza, şahsım ve kurumum adına teşekkür ediyorum” dedi.
Rektör Hotar, DEÜ’nün geçmişte ve bugünde olduğu gibi gelecekte de ilklerin üniversitesi olmaya devam edeceğini ifade ederek, “Yükseköğretim Kurulu tarafından ülkemizdeki 20 Araştırma Üniversitesi’nden birisi olmaya layık görülen ve Kurumsal Akreditasyon Belgesi ile kalitesi tescillenen kurumumuz bundan sonra da ülkemizin kazanımlarına katkı sağlamayı sürdürecek. Milli ve manevi değerlerimize bağlı; nitelikli ve donanımlı bireyleri toplumumuza kazandıran üniversitemiz, geçmişten aldığı güçle, geleceği bugünden şekillendirmeye devam edecek” diye konuştu.
İNSANLAR DEÜ’DE AİLE OLUYOR
DEÜ Güzel Sanatlar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Savaş Arslan ise belgeseli hazırlarken büyük bir emek verdiklerini ifade ederek, “Belgeselde okulumuzun ilk genel sekreteri, ilk personelleri, ilk öğrencileri de yer alıyor. Elden geldiğince 40 yıllık sürecin başından başlayarak bir anlatım oluşturmaya çalıştık. Bunu yaparken de Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ilk önce Ege Bölgesi’nde kampüsleriyle çok çeşitli şehirlerde bulunduğunu, şimdi ise İzmir’in dört bir yanına yayılmış bir kent üniversitesi olduğunu anlattık. Belgeseli hazırlarken gördü ki insanlar Dokuz Eylül’de bir aile oluyorlar” açıklamasında bulundu.
BELGESELE EMEK VERENLER
DEÜ Güzel Sanatlar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Savaş Arslan’ın koordinasyonunda üniversitenin kendi olanaklarıyla hazırlanan “İzmir’in Üniversitesi Dokuz Eylül” belgeselinin yapım sürecine üniversitenin birçok birimi katkı sağladı. Rektörlük, Genel Sekreterlik, Basın Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü Güzel Sanatlar Enstitüsü, Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü Öğrencileri, Edebiyat Fakültesi Devlet Konservatuvarı, Bilgi İşlem Daire Başkanlığı, Personel Daire Başkanlığı, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı, Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı ile DESEM’in katkı sağladığı belgeselin hazırlanmasında Ahmet Priştina İzmir Kent Arşivi Müzesi’nden de faydalanıldı. DEÜ Devlet Konservatuvarının müziklerini yaptığı belgeselde, Mehmet Ali Gevrek’in Fayton-İzmir Türküsü eseri de kullanıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.