Dokuz Eylül Üniversitesi, hastalara şifa oluyor!
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Araştırma Uygulama Hastanesi, ülkemizin yanı sıra yurtdışından hastalara da şifa olmayı sürdürüyor.
Irak’ta doğduğu günden bu yana mücadele ettiği sedef hastalığına çare bulunamayan ve hastalığı her geçen gün şiddetlenen Bana Asaad (11), DEÜ’de gördüğü tedaviyle yeniden sağlığına kavuştu. Minik Bana, tedavisiyle sedef hastalığından ve hastalığına bağlı olarak meydana gelen rahatsızlıklardan kurtuldu. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Araştırma Uygulama Hastanesi, Irak’tan gelen ve doğduğu günden bu yana sedef hastalığıyla mücadele eden Bana Asaad’a (11) şifa oldu.
Irak’ta yaşayan 11 yaşındaki Bana Asaad’ın ailesi, çocuklarının 6 aylıkken başlayan sedef hastalığının ilerlemesi nedeniyle tedavi arayışına başladı. Irak’ta aldıkları tedavinin yetersizliği nedeniyle ülke dışında Bana’ya şifa arayan aile, önce çocuklarını Hollanda’da yeniden sağlığına kavuşturmak istedi. Ancak, Hollanda’daki tedavi ücretlerinin yüksekliği ve randevu sıkıntısı nedeniyle başka arayışlara yönelen aile, yakınlarının yardımıyla DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’ne başvurdu. DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’nin, deri hastalıkları (dermatoloji) bölümüne fotoğrafları gönderilen hastanın acil olarak yatışının yapılmasına karar verildi. Doğduğu günden bugüne sedef hastalığıyla mücadele eden Bana’nın ilk tedavisinde, vücudunun büyük bir bölümünde sedef hastalığı nedeniyle yaralar oluştuğu, enfeksiyon kaptığı, ayakta durmakta zorluk çektiği ve beslenme yetersizliği nedeniyle önemli oranda kilo kaybettiği tespit edildi. DEÜ Dermatoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Özlem Özbahçıvan’ın takibinde tedavisine başlanan Bana, sedef hastalığının oluşturduğu yaralardan kurtuldu, uygulanan fizik tedavi ile yeniden hareket etmeye başlayarak sağlığına yeniden kavuştu.
DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’nde gördüğü tedaviyle şifa bulan Iraklı Bana Asaad, “kendini nasıl hissediyorsun?” sorusuna “Sağlığıma yeniden kavuştuğum için çok mutluyum. Burada kendimi çok iyi hissediyorum. Arkadaşlarımın yanına gidemiyordum, hiçbir şey yapamıyordum, şimdi çok iyiyim. Dışarı çıkmak istiyorum, okulumu ve arkadaşlarımı çok özledim. Beni burada tedavi ettikleri için hemşirelere, doktorlara çok teşekkür ediyorum. Beni hiç yalnız bırakmadılar” dedi.
REKTÖR HOTAR’DAN TEŞEKKÜR
Bana Asaad’ın tedavi sürecinde yetkililerden bilgi alan ve hastanın sağlığına kavuşmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Henüz 11 yaşındaki Bana kızımızı tedavi eden ve zor günleri atlatmasını sağlayan hekimlerimize teşekkür ediyoruz. Yurtdışından gelerek hastanemizi tercih eden Bana’nın ailesinin çocuklarının iyileştiğini görmesi bizlere mutluluğun en büyüğünü yaşatıyor. Kendini kanıtlamış yetkin kadroları ile hizmet veren DEÜ Araştırma Uygulama Hastanemiz; eğitim, araştırma ve sağlık hizmetlerinde ulusal ve uluslararası düzeyde kabul görüyor. Bana’nın tedavisinde olduğu gibi ülkemizin yanı sıra yurtdışında da birçok hastaya şifa dağıtıyor; sağlıkta öncü uygulamalara imza atmaya devam ediyoruz. Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’ne sahip hastanemizle, ülkemizin sağlık turizmi hedeflerine yönelik çalışmalara imza atmaya, insanlığa şifa olmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
BANA, ARTIK GÜLÜYOR VE ÇOK MUTLU
Bana Asaad’ın doğduğundan bugüne sedef hastalığıyla mücadele ettiğini söyleyen hastanın takibini yapan DEÜ Dermatoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Özlem Özbahçıvan, “Bana bize ilk geldiğinde halk arasında sedef hastalığı olarak bilenen psoriasis rahatsızlığının 6 aylıkken başladığını ve sürekli şiddetlendiğini öğrendik. Bana’yı gördükten sonra önce yatışını planladık. İlk geldiğinde vücudunun tamamını kaplayan çok yaygın bir sedef hastalığı vardı. Ayrıca hastalığa bağlı olarak çok şiddetli bir eklem tutulumu ve bu eklem tutulumundan dolayı hareket kısıtlılığı yaşıyordu. Eklemlerde şekil bozuklukları ve ağrılarının yanı sıra çok ağır bir beslenme sorunu, düşük kilo problemi yaşıyordu. Aynı zamanda hem deride hem idrar yollarında bakteriyel mantar enfeksiyonları tespit ettik. Bana, sürekli ağlıyor ve korkarak reaksiyon veriyordu. Öncelikle mevcut enfeksiyonlarını kontrol altına aldık, sonrasında beslenme sorunlarını ve bağırsaklarında gelişen problemlerini çözdük. Bana, neredeyse sepsis tablosu olarak ifade edebileceğimiz, ölümcül olabilecek enfeksiyon tablosuna girmek üzereydi. Enfeksiyon tablosunu kontrol altına aldıktan sonra sedef hastalığı ve eklem tutulmalarının tedavisine başladık. Hastanemizin diğer bölümlerinin desteğiyle henüz 11 yaşında olan Bana, uyguladığımız tedavilere yanıt verdi. Eklem ağrıları, kan tablosundaki bozuklar ve ateşi düştü, kilosunu toparlamaya başladı. Bizi artık gülerek ve mutlu bir şekilde karşılıyor. Fizik tedavi ile birlikte eklemlerini, ellerini, bacak açıklıklarını biraz daha rahat kullanabiliyor. Taburculuk aşamasına doğru ilerliyoruz, Bana’yı her zaman takip etmeye, izlemeye devam edeceğiz” dedi.
YURTDIŞI HASTALARI İÇİN TERCİH SEBEBİYİZ
DEÜ Sağlık Turizmi Koordinatörü Prof. Dr. Recep Bekiş ise Bana Asaad’ın ailesinin DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’ni tercih etmesine sebebine değinerek, “Hastalar, aldıkları sağlık hizmetinden memnun kalınca çevrelerine de tavsiye ediyorlar. Bana kızımızın dayısı da aldığı tedaviden memnun kaldığı için bize ulaştı, hastanın durumunu anlattı ve tedavisine hemen başladık” dedi. DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’nin ülkemizin yanı sıra yurt dışından gelen hastalar için tercih sebebi olduğunu belirten Bekiş, “Avrupa’da ve diğer batı ülkelerinde hem randevu sıkıntısı var hem de tedaviler oldukça yüksek ücretlere uygulanıyor. Bizim üst düzey tedavi hizmetleri sunmamızın yanında ekonomik olmamız ve hızlı randevu vermemiz yurtdışındaki hastalar tarafından tercih sebebi olarak görülmemizi sağlıyor. Biz üniversite hastanesiyiz. Tüm hizmetleri her alanda veren Avrupa’da sayılı hastanelerden biriyiz. Bunun üstüne Avrupa’da söz sahibi olan akademik yönü çok güçlü hocalarımız var. Şu anda Ortadoğu, Arap Yarımadası, Afrika ve Balkanlar başta olmak üzere yurtdışından birçok hasta şifa bulmak için bizi tercih ediyor, bunun giderek de artacağını düşünüyoruz. Dermatoloji, kardiyoloji, ortopedi, onkoloji, kozmetoloji başta olmak üzere risk taşıyan cerrahi ameliyatlar konusunda tercih ediliyoruz” açıklamasında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.