Ednan Arslan: Türkiye, radyoaktif çöplük olamaz!
Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi’ni eleştiren CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Türkiye’nin nükleer atık deposu haline getirileceğini belirterek, “Bu teklif yanlıştır. İhraç edilen radyoaktif atıklar kesinlikle geri alınmamalıdır” dedi.
Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi ile Türkiye’nin nükleer atık deposu haline getirileceğini belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Ednan Arslan, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Anayasa Mahkemesi’nin 702 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yi iptalinin ardından tanınan 1 yıllık sürenin dolmasına 9 gün kala Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi TBMM’ye getirilmiş; 3 gün içinde parmak çoğunluğuyla yasalaştırılmaya çalışılıyor. Ülkemizin gelecek yüzyıllarını etkileyecek bir düzenlemenin, bu şekilde yasalaştırılması ibretlik bir durumdur. Radyoaktif tesislerin, nükleer santrallerin çalışması, işletmesi, daha önemlisi atıklarının kontrol edilmesi elbette bir yasal düzenlemeye tabi olmalıdır. Bugüne kadar bu gerekliliğin hukuka uygun bir şekilde yerine getirilmemiş olması ve böylesi bir ortamda ülkemizde nükleer santral inşaat çalışmalarının sürdürülüyor olması dahi kaygı vericidir.
Ülkemizde nükleer santraller bir tarafa sahipsiz radyoaktif atıkların bile kontrol altına alınmış olduğu söylenemez. İzmir’de Gaziemir’de 15 yıldır çözülemeyen bir radyoaktif atık sorunu vardır. Tekliften öğreniyoruz ki, gümrük sahalarında sahipsiz nükleer atıklar da vardır. Türkiye, AKP tarafından, birilerinin nükleer atıklarını bırakıp kaçabileceği bir ülke haline getirilmiştir.
NÜKLEER ATIK BERTARAF EDİLEMEZ
Teklifte kullanılan ‘bertaraf’ kavramı ile nükleer ya da radyoaktif atıkların nihai çözümü varmış gibi bir algı oluşturularak, teknik ve bilimsel olarak olmayan bir çözüm varmış gibi konu ele alınıyor. Ve bu hayali çözümün yükü de Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) üzerinden Türkiye’ye bırakılıyor. Nükleer atıklar, içerdikleri izotopların yarılanma sürelerine göre 30 yıldan 1000 yıla ve hatta plütonyum-239 izotopu için 24.000 yıla kadar depolanarak saklanması ve çevreye etkilerinin ortadan kaldırılması gereken atıklardır. Yabancı şirketlerin üzerinden para kazanıp bıraktığı atıklar, ne olacağı belirsiz bir şekilde Anadolu’nun bağrında kalacaktır. Bunun faturasını bugünden hesaplamak mümkün bile değildir.
Ayrıca TENMAK’ın bunları nerede bertaraf edeceği belirsizdir. Nükleer santral yer seçimi kadar atık deposunun nerede yapılacağı da önem taşımaktadır. Nükleer atık tesisleri nerede yapılacak, maliyeti ne olacaktır? Kaç tane yapılacaktır? Bunların cevabı yok. Ama bunları kimin yapacağının yanıtı var… Beşli çete müteahhitlerinin bu işlerin bir tarafında olmak isteyeceği kesindir.
TÜRKİYE RADYOAKTİF ÇÖPLÜK OLAMAZ
Teklifte Türkiye’ye dışarıdan radyoaktif atık getirilmesi yasaklanırken, getirilen istisna ile Türkiye’nin iade koşuluyla ihraç ettiği radyoaktif kaynakların ve radyoaktif hale gelmiş malzemelerin dışalımına, radyoaktif atıkların transit geçişine izin veriliyor. Bu madde ile Akkuyu NGS’den kullanılmış yakıt olarak çıkacak plütonyumun Rusya’ya verilmesi ve kullanıldıktan sonra atıkların Türkiye’ye iade edilmesi mümkün hale getirilmek istenmektedir. Şimdi, yap-işlet-sahip ol yöntemiyle, bedava arazi vererek zaten enerjide dışa bağımlı olduğumuz Rusya’ya nükleer santral yaptırılıyor; dolar üzerinden alım garantisi veriliyor; bunlarla da yetinmeyerek üzerine bu yasayla radyoaktif atıklarının nihai yükü halkımızın üzerine bırakılmaya kalkılıyor. Ülkemizin radyoaktif çöplük haline getirilmesine izin verilemez.
EVSEL ATIK VE NÜKLEER ATIK AYNI KAPSAMDA DEĞERLENDİRİLEMEZ
İptal edilen KHK’deki ‘TCK’da düzenlenen kasten öldürme, kasten yaralama, çevrenin kasten kirletilmesi’ suçlarının işlenmesinde radyoaktif maddelerin kullanımı durumunda hapis ve para cezalarının eylemin ağırlığına göre yarısından 1 katına kadar artırılması düzenlenmesinden bu teklifte vazgeçilmiştir. Çevrenin, evsel atıkla kirletilmesi ile radyoaktif atık ile kirletilmesini aynı kapsamda değerlendirmek doğru değildir. Anlaşılan Akp iktidarı evsel atıkla, nükleer atığı birbirine karıştıracak kadar konudan uzaktır.
SİGORTA OLMADAN İZİN VERİLMEMELİ
Nükleer tesis işletenlerin uluslararası sözleşmelere göre de sorumlu olduğu nükleer hadiselerle ilgili sigorta ve teminat uygulamaları yasak savma anlayışıyla düzenlenmiştir. Nükleer tesisi işletenlerin teklifte öngörülen sigorta ya da teminatı bulamaması ya da bu teminatın veya sigortanın eksik kalması durumunda Cumhurbaşkanı’nca belirlenecek usul ve esaslara göre karşılanması öngörülmüştür. Cumhurbaşkanı bu mali kaynağı nereden, nasıl bulacak da aktaracaktır? Bir aracın trafiğe çıkması için bile trafik sigortası zorunluyken, nükleer tesis ya da radyoaktif madde kullanan tesislerin faaliyete geçmesine kesinlikle izin verilmemelidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.