Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi doğa tarihi tutkunlarını bekliyor
Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi, ziyaretçilerini doğa tarihinin büyülü dünyası ile buluşturuyor.
Yılda 30 bin ziyaretçiyi misafir eden müze; zengin materyal arşivi, doğa tarihi ve doğa olayları ile ilgili gerçekleştirilen konferanslar ve tanıtım etkinlikleriyle “İzmir Müzeleri Kataloğu”nda yer alıyor.
Müzede yer alan eserler ile ilgili bilgi veren Tabiat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kerim Çiçek, “Müzemizde yaşam tarihinin simgesi olan fosiller, kayaç ve mineraller ile birlikte tahnit edilmiş kuşlar, omurgalılara ait iskeletler ve güncel omurgasız hayvanlara ait örnekler olmak üzere toplam 6 bin obje, 6 farklı galeride sergileniyor. Bu galeriler; Paleontoloji, Kayaç ve Mineraller, Kuşlar, Genel Zooloji, Evrim-Karşılaştırmalı Osteoloji Galerisi ve Giriş bölümlerinden oluşuyor. Ayrıca yaklaşık 5 bine yakın fosil ve kayaç örneği, müze laboratuvarındaki envanter dolaplarında yer alıyor. Müzemizin envanter dolaplarında 5 bin 500 adet omurgalılara ait fosil materyal bulunuyor. Müzemizde, Türkiye’de hiçbir müzede bulunmayan mikro memelilere yani kemirgenler ve böcekçilere ait fosil koleksiyon yer alıyor. Toplam da 12 bin 500 fosil materyal bulunuyor” dedi.
Bir araştırma merkezinin temel işlevinin araştırma yapmak olduğuna değinen Prof. Dr. Çiçek, “Merkezimizin öncelikli amacı Türkiye’deki jeolojik süreçler içinde yaşamış tüm canlı ve cansız varlıkların tarihini incelemek ve araştırmaktır. Bu amaçla yeri saptanan fosil yataklarında ön çalışmalar yaparak yüzey araştırmaları ile değerlendirmeler doğrultusundaki verileri bilim dünyası ile buluşturuyoruz. Fosillerin restorasyonu ve konservasyonu da müzemizin merkez laboratuvarında yapılıyor. Müzemiz, yerli ve yabancı araştırıcıların incelemelerine açık. Ayrıca Laboratuvar Karşılaştırma Örnekleri Arşivimiz bulunuyor” diye konuştu.
En dikkat çekici materyal Anadolu Parsı
Müzede en dikkat çekici materyalin tahnit edilmiş iki Anadolu Parsı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çiçek, “Dilek Yarımadası’ndan (Selçuk, Aydın) 1930larda yakalanmış Anadolu Parsları, şu an en önemli tahnit materyali konumunda. Yakın zamana kadar bilinen en son bireyin 1974'te Ankara Beypazarı'nda vurulduğu biliniyordu. 2021 yılında yayımlanan araştırma makalesinde, türün Cudi dağında (Şırnak) varlığı foto kapan görüntüleri ile uzun yıllar sonra ilk defa belgelenmiştir. Ülkemiz faunası için çok önemli bir tür olan Anadolu Parsının meslektaşlarımız tarafından yeniden keşfi ülkemiz için önemli bir buluş” diye konuştu.
Müze içinde yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Çiçek, “Ziyaretçilerimiz için kare kod sistemi geliştiriyoruz. Ziyaretçiler cep telefonlarından kare kod uygulamalarıyla inceledikleri eserler hakkında detaylı ve görsel bilgiler edinebilecek” dedi. Prof. Dr. Çiçek ayrıca, “Müzemiz Koronavirüs pandemisi nedeni ile ziyaretçilerinden uzun süre ayrı kaldı. Normalleşme sürecine geçiş yaptığımız bu dönemde, ziyaretçilerimiz için gerekli tüm önlemleri aldık. Sağlıkla ziyaretlerini bekliyoruz” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.