Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi’nin düzenlediği “Yeni Dünya Düzeni ve Ortadoğu” konulu panelde konuşan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Türkiye’nin 24 Ağustos 2016’da başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtı ve Suriye’de yaşanan durum hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. 

“Suriye’de Atlantik ve Avrasya cephelerinin enerji savaşının yaşandığını” söyleyen Karataş, Türkiye’nin, Amerika ve İsrail’in desteği ile oluşturulmaya çalışılan 911 kilometrelik Kürt koridoruna müdahale etmemesi hâlinde Hatay ve İskenderun’un varlığının riske gireceğini öne sürdü. “Harekâtın haklı ve milli çıkarlar açısından zorunlu olduğunu” kaydeden Karataş, kış şartlarının zorlaştırıcı etki yaratmasına rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çok başarılı bir harekât sürdürdüğünü sözlerine ekledi. 

Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş şu değerlendirmeyi yaptı: 
 “Türkiye’nin müdahalesi olmasaydı, sınırımızda adeta bir terör devleti kurulmuş olacaktı.  Türkiye’nin El-Bab’a kadar harekâtı derinleştirmesi doğru bir karar. Bu koridor emniyete alınmasaydı, tehlike evimizin içine kadar girecekti. Hatay ve İskenderun’un varlığı riske girecekti. Sınıra duvar örmemiz de bu açıdan doğru bir karar. 100 farklı ülkeden 100 binden fazla terörist, çeşitli örgütler içinde Suriye’de savaşıyor.  Ülke adeta bir terör arenasına dönmüş durumda. Biz de terörizmin fay hattı üzerindeyiz. Türkiye 65 yıldır NATO ittifakının üyesi. Ve aynı ittifakın lideri konumunda olan Amerika, Türkiye’nin düşman ilan ettiği PKK, PYD, YPG gibi örgütlere açık açık destek verdiğini söylemekte sakınca görmüyor. Temel mesele enerji ve petrol kaynaklarına sahip olmak ve kontrol etmektir. Türkiye’nin bu durumda üyesi olduğu ittifaklardaki konumunu gözden geçirmesi gerekiyor.”

Türk Parlamenter Birliği İzmir Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panel yoğun katılıma sahne olurken, Birlik Başkanı Avukat Metin Öney tarafından Beyazıt Karataş’a teşekkür plaketi takdim edildi.  
Emekli Tümgeneral Karataş, Diyarbakır 2. Ana Jet Üssü Komutanlığı görevinde iken, “İkinci Balyoz Davası” kapsamında tutuklanmış, üç yıl süre ile Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalmıştı.