Erdoğan: "Bu benim yakınım da olsa babamın oğlu da olsa kovun!"
"Bunu yapanlar hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır, bunlara yol vermeyin" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şahsımın adı kullanılarak herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim yakınım da olsa, lütfen, bizzat ben bir bakanımı veya bir bürokratı aramıyorsam babamın oğlu olsa kapıdan geri kovun" dedi.
TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adının kullanılarak bürokraside iş yapanların kapıdan kovulmasını isteyerek, "Bunu yapanlar hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır, bunlara yol vermeyin" diye konuştu.
"Trump ile devamını önümüzdeki günlerde yine yapacağız"
Soçi’deki üçlü zirveye ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, Rusya ve İran liderleri arasında gerçekleşen zirvede bölgede yaşanan hadiselerin geleceği konusunda çok önemli istişarelerde bulunduk. Kritik kararlar aldık. Astana görüşmelerinin sahada hayata geçirilmesi konusunda üç ülkenin anlayış birliği içinde olması bu zirvenin en mühim sonuçları arasındadır. Suriye’de siyasi çözüme dayalı barış ikliminin tesisi hususunda çalışmayı sürdüreceğiz" diye konuştu.
Milli Savunma Üniversitesine bağlı Kara Harp Okulunun 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki ilk mezuniyet törenine katıldığını belirten Erdoğan, "Bu törende 15 Temmuz darbe girişiminde ciddi yara alan TSK’nın göz bebeği eğitim öğretim kurumlarımızın kısa sürede ayağa kaldırılmış olmasını görmekten memnuniyet duydum. Harp okullarımız artık asli görevleri olan TSK’ya donanımlı ve kabiliyetli subaylar yetiştirme dışında bir işi ile uğraşmayacaklardır. Bu okullar herhangi bir grubun, ideolojinin veya kesimin değil Türk milletinin okullarıdır. Harp okullarımızda çok daha önce yapılması gereken köklü bir reformunun bu vesile ile hayata geçirilmiş olması ülkemiz adına önemli bir kazançtır. Darbecilerden, cuntacılardan, vesayetçilerden temizlenen TSK’nın hepimizin ordusu olduğunu, bu ordunun şerefli subaylarının da hepimizin subayı olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum" şeklinde konuştu.
ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin konuşan Erdoğan, "Bu uzun zamandır ilk defa ABD-Türkiye ilişkilerinde ortak frekans yakalayabildiğimiz bir görüşme oldu. Bu da PYD-YPG meselesinden FETÖ’ye, ülkemiz aleyhine devam eden davalardan savunma sanayi işbirliğine kadar pek çok hususu enine boyuna konuştuğumuz görüşmenin devamını önümüzdeki günlerde yapacağız" ifadelerini kullandı.
"Yine kendine bir yerlerden bir şeyler gönderiliyor, onlarla uğraşıyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik iddialarına daha önceden de cevap verdiğini hatırlatan Erdoğan, "Kendisine ya iftiralarını ispat etmesi ya da özür dilemesi çağrısında bulundum. İddialarını ispat ederse benim siyasetten ayrılacağımı, Cumhurbaşkanlığını bırakacağımı, ispatlayamazsa kendisinden siyaseti bırakmasını beklediğimi ifade ettim. Biraz sonra grup toplantısında güya belge açıklayacakmış. Geçmişte defalarca ifade ettiği yalan ve yanlışı, bizimle ilgisi olmadığı defalarca ispatlanmış konuları ısıtıp yeniden gündeme getiriyor. Müflis tüccar eski defterleri karıştırır. Bu da aynı şekilde yine kendine bir yerlerden bir şeyler gönderiliyor, onlarla uğraşıyor. Benim çağrım açık, benim yurt dışına milyonlarca dolarlık paralar gönderdiğimi söylüyor, belgesi var mı? Yok. Meselinin dünürlere kadar götürülmesi saçmalığın dik alası. Bu çağrılarımın beyhude bir uğraş olduğunun farkındayım. Ama müfterilere meydanı bırakmamak gerektiğini de biliyorum" açıklamasında bulundu.
"Şahsımın adı kullanılarak herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar dışında iş yapılmasına rıza gösteremem"
Kendisini rahatsız eden konu ile ilgili konuşan Erdoğan, "Son zamanlarda giderek daha sık kulağıma gelmeye başlayan, beni de son derece rahatsız eden bir hususu paylaşmak istiyorum. Bürokrasi başta olmak üzere pek çok yerde nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan, sorumluluğunun yükünü taşıyamayan birisi varsa hemen şu tarz ifadelerle işin içinden sıyrılmaya çalışıyor, ‘Beyefendi böyle istiyor, Külliye böyle istiyor, Cumhurbaşkanı böyle istiyor.’ Bu yöntemin basit bir bürokratik işlemden herhangi bir yatırımın detayları ile ilgili tercihlere, ömrümde hiç görmediğim, tanışmadığım insanların taltifi veya tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor. Peki bunun ispatı var mı? Benim ağzımdan çıkan böyle bir söz yok. Daha öncede özellikle sosyal medyada benim adıma ahkam kesenlerle ilgili rahatsızlığımı iletmiştim. Tüm milletime sesleniyorum, eğer ben birisine bir şey söyleyeceksem, bir konuda tavır koyacaksam, bir irade beyan edeceksem kimseyi aracı kılmaya ihtiyacım yok, bunu bizzat kendim yaparım. Bırakınız Türkiye’yi dünyada bu konuda açık yürekli, kararlı liderleri az görürsünüz. Kafasında kırk tilki dolaştırıp kırkının da kuyruğunu birbirine değdirmeyen sinsi kişilerden, ağzından çıkan ile gönlünden geçen başka olan riyakarlardan hiçbir zaman olmadık, olmayacağız. Biz ülkemizin ve milletimizin meselelerini, dertlerini, beklentilerini konuşur, tartışır, hepsinin üstesinden geliriz. Bunu yaparken eski Türkiye siyasetinin çirkin yöntemlerinin hiç birine ihtiyacımız yoktur.
AK Parti ülkemize sadece çok büyük hizmetler kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda siyaset anlayışı ve dilini de kökten değiştirmiştir. Biz milletimizle aramıza kimseyi sokmamak için yeri geldiğinde medyaya, yeri geldiğinde bürokrasiye, yeri geldiğinde yedi düvele meydan okuduk, çekinmedik. Şimdi birilerinin çıkıp bu tarz ifadelerle milletimizle aramıza girmesine müsaade edemeyiz. Bana göre ‘Cumhurbaşkanı böyle istiyor’ sözü bürokratik oligarşinin yeni bir şifresi haline dönüştü. Sorun çözme makamında olduğu halde sürekli şikayet eden, suçu başkalarına atan, bizi bahane ederek kendisini kurtarmaya, temize çıkartmaya çalışan herkes benim gözümde başarısız kişidir, bu böyle biline. Bakan bakanlığını tıkayacak, bürokrat kurumunu tıkayacak, siyasetçi teşkilatını tıkayacak, belediye başkanı belediyesini tıkayacak ondan sonra da suçu bizim üzerimize atacak, yok öyle yağma, herkes görevini yapacak. Cumhurbaşkanı olarak her zaman işini yapan herkesin en büyük destekçisi olmuşumdur. Önüme getirilen tüm konularda kararımı muhataplarıma olumlu ya da olumsuz ifade etmişimdir. Öyle işi sürüncemede bırakmak, herkesin yüzüne duymak istediğini söyleyip arkasından başka işler çevirmek asla tarzım değildir. Bizim tarzımız doğruya doğru, yanlışa yanlış demektir. Bunu birlikte çalıştığımız herkes çok iyi bilir. Biz yıllarca bürokratik oligarşi ile mücadele ettik ama şimdi şahsım üzerinden yeni bir bürokratik oligarşi inşa etmeye çalışmaları asla kabul edilebilir bir durum değildir. Şahsımın adı kullanılarak herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim yakınım da olsa, lütfen, bizzat ben bir bakanımı veya bir bürokratı aramıyorsam babamın oğlu olsa kapıdan geri kovun. Tüm bakan arkadaşlarıma şu 15 yıllık süre içinde her zaman bunu söyledim. Adımı kullanarak size kim geliyorsa, benden bir telefon almıyorsanız, bana sorun, bunu teyit etmiyorsam bu insanları gönderin. Ne demek adımı kullanıyor. Bu bir defa bizim adabımıza, bizim siyaset etme anlayışımıza temelinde terstir. Bunu yapanlar hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır, bunlara yol vermeyin. İsmimi, unvanımı kendi yanlışına, basiretsizliğine alet etmeye çalışan hiç kimseyi affedemem. Bu tarz davranışlarla karılaşanlardan durumu Meclisteki, partideki, Cumhurbaşkanlığındaki özel kalem görevlilerimle lütfen şahsıma iletmelerini rica ediyorum" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.