KalDer İzmir Şubesi’nde 2022 değerlendirmesi ve 2023 projeksiyonlarını sunan ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masası Başkanı Muhittin Bilget, hem 2022 yılını küresel ve ulusal ölçekte değerlendirdi, hem de 2023 yılına dair beklentilerini paylaştı. Toplantıdan önce bir konuşma yapan KalDer İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Senem Kılıç, Muhittin Bilget ile her yıl bir değerlendirme toplantısı düzenlediklerini, bu yıl da bunu yaparak özellikle 2023 yılına bir projeksiyon tutmak istediklerini söyledi. Seçim yılına girildiği bu dönemde firmaların yol haritalarını çıkarmaya çalıştığını ifade eden Kılıç, “İki yarısı çok farklı bir yıl bizi bekliyor. Seçim sonrasına yani yılın ikinci yarısına hazırlanmak durumundayız” dedi.

KILIÇ: “HER ŞEYE RAĞMEN AVANTAJLARIMIZ VAR”

Ekonomi açısından 2022 yılının birçok anlamda, hem küresel hem de ulusal anlamda sıkıntılı geçtiğini söyleyen Dr. Kılıç, “Pandeminin yarattığı tahribatın etkileri sürerken çip krizinden tutun, tedarik sorunlarına kadar bir çok küresel problem sürüyor. Tüm bunlara ek olarak başta ABD olmak üzere küresel enflasyon ile mücadele anlamında uygulanan sıkı para politikaları, likidite sorunlarını da beraberinde getiriyor” dedi.

2023 yılında da son derecede yüksek risklere sahip bir ekonomik yapının bizi beklediğini vurgulayan Kılıç, “Her şeye rağmen bu parametreler ışığında 2023 yılında dünyadaki tedarik zincirindeki bozulmanın ve parasal sıkışıklığın gölgesinde Türkiye yerel ekonomiler açısından kendi bölgesinde avantajı bir durumda. Büyüyeceği görülen bir ülkeyiz. Bu fırsatı ülkemizde hem kanun yapıcı ve düzenleyici kurumlar hem de sanayicilerin iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

BİLGET: “GSYİH İÇİNDE SANAYİNİN PAYI ARTTI”

ESİAD Ekonomi, Finans ve Maliye Yuvarlak Masası Başkanı Muhittin Bilget sunumuna 2022 yılı değerlendirmesi yaparak başladı. Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) ve sektörlerin GSYİH içindeki paylarını aktaran Bilget, “Sanayinin payında pandemiden bu yana dikkate değer bir artış söz konusu ve ihracatın geldiği noktada da sanayinin verdiği katkı açık. Ancak GSYİH içinde tarımın payında ciddi bir düşüş var ve bunu tekrar yüzde 10’lar seviyesine çıkarmamız gerekli” dedi. Bilget, “GSYİH içinde sanayi ve tarımın payını yüzde 40’lara çıkaran, imalat sanayi ihracatında yüksek ve orta yüksek teknolojinin payını artıran ekonomi politikalarına ihtiyaç var.” dedi.

Türkiye’de imalat sanayi kapasite kullanım oranının yüzde 78’lerden yüzde 76,5’lere doğru gerilediğini söyleyen Bilget, “50’nin altındaki PMI verileri önümüzdeki dönemde ekonomide daralma olacağına işaret eder ve şu an yaşanan da bu” diye konuştu.

BİLGET: “SEÇİMDEN SONRAYA HAZIRLANIN”

2023 yılına dair değerlendirmelerde bulunan Bilget, “2023 yılında dünyadaki büyüme hızının ve dünya ticaretinin 2022’nin altında kalacağı, ülkemizde de büyümenin yüzde 3’ler, yılsonu enflasyonun da yüzde 45-47’lerde olabileceği konusunda ulusal ve uluslararası kuruluşlar ve ekonomistler fikir birliği içindeler” dedi.

2023 yılında gerçekleştirilecek seçimi hatırlatan Bilget, “Hiçbir iktidar seçime giderken büyümeden feragat etmek istemez, çünkü bu işsizliğin artması demektir. Aynı şekilde ödemeler dengesi tarafında ve finansal işleyişte de istikrar ister. Ancak seçimden sonra ciddi bir parasal ve mali sıkılaşma, kamu mal ve hizmetlerinin fiyatlarının güncellenmesi kuvvetle muhtemel. Bu da 2023’ün ikinci yarısının ve hatta 2024’ün, firmalarımız ve hane halkı için kolay olmayacağı anlamına geliyor. Bu döneme, firmalarımız olabildiğince hazırlıklı olmalı” dedi.