Ali EYCE
Eski Türkiye yok! Eski siyaset de!
Siyasetçilere, siyasete girmek isteyenlere, siyasetten maddi veya manevi bir şeyler bekleyenlere önerim değil, nasihatim hiç değil, dersim!
Eski Türkiye yok, eski dünya yok ve eski siyaset yok!
Dünyanın her anlamda dijitalleştiği, her anlamda bilginin ve belgenin görülebildiği, her anlamda iletişimin çok ama çok kuvvetli hale geldiği ortamda, siyasetin de eski siyaset olmadığını kabul edin.
Eskiden siyasetçi konuşurdu, söylerdi, inanan inanır, inanmayan inanmazdı.
Kimse siyasetçinin doğru mu, yalan mı söylediği konusunda bir araştırmaya giremez, girse de sonuçlarına ulaşamazdı.
Yani siyaset tamamen siyasetçiye inanım, inanmamakla alakalıydı.
Günümüzde artık bu durum böyle değil.
Söylediğin her kelimenin, anlattığın her cümlenin, verdiğin her sözün karşılığının olup, olmadığını araştırmak 5 dakika, anlamak 10 dakika.
Hele ki, dijital ortamı kullanmakta çok etkin şekilde gelen genç ve orta yaş seçmenlerin çok olduğu siyaset ortamında bu süre daha da kısalabiliyor.
Dijital ortam artık siyasetçilerin aynası, arşivi gibi oldu.
Eski siyasette olduğu gibi siyasetçinin bir gün önce söylediğini, bir gün sonra inkâr etmek, bir gün önce yaptığını, bir yıl sonra hiç yapmamış gibi davranması mümkün değil.
Rahmetli Süleyman Demirel’in siyasette klişeleşmiş ‘Dün dündür, bugün bugündür’ cümlesini dijital ortam tamamen yok etti.
Siyasette artık dün neyse, bugün de o, yarın da o.
Değilse siyasi hayatınızı seçmenin gözünde biter.
Hayatını yalanla dolanla geçiren insan bile iş konusu seçmeye gelince, karşısındaki insanın yalancı ve dolandırıcı, sözüne güvenilir olmayan olmamasını tercih eder.
‘Söz gümüşse, suküt altındır’ atasözünün tam yerine oturduğu çağ, dijital çağ.
Rize’de sel felaketinin yaşandığı günleri hatırlarsınız.
Bir gün sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, afet bölgesi Rize’de incelemeler yapar, kısa sürede her türlü zararın giderileceğini söyler ve ayrılır.
Aradan bir gün sonra aynı bölgede haberci mikrofonu afetten morali bozuk vatandaşa uzatır ve sorar: “Cumhurbaşkanı dün Rize’ye geldi ve yapılacakları anlattı. Ne düşünüyorsunuz?’
Habercinin amacı belki isyan tepkisini haber yapmak, belki de değil.
Sel felaketinin önünde canı sıkkın ve ne yapacağını düşünen adam o an soruya derin bir nefes alıp cevap verir: “Şimdiye kadar söylediği her şeyi yaptı. Herhalde bunları da yapar”
Siyasetin artık tek kapısı var güven.
Güvenin de tek anahtarı var dijital ortam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.