EY GÖNLÜMÜN GÜLÜ
Bir Tutam Manzara yazdı
Es-selamu Aleyküm Ya Resulallah
Bu mektubu sana sevdalı binlerce, milyonlarca insanın adına yazıyorum ve sana gönderiyorum. İçimden geçenleri anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalıyor, nutkum büyüleniyor, Gözlerim de görmüyor, kalemimin mürekkebi yetmiyor. Sen kalemimin ucunda değil, gönlümün en güzel yerindesin peygamberim.
Asrısaadette yaşayamamak benim en büyük bedbahtlığım. İslâm fıtratına doğuşum ise en büyük nimetimdir. Habibim, İslam âlemi için çektiğin acılar yüreğimizi karartı, içimizi dağladı. Keşke yaşadığın dönemde yaşasaydık da çektiğin acılara bir nebze olsun ortak olsaydık. Ebvada yetim kaldığında beraber ağlasaydık, gözlerinden damlayan yaşlar olsaydık. Sonra gelseydin evimize Halime annemizin evi gibi bereketlenirdi evimiz. Davetlerin geri çevrilip hüzünlendiğinde seni teselli edebilseydik keşke. Hani Ebu Bekir’inle girdiğin Hira mağarası var ya Resul, orada seni saatlerce bekleyen yılan olabilseydik keşke. Ey Resul! Hani o yılan seni görebilmek için dostunun ayağından ısınmıştı ya, dostun acıdan kıvrandı ama dayandı, sırf sen dizinde yatıyorsun diye. Keşke benim dizimde yatsaydın da isterse dizim bir daha hiç tutmasaydı.
Ey Resul! Hani sen veda haccında Veda Hutbesi okumuştun, sahabeler senin gideceğine inanamamışlardı, ben nasıl inanayım sen yoksun diye. En son günlerindi bir gün namaza gelmiştin sahabeler sevindi, sen yine veda konuşması yapınca Ebubekir’in dayanamayıp ağlamıştı. Hey dostum ağlama demiştin. Ben de ağlıyorum Resul ne olur bana da dostum de.
Uhud’da asker seçilebilmek için parmak uçlarında yükselen çocuk sahabeler gibi dimdik durabilseydik senin yanında. Evlatlığın Zeyd gibi göğsümüzü siper etseydik Taif’te sana atılan her bir taşa. Taif’te sana atılan taşlara göğüs gerseydim eğer, vücuduma isabet eden taşlar değil, isabet etmeyen taşlar canımı yakardı, sana isabet ettikleri için. Ey benim merhametli Peygamberim. Allah C.C. ‘Eğer onların üzerine dağları kapatmamı istersen söyle dilediğini yerine getireyim dediğinde. Hayır, ben onların nesillerinden yalnızca Allah’a ibadet eden nesiller gelmesini diliyorum’ demiştin. Sığındığın üzüm bağındaki köle sana iman ettiğinde asıl meyvelerini o zaman almıştın ve o gün gelmişti. Aramızdan ayrılmıştın. O zaman senin öldüğünü duyup da kendini intihar eden deven var ya, kim peygamber öldü derse onun boynunu vururum diyen Ömer'in var ya, sen gittin diye hiç ezan okumayan Bilal’in var ya, sen yoksun diye dünyaya hiç inmeyen Cebrail'in var ya. Ben de varım Resul, senin için ölmeye hazırım.
Ey Gönlümün Gülü! Keşke seni görebilseydim, yüz sürebilseydim bastığın topraklara. Ey on sekiz bin âlemin sevgilisi olmayışının hüznü kor ateşler gibi yüreğimizi yaktı. Sen gideli insanoğlu çok değişti. Günahlar kalpleri bürüdü. Sevgi ve mutluluktan yoksun artık insanlar. Ekmek ve sudan değil. Komşu hakkı gözetirdi ya eskiden, komşusu açken tok yatılamazdı ya. Şimdi komşusunun öldüğü etrafa yayılan kokulardan anlaşılabiliyor. Ne kadar acı değil mi? Yiğit Hamzalar, adaletli Ömerler, güzel sesli Bilaller doğmadı bir daha. Ey güllerin peygamberi sen ki yedi kat göğe yükseldiğinde ümmetim, ümmetim diye bizleri unutmadın. Duydum ki ümmetinden bazılarını Kevser Havuzu’nun başında bekleyecekmişsin. Ey benim nur yüzlü peygamberim gül cemalini görmeyi bizlere nasip eyle. Torunların Hasan ve Hüseyin kaybolduğunda onları aradığın gibi mahşer günü bizleri de öyle ara. Sensizlik girdabında çok savrulduk Resul, ışığına muhtacız. Yeter artık bitsin bu hasret, gelsin bu özlediğim vuslat, Sana kavuşayım da içim, dışım, kalbim etsin rahat. Yeter artık sırdaşım olun Salihler, sahip çıksın bana bu yaptığım secdeler, her zerrem Resul’ün ismini heceler, onun ismiyle can bulur cansız cümleler. Bu sefil gönül aşkına dayanamadı, bu cahil beden Ravza’a kapanmadı, aşkından kütükler bile ağladı, bir kütük kadar olamadık mı?
Ey zamandan ve mekândan münezzeh olan Rabbim, Beni kendine hakiki kul, Habibine hakiki ümmet eyle. Ey Resul! Beni aşkınla öyle bir sar ki, her an seni düşüneyim. Senin aşkınla deven gibi başımı duvarlara vurup öleyim. Ölüp de huzuruna geleyim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.