Geçmişten gelen söz vardır, ünlü olduysanız, hayatınızla ilgili artık kararları tek başınıza siz vermesiniz ve birileri istediği için yaptığınız şeyler çoğalar, sonunda ünlü olmanın bedelinin ödediğiniz sona olurdu.

Bugünlerde değişen bir şey yok, insanlar ünlü olmanın, o ayıla bayıla istedikleri şeyin bedelini çok ağır ödüyorlar.

Onların ne yaptığını, neler giydiğini, neler yediğini merak eden insanlar, onların özgür ve istediği gibi yaşayabilmesinin önündeki en büyük engel.

Bu engeli de ünlü olmaya karar veren, karar verdiğinde kabul etmiş olur.

Şimdilerde ünlü olmanın yolu ise sosyal medya üzerinden geçer oldu. Çok beğeni almak, çok izlenir olmak, çok tıklanmak vs gibi unsurları elde etmeye çalışan büyük bir kesim var.

Sosyal medya yöneticilerin izin verdiği sınırları daha zorlayan görseller, oyunlar ve gösteriler yapanların hedefi, daha çok beğen, daha çok tık, daha çok izlenmek.

Konya’nın Meram Ovası’dan çıkan sosyal medya görselini, izleyen, beğenen, tıklayan Afrika’dan olmuş, Yeni Zelanda’dan olmuş hiçbir önemi yok.

Sayısal çokluk olsun da, nereden nasıl olursa olsun.

Çünkü hedef ünlü olmak, hedef para kazanan saflarına girebilmek.

Para kazanan saflarına girince sosyal medyanın bir başka boyutuna da ortaya çıkıyor.

Dolandırıcılık!

Nasılsa tanımıyorum, nasılsa sadece buradan görünebildiğim kadar görünüyor ve biliniyorum cesaretiyle hareket eden sosyal medya fenomenleri, daha çok para kazanabilmek için ver parayı, al karayı misali dolandırıcılık işlerine de bulaşmaya başladı.

‘Para kazandınız’ mesajıyla heveslendirilen insanlara, ‘Para yatır para al’ mantığıyla dolandırılmaya başladılar.

Yerin, zeminin, zamanın ne olduğunun inan hiçbir önemi yok.

Mesafe kısa, peynir büyük ise küçük bir fare kadar zekaya da sahip olun.

İyi pazarlar!