Feridun Balcı'dan iki kitap birden
Türkiye için henüz çok yeni bir kavram olan akran arabuluculuğu üzerine çalışmalar yürüten Eğitimci-Yazar Feridun Balcı biri şiir biri roman olmak üzere iki kitabıyla edebiyat dünyasına hızlı bir giriş yaptı.
Toplumun büyük kesimi için hala yabancı bir kavram olan arabuluculuk sistemini görev yaptığı okulda 10 yıldır uygulayan ve okulda yaşanan şiddet olaylarını yüzde 90'lara yakın bir oranda azaltan Felsefe Öğretmeni ve yazar Feridun Balcı, “düşeyazdım” şiir kitabı ve “Kendi Ruhuna Düşen Divane” romanıyla edebiyat dünyasına hızlı girdi. Yaklaşık 10 yıldır yazdığı şiirlerden oluşan “düşeyazdım” kitabı Ayata yayınlarından çıkan Balcı'nın romanı “Kendi Ruhuna Düşen Divane” ise Siyahbeyaz Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturuldu. Daha önce eğitim kitapları ve akran arabuluculuğu uygulamalarını anlattığı kitabı “Okulda Arabuluculuk” ve çocuklara arabulucluğun önemini kavratmayı amaçladığı eğitici çocuk kitabı “Arabulucunun Sihirli Fermanı” yayınlanan Balcı, son çıkan iki kitabıyla da şiir ve roman okurunun dikkatini çekmeyi başardı.
“Kendi Ruhuna Düşen Divane” romanını yaşadığımız dünyanın çok dışında, bambaşka bir dünya ve bambaşka bir gerçeklik olarak tanımlayan Feridun Balcı, kitabını şöyle anlattı; “İdeal yaşama engel olacağı düşüncesiyle duyguları körleştirilmiş insanlar. Yapay zekâ ile robotikleşmiş kahramanlar. Bilim ve teknolojinin sınırlarını zorlayan bir dünya Batı kıtası. Bilimi ve teknolojiyi reddeden, bir yandan doğanın bir parçası olmaya çalışan kahramanlar, bir yandan savaşlar, aldatmacalar ve fantastik unsurlarla derinleşmiş bir Doğu kıtası. Ve ara dünya. Savaşların olmadığı, insani duygularla yaşayanların varlığına inanıldığı. Olabilir mi? Çok katmanlı, hikâye içinde hikâye, roman içinde roman okuyacağınız, olmayan bir zamanda kaybolacağınız bir evren ile karşı karşıyasınız. 'Kendi Ruhuna Düşen Divane' bir kapı, bir geçit, dipsiz bir kuyu. Düşmeye, geçmeye, girmeye hazır mısınız?”
“düşeyazdım” kitabından;
düş(e)yazdım
gözlerini düşe yazdım
düşeyazdım gözlerinin içine
sahildeydin sonsuz mavi önünde
hasretle düşüyordu su taneleri
denizin kucağına
“nedir bu evden kaçmalar”
“bulutlarla fink atmalar”
asi
isyankar bir damla
dönmedi yuvasına “düştü” kirpiklerin(d)e
seyre durdu
gözlerinin yeşilinden mavinin akışını
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.