Foça’ya bağlı kırsal Yeniköy Mahallesi Muhtarı Hasan Ercan, Bağarası Kazım Dirik Mahallesi Muhtarı Mevlüt Işık, Kozbeyli Mahallesi Muhtarı Arif Ülger ve Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Fatih Mol son olarak 12 Ağustos 2021 günü çıkan ve mahallelerinin de tehditle karşı karşıya kaldığı orman yangını hatırlatarak yetkililere önlem çağrısında bulundular.

İlçeye bağlı kırsal Ilıpınar mahallesi Gölyüzü mevkiinde, orman alanı içinde kurulu ve bir termik santralin sıcak cüruflarının dökülerek depolandığı tesisin kaldırılmasını talep ettiler. Tesisin su kaynaklarını kuruttuğunu, tarımsal ve hayvansal üretimin giderek kalitesinin düşerek yapılamaz hale geldiğini, yayılan ısı ve çıkan yangınlarla bölgeye hayat veren bitki örtüsünün yok olduğunu iddia ettiler.

DEFALARCA YANMA TEHLİKESİ YAŞADIK

Yeniköy Mahallesi Muhtarı Hasan Ercan geçtiğimiz günlerde çıkan ve havadan ve karadan yoğun müdahale ile zorlukla kontrol altına alınabilen yangının, yerleşim yerine 500 metre kala durdurulabildiğini ve yanma korkusuyla yaşadıklarını söyledi. Hasan Ercan; “Arkamızda cüruf dağları var. Orman yangını hemen yanı başından çıkmış görünüyor. Kamyonlar sıcak cüruf getiriyorlar. Bunu defalarca yaşadık, gördük. Tahminimiz, yangın, getirilen o sıcak cüruflardan sıçrayan kıvılcımlarla başladı. Sol tarafımız Ilıpınar Ormanı. Bu tarafa sıçramış olsaydı Ilıpınar da çok büyük tehlike altında kalacaktı. Bölgede tek kalan ormanımız da yanacaktı. 2010 yılından beri cürufla yaşıyoruz. Olmaması için çok mücadele verdik. Cüruf alanının yanından başlayan dördüncü yangın bu. Daha öncede iyi huylu atık arıtma tesisi yapmak istemişlerdi. O günden beri maalesef yangınlar durmaksızın devam ediyor.

Biz artık bu cüruf alanıyla birlikte yaşamak istemiyoruz. Köyümüzü neredeyse yutacak. Köyümüzün üzerine doğru geliyor. Bir büyük dağ halini aldı. Zeytinliklerimize gittiğimizde 10 dakika sonra maden ocağında çalışmış gibi simsiyah oluyoruz. Zeytinlerimiz ürün vermemeye başladı. Ağaçlarımız kuruyor. Bu yangınların son bulmasını istiyoruz. Aliağa’nın çöplüğünün içinde yaşamak istemiyoruz. Bunun varlığı köyümüz için hayati bir tehlike. Son çıkan yangında neredeyse köyümüz yanacaktı. Artık buna bir dur denmesini istiyoruz. Cüruf alanının yapıldığı Gölyüzü bölgesi çok su tutardı. Ördekler barınırdı. Kışın kuyularımızın üstünden su akardı. Yol üstünde kaynaklar oluşurdu. Şimdi artık maalesef hiç su tutmuyor. Ne hayvancılık kaldı, ne çiftçilik. Hiçbir şey üretemez hale geldik. Bölgemiz Aliağa’nın çöplüğü değildir. Buna bir son verilmesini istiyoruz” dedi.

Hava, deniz, gürültü kirliliğiyle savaş halindeyiz

Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Fatih Mol ise yaşadıkları yerin Aliağa’nın ağır sanayisinden her yönüyle çok fazla etkilendiğine dikkat çekti. Fatih Mol;” Gerek hava kirliliği gerek deniz kirliliği gerek gürültü kirliliği. Bunların hepsiyle savaş halindeyiz. Foça turistik bir ilçe. Aynı zamanda tarımında olduğu bir ilçe. Böyle bir bölgeye ağır sanayinin gelmesi bizi her yönüyle rahatsız ediyor. Cüruf sahasının tozundan, kirinden, suya karıştırdığı zehirden, son yangınıyla birlikte yangınlarından çok mağduruz. Bölgemiz tehdit altında. Bu alanın durdurulması, yapılabiliyorsa kaldırılması ve sonrasında yapılabilecek yeni tesislerin önüne geçilmesini talep ediyoruz”

“Doğa diyor ki ben size hayat veriyorum”

İlçenin 16 Mahallesi olarak bir bütün olduklarını vurgulayan Bağarası Kazım Dirik Mahallesi Muhtarı Mevlüt Işık tehdit altında olduklarını söyledi. Mevlüt Işık; “Yağmur suları ile birlikte yeraltı sularına karışan kirliliklerle, cürufun çıkarmış olduğu yangınlarla, halkımızın başı dertte. Doğa çok güzel. Bakın orman diyor ki; Beni yakmayın. Ben size hayatım. Can’ım. Size yaşam kaynağıyım. Sizden kaçıp korkan hayvanları barındırıyorum. Sizlere oksijen veriyorum. Ama maalesef insanlarımızı rant uğruna ormanlarımızı yakıyorlar. Bütün yetkililere sesleniyorum. Buna bir çözüm bulalım.” Dedi.

Korkuyoruz

Kozbeyli Mahallesi Muhtarı Arif Ülger de yanan bölgeye çok yakın olduklarını ve doğal hayatlarına devam etmek istediklerini dile getirdi. Arif Ülger; “ Cürufları, cüruf sahasını kötü amaçlı sanayileşmeyi istemiyoruz. Doğal hayatımıza devam etmek istiyoruz. Pisliklerden kurtulmak istiyoruz. Çeşmelerimizden insanlar, hayvanlar su içmektedir. Bu sular sanayi ve atıklar nedeniyle kirlenmekte zehirlenmekte, bazıları kurumaktadır. Tarım arazilerimiz, zeytin, meyve ağaçlarımız, evlerimiz sahaya çok yakın. Herhangi bir duman, ateş gördüğümüzde tedirgin oluyoruz. Korkuyoruz. Bunun önlenmesini talep ediyoruz.” dedi.