Galatasaray Kaptanı Selçuk İnan'dan bomba sözler!
Galatasaray Kaptanı Selçuk İnan, Fatih Terim’in gelişiyle yaşanan değişimi ve eski teknik direktör Igor Tudor dönemi hakkında konuştu.
Galatasaray'ın kaptanı Selçuk İnan, Antalya kampında çok özel açıklamalarda bulundu. Hürriyet'ten Ali Naci Küçük'e konuşan milli yıldız, Tudor'un gönderilmesinden Fatih Terim'in gelmesine kadar birçok konuda samimi ifadelere yer verdi.
İşte sarı kırmızılı takımın kaptanı Selçuk İnan'ın sözleri:
Fatih hoca ile çalışmak sende neler hissettiriyor? Bir futbolcu içinde nasıl bir duygu Fatih Terim ile çalışmak...
Aslında sizin ilk söylediğiniz gibi Fatih hoca ile çalışmak başlı başına bir mutluluk. Çünkü futbolcuya nasıl davranacağını çok iyi bilen, futbolcuya gerektiği zaman baba, gerektiği zaman arkadaş gibi davranan bir hoca. Teknik adamlığı ile alakalı bir şey söylemek zaten bizim haddimiz değil. Takımda en çok ben, Hakan Balta ve Muslera hoca ile beraber olduk. Arkadaşlarımıza da, nasıl bir hoca olduğunu anlatmaya çalışırken aslında onlar görerek neredeyse bizim kadar tanıdılar hocayı. Hocanın bu davranışları kendisi içinde avantaj. Oyuncu ile direk muhatap olması, futbolcuyu direk kazanması anlamına geliyor. Bu durumda da, bütün futbolcuların mutluluğu yüzüne yansıyor. Son günlerde olduğu gibi...
Fatih Terim, Selçuk İnan içinde yeni bir sayfa olur mu?
İnşallah öyle olacak. Aslında yeni bir sayfa demeyelim. Ben yaklaşık 6 aydır çok fazla forma şansı bulamadım. Tabii her zaman çalışmama devam ettim. Saygı da duydum. Çünkü bulunduğum yeri biliyorum. Galatasaray’ın kaptanıyım ve sorumluluklarımın farkındayım. Bunlar taktiksel tercihler. Tabii ki önceki hocamız Tudor’un verdiği kararlar bu şekilde idi. Buna da saygı duydum. Bundan sonra daha fazla süre alacağımı biliyorum, inanıyorum. Çünkü Fatih hocanın benden ne istediğini biliyorum. Hocada benden ne alabileceğini biliyor. O yüzden avantaj olacaktır elbette benim için.
Fatih Terim’in gelmesi sana göre Galatasaray’ın şampiyonluk yarışındaki şansını artırdı mı?
Galatasaray için en büyük transferi kesinlikle Fatih hoca. Bence Fatih Terim’in gelmesi Galatasaray’ın şampiyonluk yarışındaki şansını iki kat artırdı. Sadece Fatih hocada değil, Levent hoca, Hasan Şaş, Ümit Davala, Taffarel, Elmander...Belki Necati, Gökhan Zan konuşuluyor. Bunların adını duymak bile futbolcuya, taraftara, camiaya ekstra güven veriyordur. Bizde bu güveni arkamızda fazlasıyla hissediyoruz. Hocanın olduğu her yerde başarı illaki vardır. Fatih hocanın olduğu her yerde şampiyonluk ve başarı vardır. Ben bunu daha önce yaşadım. İnşallah bir kez daha yaşayacağız.
İlk 8 haftada lige çok iyi başlayan bir Galatasaray vardı. Sonra çok sert bir düşüş yaşandı. Bunun sebepleri nerede idi sence? Tudor nerede hata yaptı?
-Aslında biz erken form tutacağımızı biliyorduk. Çünkü sezonu çok erken açtık. İstemediğimiz şekilde Avrupa Kupalarından da elendik. Bu bizim için ne kadar hüsran olsa da, bunu avantaja çevirmesini bildik. Çünkü erken başladığımız için hem fizik olarak hazırdık, hem de rakiplerimiz bizim seviyemizde değildi. Takımlar yeni yeni toplanıyordu. Çok da önemli maçlarda kazandık. Sonrasında diğer rakiplerin istenilen seviyeye gelmesi bizi zorladı. Birçok maçı kaybettik. Şampiyonluk yarışında rakiplerimizle oynadığımız, kazanmamız gereken maçları kaybettik. Bundan dolayı da puan farkı hızlıca kapandı.
Galatasaray’da herkesi rahatsız eden konulardan biri, neredeyse her hafta uygulanan sistem ve kadro idi. Bu takımı da olumsuz etkiledi mi?
Takımı olumsuz etkiledi de diyemem, etkilemedi diyemem aslında. Çünkü tabii bir sisteme adapte olmak kolay iş değil. Önce iyi bir takım olmanız gerekiyor. Hoca ile futbolcu arasındaki bağlantı o kadar güçlü olmalı ki, istediğiniz şekilde oyuncudan istediklerinizi hemen alabilesiniz. Burada biraz kopukluk yaşadık. Bunu gizlemeye gerek yok. Çünkü bu görülen bir şeydi. Bazı maçlara tabii hocanın kararıdır, başka bakıyordur. Dışardaki insanlar başka bakıyordur. Ama çok fazlası ile tuttu diyemeyiz. Dediğim gibi sürekli sistem değiştirmek uzun süreli oluşmuş takımların çabuk adapte olacağı bir şey. Bu konuda biraz zorlandık diyebilirim.
Kadıköy’de Fatih hoca ile şampiyonluk yaşamıştınız. Sence bu kez galibiyet gelir mi?
İnşallah gelecek. Ben öyle inanıyorum ve hissediyorum bu sefer.
Peki son dönemde 9 maçtır derbi kazanamayan bir Galatasaray takımı ortaya çıktı. Bu Galatasaraylı üzüyor. Bu tablo değişir mi?
Bu tabloyu ne olursa olsun değiştirmemiz lazım. Ki hoca ile beraber bu tablonun değişeceğine inanıyorum. Ben 2011-12 yılında geldikten sonra çok az derbi kaybetmiştim ta ki son 2 seneye kadar. Ama son 2 senede de tam tersi bir tablo var ortada. Nasıl bundan önce lehimize olan bir tablo varsa bundan sonra yine o seri galibiyetlerin olduğu tabloyu yakalamak istiyoruz Fatih hoca ile.
Orta saha bölgesinde senle birlikte Ndiaye, Fernando, Tolga, hatta Donk gibi çok önemli alternatifler var. Forma rekabetinde şansını nasıl görüyorsun?
-Bu saydığınız isimler çok önemli oyuncular. Ama hepsinin yetenekleri farklı. Tabii bunu analiz edecek kişi de Fatih hocamız. Hangi maçta hangi oyuncumuzdan ne istiyorsa, mutlaka ona forma verecektir. Burada önemli olan takımın başarısı, şampiyonluğa ulaşmasıdır. Burada bizim oyuncular olarak kendimizi sürekli hazır tutup forma şansı geldiğinde iyi değerlendirmemiz lazım. Bende o adaylardan biriyim. Dediğim gibi kim iyiyse, hocanın istediklerini sahada kim yaparsa mutlaka o oynayacaktır.
Rıdvan Dilmen ve Mehmet Demirkol “ Selçuk’un Galatasaray’a transferi çok önemli ve dönüm noktası niteliğinde. Galatasaray onun sayesinde 2 değerli şampiyonluk kazandı” demişti. Neler söylersin..
-Bundan öncede ona bu söylemlerinden ötürü kendilerine teşekkür etmiştim. Çünkü o dönemde hepinizin bildiği gibi bonservisim elimde idi ve Avrupa dahil birçok önemli takım vardı. Fatih hoca Amerika’da idi sanırım. Arayıp takımında görmek istediğini söylemişti. Belki bu sözler klasikleşti ama beni yakından tanıyanlar bilir. Benim çocukluğumdan beri hatta bir tane futbol adına hedefim vardı. Galatasaray forması giymek ve şampiyonluk yaşamaktı. O yüzden diğer teklifler ne olursa olsun hepsini geri çevirerek Galatasaray’a imza atmıştım. Bunda yanılmadığımı da gösterdim herkese. İlk 2 sene 2 şampiyonluk, 4 senede 3 şampiyonluk ve 10 kupa kazandım. Bunları söylerken biraz çabuk söylüyoruz ama hiç kolay olmadı. Hiç pişmanlık duymadım. İyi ki de Galatasaraylı olmuşum, iyi ki de Galatasaray’a gelmişim. Galatasaray’ın duruşu ve değerleri benim de özel hayatımda yaşantım, duruşuma benzer durumda. O yüzden iyi ki de gelmişim.
Galatasaray’a bu kadar duygusal yaklaşan Selçuk İnan, bazen protestolar nedeniyle üzülüyor mu?
Üzüldüğüm zamanlar olduğunu daha önce size söylemiştim. Maalesef özellikle ülkemizde hepimiz, herkes yaşayabiliyor. Yaşadık, yaşayacağız da. Çünkü taraftarlarımız, insanlarımız o kadar çok duygusal davranıyor ve o kadar bağlı ki kendi takımlarına, sadece takımı değil ailelerine de öyle. O kadar bağlıyız ki, çok sevdiğimiz bir insanın bile hiç düşünmeden canını acıtabiliyoruz. Ama ben bunun aşırı sevgi, isteğe bağlıyorum. Ben bunları yaşadım. Bence bunları yavaş yavaş azaltıp şimdiki Türk gençlerine daha fazla sahip çıkmamız, onların hatalarını en azından biraz daha tolore etmemiz gerekiyor.
Selçuk İnan bu sezon öncesinde Galatasaray’da her zaman başrolde idi. Bundan sonra Galatasaray’da Selçuk İnan’ın rolü ne olacak?
Şimdi bu sene biz sezonu çok erken açtık. Bundan önceki yıllarda başrolde demek istemiyorum ama oynamadığım için siz bu cümleyi kurdunuz. Son 5 ayda ilk 11’de çok fazla şans bulamadığım için bunu söylediniz. 5 ayda oynamamış olmamak bundan sonra oynamayacak yada takımın önde gelen isimlerinden biri olmayacak anlamına gelmiyor. Ben, evet çok iyi durumda değildim. Gerçekçi olmak gerekirse bu son 5 ayda Selçuk İNAN değildim! Gerçek demek istemiyorum ben Selçuk İNAN değildim. Sahadan çok soyunma odasında çalıştım diyebilirim bu son 5 ayda. Sadece takım arkadaşlarına yardım etmeye çalışan, perde arkasında kaptanlık görevini yapmaya çalışan, belki de toparlanmaya çalışan, belki de ne olduğunu anlamaya çalışan durumdaydım. Ama bu saatten sonra böyle olmayacak. Çünkü bu süreçte birçok şeyi anladım. Çünkü çok düşündüm. İnsanları, iyileri, kötüleri yaşadıklarımı gördüm. Daha 32 yaşındayım. Galatasaray’a daha verebilecek çok şeyim olduğuna karar verdim. Bundan sonra çok farklı olacak.
Özeleştiri yaptığın oluyor mu? Seni zaman zaman eleştiren, protesto eden taraftarların haklı olduğunu düşünüyor musun?
Öz eleştiri tabii ki yapıyorum. Taraftarları da birçok kez haklı buluyorum tabii.. Ama çok fazla kişisel bakmamak lazım olaya. Aslında benim burada taraftarlara söylemek istediğim şey, takım kazanıyorken orada futbolcularımıza benim dışımda söylüyorum bunu. Daha çok sahip çıkmamız ve onlara güven vermemiz gerekiyor. Bu hep böyle olmalı. Yoksa tabii ki öz eleştiri yapıp onların benden beklentilerini bildiğim için hak verdiğim çok oluyor tabii ki.
Peki şampiyonluk yarışı için neler söylersin? Artık her takımın birbirine yakın olduğunu söylemek gerekli. Tablo onu gösteriyor.
Önce ülkemiz için bir şey söylemek istiyorum. Ülkemizde futbolu seven taraftarlar için bir şeyler söylemek istiyorum. Tabii ki biz kendimizi eleştirmeyi çok seviyoruz. Bu doğru güzel de bir şey. Sürekli eleştiriyoruz. Daha çok oyuncu çıksın, ligimiz kötü, daha nasıl iyileştirebiliriz vs diye... Ama bence şu an için bunu söylemeyelim. Bence bunun tadını çıkaralım. Son yıllardaki en çekişmeli şampiyonluk yarışı olacak. 5-6 takım şampiyon olabilir. Çok önemli kadrolara sahipler. Bunun tadını çıkarsınlar. Sadece bu oyuncuları izleyip destek versinler. Çünkü gerçekten uzun zamandır ben bu kadar çetin geçecek bir şampiyonluk yarışı görmemiştim. Kendi adımıza da, bu çetin yarıştan birinci çıkmak en büyük temennim. İnanıyorum da... Takım arkadaşlarıma, özellikle taraftarlarımıza ve camiamıza çok güveniyorum. Zaten bizim taraftarlarımız her zamanki gibi bizi desteklerse, bence bu sene biz şampiyon olacağız.
Çok iyi frikik atıyorsun. Bunun sırrı ne? Ve Maicon’un Göztepe maçında attığı frikik golü için neler söylersin...
Frikikten çok gol attım. Ama her zaman söylüyoruz ya, her zaman çalışmanın eseri. Tabii en önemli yetenek. Yeteneğinizin olması gerekiyor. Ama bu frikik bir tekrar işidir. 90 dakikada belki 1 tane oluyor. Onu da gol yapmanız gerekiyor. Çok çalıştım. Özellikle gençken Çanakkale Dardanel ve Manisapor’da idmanlardan sonra belki 2-3 saat frikik çalıştığım oluyordu antrenmanlardan sonra. Maicon’un attığı golden önce Eren ile yan yana geldik. Yüzde 100 gol olacağını hissetmiştim. Açı çok güzeldi. Tabii bu frikik kullanırken her zaman size bağlı olmuyor gol olup olmayacağı... Bence burada benim için en belirleyici faktör hakem! Çünkü eğer 9.15’i gerekli şekilde nizami sağlamazsa gol olma şansını belki yüzde 40 etkileyebiliyor. Bu çok önemli frikik kullanan oyuncular için. Orada hakem barajı da gerekli mesafeye çekmişti. Açısı çok iyiydi. Maicon’un da oralardan iyi vurduğunu biliyorum. Gol olacağını söylemiştim Eren’e...
Biz İzlanda’ya attığın son dakika golüne çok sevinmiştik. Senin en sevindiğin golün hangisiydi?
Benim de en sevdiğim gol oydu!
VAR sistemi Türkiye’de kullanılacak. Sana göre Türkiye’de sağlıklı biçimde kullanılabilir mi?
Ben açıkçası çok karşıyım da demek istemiyorum ama olsun da istemiyorum. Ben belki gol çizgisi olabilir diye düşünüyorum. Onun dışında futbolun doğasına çok fazla dokunmamak gerekiyor. Çünkü futbol hatalar oyunudur. Biraz bu şekilde bakmamız gerekiyor. Bu kişisel fikrim.Futbolcu olarak en zayıf bulduğun yerin neresi? Kafa golün Elazığspor’a attığını hatırlıyorum...
Galatasaray’da 2-3 tane kafa golüm var. Zayıf yönüm belki sol ayağımı biraz daha geliştirebilirdim. Aslında gençken sol ayağım daha güçlüydü. Orada ciddi bir sakatlık yaşadıktan sonra biraz geriledi. Fiziksel olarak belki biraz daha kendimi geliştirmem gerekebilir.
Avrupa ve Amerika’da futbolcuların çok büyük dayanışma içinde olduğunu hatta beraber grev yaptıklarını görüyoruz. Türkiye’de bu anlamda bir dayanışma eksikliği olduğunu düşünüyor musun?
Ben düşünüyorum açıkçası. Bunu daha önce aslında geniş çaplı ne yapabiliriz diye konuşup fikir alışverişinde de bulunduk. Ama dediğim gibi ülkemizde olaylar o kadar günlük, anlık yaşanıyor ki, bugün olan olayı konuşuyorsunuz, yarın çoktan unutulmuş oluyor. Alt liglerde neler yaşandığını biliyorum. Bunlarla ilgili bir şeyler yapmaya çalıştık. Ne kadar söyleseniz de, aslında çok farklı şeylere değinmiş olsanız da, insanlar bunu çok farklı, değişik şekilde algılıyor. Hep beraber bir tane doğruyu bulamıyoruz maalesef. Böyle sıkıntılarımızda oluyor. O yüzden bu fikir ayrılıkları çok fazla olduğu için böyle bir dayanışma içerisine de giremedik. Ama yüzde 100 bu eksikliğimiz ve bence girmemiz gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.