Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, fiyat avantajı ve hizmet kalitesi nedeniyle Avrupalı turistin bir süre sonra yeniden Türkiye’ye yöneleceğini söyledi. Türkiye’nin “imaj ve güvenlik” sorununa diplomasi krizinin eklendiğini dile getiren İşler, “Bizim demokratik zeminden uzaklaşmamız ve konjonktürel sıkıntıların sona ermesini beklemekten başka çaremiz yok. Gelecek için umutlarımızı kaybetmiyoruz” dedi.

Türk turizmi için 2017 yılının 2016 yılından çok daha farklı olmayacağını belirten TÜROFED Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, “Geçen seneye göre 5 - 10 milyar dolar civarında bir kaybımız olacak. Bu yıl bu tansiyon daha fazla arttırılmazsa, geçen yılın rakamları etrafında dolaşacağımıza inanıyoruz” görüşünü dile getirdi. İşler, “Politik ortamdaki, özellikle Almanya ve Hollanda ile olan bu gerilimin toplumlar üzerindeki etkisinin geçici olduğuna inanıyoruz. Bu yıl asıl pazarımız olan Avrupa pazarının referandumdan sonraki gelişmelere göre pozitif davranacağını umut ediyoruz” diye konuştu.

“Kalite ve hizmet sorunumuz yok”

Dünya turizminin rekabet ortamında biri “imaj ve güvenlik”, diğeri “kalite ve hizmet” olmak üzere iki ana hat üzerinde ilerlediğini anlatan Mehmet İşler, “Türkiye bu rekabetçi ortamda imaj, güvenlik sorunu ve bir de üstüne gelen diplomasi krizi nedeniyle kaybediyor. Avrupalı tüketici ile Türkiye arasında bir blok oluşuyor” dedi. İşler, “Türkiye şu anda kalite ve fiyatta rakiplerinin tümünün önünde. Ama, tüketicinin birinci derecede kararı belirleyen imaj ve güvenlikte değil” diye ekledi.

16 Nisan referandumunda evet de çıksa, hayır da çıksa, referandumun sonucundan çok Türkiye’nin demokratik bir karara saygı duyması ve bu sonucu içselleştirmesi ve ülke içinde herhangi bir huzursuzluğun olmamasının, sulh ortamının oluşmasının beklendiğini vurgulayan Mehmet İşler, şu görüşleri dile getirdi:

“Sonucu ne olursa olsun, referandumdan sonra toplumsal uzlaşma, sosyal barış ve demokrasiye inancın pekiştirilmesi durumunda bu rezervasyonların artacağına inanıyoruz. Geçen sene Eylül ve Ekim aylarında rezervasyonlarda çıkış yaşadık.
Referandumdan sonra böylesi bir ortamın oluşturulması durumunda bu rakamların yukarılara doğru çıkacağına inanıyoruz. Kendi içimizde bir çatışma, gerilim yaşamazsak, hoşgörü iklimi hakim olursa, bu sene geçen seneki talebi Haziran ayından itibaren alacağımızı ve yükseliş kaydedeceğimizi düşünüyoruz.”

Avrupalı tüketici basına güveniyor

“Türkiye turizmi kendi becerilerinden değil, tamamen konjonktürdeki ve diplomasi alanındaki gelişmeler sonucu kriz yaşıyor” diyen Mehmet İşler, Avrupa’da asıl belirleyici olanın yazılı ve görsel basının halk, son tüketici üzerindeki etkisi olduğunu söyledi. İşler, “2017 yılı için Türkiye turizmini olumsuz etkileyen şeylerden biri de bu. Avrupalı tüketici basına çok güveniyor, yazdıklarına inanıyor. Avrupalı turist, yazılı ve görsel basının etkisiyle Türkiye’den daha pahalı olmasına rağmen, imaj, güvenlik ve diplomasi sorununun olmadığı İspanya, Yunanistan ve Hırvatistan ve Portekiz’e gidiyor” dedi.

Avrupalı turistin tercihi

Avrupalı turistin birbirine benzer özellikte ülkelere, İspanya’ya, Fransa’ya, Portekiz’e, Yunanistan’a gitmekten hoşlanmadığını, dilinin farklı, dininin ve sisteminin aynı olduğu ülkelerin onlarda bir başka ülkeye gittikleri hissi yaratmadığını anlatan TÜROFED Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, “Türkiye gibi dili, dini, kültürü farklı oryantal ülkeler onların seyahat etme arzularını kamçılıyor. Bu Türkiye için bir avantaj” diye konuştu. Avrupa Birliği içinde kendi ülkesiyle gittiği ülkedeki parite aynı olduğu için Avrupalı turistin kendi parasının avantajlarını yaşayamadığını söyleyen İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupa’daki tesisler fiziki olarak, hizmet ve kalite olarak Türkiye’deki tesislerden daha geride. Üstüne üstlük de pahalı. Örnekse, İspanya’daki bir tesisten 100 Euro’ya hizmet alan Avrupalı turistin Türkiye’deki tesislerde yüzde 50’ye varan iskontolarla sunulan hizmeti tercih edeceği aşikar. İmaj ve güvenlik konusuyla siyasi ortamı düzelttiğimiz takdirde, Avrupalı turist bu pazara gelecektir. Avrupalı tur operatörü de bir şekilde karlı olan, ekonomik olan Türkiye pazarına dönmek için çaba sarf edecektir. Bu anlamda bizim demokratik zeminden uzaklaşmamız ve konjonktürel sıkıntıların sona ermesini beklemekten başka çaremiz yok. Türkiye Avrupa pazarının çok önemli bir ortağıdır, tur operatörlerinin karlı bir pazarıdır. Bu durumun uzun sürmesi bizim kadar tur operatörlerinin de kaybına neden olacaktır. Gelecek için umutlarımızı kaybetmiyoruz.”