Eylül Ayça Karakuş
GERÇEK HUZUR
Dört duvar arasına atılmış ve üzerine ağır bir demir kapı kapatılmışcasına çaresizim. Güneşi içeri alacak açık bir pencere dahi yok. Ayları, günleri unutmuş, hiç bir işe yaramayan bir bedenden ibaretim sadece.
Düşüncelerimle kavgalı, geçmişimle düşman, geleceğime küsmüş biriyim. Bugünlerde bende ki beni ben bile tanıyamıyorum. Bu, ben miyim sahiden? Ne ara bu kadar hırçın, bu kadar öfkeli ve böylesine isyankar oldum? Bu sadece benim eserim olamazdı değil mi? Mutlaka, bu hale gelmemde bir başkalarının da payı vardı. Dost gibi görünen yılanların, iyi gibi görünen sinsilerin eseriydim ben.
Güldürmeyen hayatın tek kulu ben değildim elbet, benim gibi sayısız daha kaç insan vardı kim bilir?
Yarasının iyileşmesine izin vermeyen, o yara tam kabuk tutacakken tek bir hamleyle o yarayı kanatan acımasızların sayısının çok olduğu gibi...
İnsan yaş aldıkça, yaşı ilerledikçe anlıyor bazı şeyleri... Tanıdığı sandığı dostlarını aslında hiç tanımadığını anlıyor. Adı gibi ezbere bildiği kişilerin karakterlerinin başka yüzünü gördüğü zaman hayattan tiksiniyor. Asla olmaz, kesinlikle öyle şey yapmaz dediği kişinin herşeyin içine ettiğini gördüğü zaman bir daha güneş doğmayacak sanıyor.
İşte o vakit küsüyor... Onu üzene küsüyor, gönlünün bir kağıt parçası gibi yırtılıp atılmasına inciniyor. Ve nasıl bir varlıktır ki bu insanoğlu; aradan biraz zaman geçince küstüğü kim varsa affediyor. Çünkü küsmek, tavır koymak hamurunda yok. Alışmış kırılmaya bir kere gönlü, ruhu, hisleri... İlle birileri canını yakacak, ille birileri ağlatacak. Her şeyi anlıyor, her şeyin farkına varıyor da nedendir bilinmez duvarları öremiyor. Kırıldığı yerden kırılmanın tadını alan biri için aksi düşünülemez zaten. İnsanın aklı başka kalbi başka söylüyorsa galip gelen kalptir daima. Kalbin sesi aklın sesini daima bastırır.
Öyle ya da böyle hayat geçiyor. Yolun sonuna yaklaştığın an anlıyorsun ki kaçırdığın fırsatları, kaybettiğin zamanı geri getiremiyorsun. Sorduğun soruların cevapları bundan sonra bir işe yaramayacak. Keşkelerin, ahların, vahların bir önemi olmayacak.
Ve hayat senden hesap soracak...
Sen ise, sonuna geldiğin hayat yolculuğunun son durağında cevabını veremediklerini iki göğüs arana sıkıştırıp gözlerini kapatacaksın. İşte o dakika gerçek huzura kavuşacaksınız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.