Gıdanın geleceği konuşuldu
Gıdanın tarlalarda yetişip sofralara gelme süreci ve Ege Bölgesi’nin Türk mutfağının mirasına yaptığı katkılar Gastro Ege zirvesinde tartışıldı.
Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluğu ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün destekleriyle düzenlenen Gastro Ege ‘Toprak Ana’ etkinliğinde tarladan sofraya gıdanın yolculuğu konuşuldu. YÜCİTA Kurucu Üyesi ve İTB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Pınar Nacak, AB ülkelerinin coğrafi işaret sıralamasında birinci sırada yer alan ve bu ürünlerden yüksek katma değer sağlayan İtalya’nın 333 coğrafi işaretli ürünü varken, Türkiye’de ise coğrafi işaret tescil sayısının hızla arttığına, şu an itibariyle bin 490 adet coğrafi işaret almış tescilli ürün olduğuna dikkat çekti.
Selçuk Yaşar Kampüsü’nde gerçekleştirilen 2. Gastro Ege Zirvesi bu yıl ‘Toprak Ana’ temasıyla düzenlendi. Etkinlikte, gastronomi uzmanları, araştırmacılar, ünlü şefler deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. Gün boyu süren etkinlikte “Gastronominin Sürdürülebilirliği”, “Topraktan Gelen Ürünlerin Coğrafi İşaretlere Yansıması”, “Anadolu’nun Miras Üzümleri”, “Yaşayan Toprak”, “İklim Değişikliğinin Tarıma Etkileri”, “Şef Restoranları”, “Başka Bir Tarım Mümkün”, “Toprak Ananın Verdikleri”, “Doymak, Doyurmak, Korumak” başlıklarında konuşmalar gerçekleşti. Çeşitli yiyecek ikramlarının da dağıtıldığı etkinlikte İzmir Büyükşehir Belediye Bandosu da konser verdi. Etkinliğe; Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı katıldı.
“GASTRONOMİYE SAHİP ÇIKILMALI”
Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç ise “Toprak pek çok kültürde anadır, doğurganlığı temsil eder. Doğanın kaynağı ve hayatın devamı için gerekli olan bereketi sağlar. Bu nedenledir ki doğanın korunması, doğayla uyumlu bir yaşam tarzının sağlanması ve sürdürülmesi büyük önem taşıyor. Gastronominin ülkemiz için önemi tartışılmaz, gastronomiye sahip çıkarak bu potansiyelin etkili şekilde hayata geçirilmesi, ülkemizin kalkınması için çok büyük önem arz ediyor” dedi.
İklim değişikliğinin tarıma etkilerinden bahseden Tarım ve Orman Bakanı Eski Yardımcısı ve Serbest Danışman Ayşe Ayşin Işıkgece, dünya genelindeki nüfus artışına vurgu yaptı. “İklim değişikliği ciddi bir şekilde tarımdan, topraktan geleceğimizden çalıyor” diyerek sözlerine başlayan Işıkgece, “Dünyadaki nüfus 2050 yılında 10 milyar kişiyi geçecek. Aynı yıl Türkiye’de ise nüfusun 105 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Bu nüfusu doyurmak için ilave bir gıdaya ihtiyaç olacak. 2050 yılındaki nüfusu besleyebilmemiz için bugüne oranla yüzde 65-70 daha fazla ürün üretiyor ve yüzde 15 daha fazla suya sahip olmamız gerekiyor. Türkiye, tarım toprakları büyüklüğü açısından 31. sırada yer alıyor ve her geçen gün, nüfus artışı, binalar, karayolları, demiryolları bu alanı git gide daraltıyor. Tüketim hızımız, dünyanın kendi kendini yenileme hızından maalesef daha hızlı gidiyor. Konvansiyonel tarım yöntemi dünyada devam ettiği sürece, her yıl verimlilik azaldığı için üretim de azalacak.” dedi.
“Topraktan Gelen Ürünlerin Coğrafi İşaretlere Yansıması” başlıklı oturumda konuşan Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Kurucu Üyesi ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Pınar Nacak, iklim krizi nedeniyle gıdaya olan erişimin zorlaşacağını söyledi. Bu nedenle gıdanın kıymeti ve fiyatının arttığını belirten Nacak, “Coğrafi işaretler gıdanın fiyatını ve kıymetini artırıyor. Dünya genelinde coğrafi işaretler; sınai mülkiyet hakkı konusudur. Coğrafi işaretleme, ürüne ve yöresine değer katar. AB coğrafi işaret sıralamasında 333 adet tescilli ürünle birinci sırada İtalya, ikinci sırada Fransa, üçüncü sırada ise İspanya var. AB ülkelerinde, coğrafi işaretli ürünlerin fiyatı, coğrafi işareti olmayan ürünlere göre 2,23 kat daha değerli. Türkiye’de ise bin 490 adet coğrafi işaret almış tescilli ürün var. Bunların dışında 626 adet başvuru var. Coğrafi işaretleri tanıtımın bir parçası haline getirebiliriz. Marka oluşturmaya ve pazar genişletmeye yatırım yapılabilir. Coğrafi işaret almış ürünleri bölgenin turizm tanıtımının bir parçası haline getirmeliyiz” diye konuştu.
“TARLADAN SOFRAYA”
“Toprak Ananın Verdikleri” başlıklı oturumda konuşan Köy Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer ise “Geçtiğimiz yıl Yaşar Üniversitesi öğrencileriyle birlikte Menderes’te 2 dönümlük arazide karakılçık buğdayı ektik. Sonrasında biçtik, öğüttük ardından un yaparak fırınlarda ekmek olarak pişirdik. Ancak tarım arazileri her geçen gün azalıyor. Büyükşehir Yasası ile köylerimiz mahalleye dönüştü. Köy olmaya devam etmeliyiz. Tarladan sofraya en önemli şey sağlıklı beslenme” diye konuştu.
Gastro Ege etkinliğine, Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdür Vekili Prof.Dr. Murat Komesli, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, Dr. Öğretim Üyesi Eylem Ezgi Fadıloğlu, Dr. Öğretim Üyesi Duygu Çelebi Türkmen, İBB Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Şevket Meriç, İEÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazan Turhan, Sözen Organizasyon CEO’su Gökmen Sözen, The Bodrum Edition Otel’den Şef Aşkın Büyük, Çiy Restoran’dan Şef Damla Uğurtaş, YÜCİTA Kurucu Üyesi ve İTB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Pınar Nacak, Ziraat Mühendisi Tangör Tan, Kök Köken Toprak Kurucusu Sabiha Apaydın, Oleolog ve Oliveurla marka sahibi Pelin Omuroğlu, Değirmen Çiftliği’nden Gürsel Tonbul, Michelin Yıldızlı Vino Locale’den Şef Ozan Kumbasar ve Sommelier Seray Kumbasar, Michelin Yıldızlı Od Urla Şefi Osman Sezener, Gazeteci Nedim Atilla, Köy Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer, Gastronomi Uzmanı Sabriye Kocabalkan, Şef Sinem Çapraz, Sef Seray Öztürk, Nuup Restoran Şefi Tolga Kamiloğlu ve Yemek Kültürü Yazarı Aylin Öney Tan, Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluğu Kurucu Başkanı Gürsel Tırpan konuşmacı olarak katıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.