18 Eylül 2021.

Yani tam iki hafta önce oynana İzmir derbisi, Altay-Göztepe maçını canlı olarak izledim.

Ondan sonra da işte bu tarih de bir yazı kaleme aldım.

‘İzmir Derbisi, İzmir Derdi”

Dün Göztepe’nin kendi sahasında Giresunspor’a yenilmesinden sonra İzmir’in birinci derdi iyice kendini belli etmeye başladı.

Göztepe bu sene, ara transfer yaparak mı yırtar, yapmayarak daha çok mu dert edinir bilmem ama sezon sonu bu Göztepe İzmir’in Süper Lig’den düşerek bir derdi olmaya çok yakın.

Göztepe’de kim oynar deseler, herkes oynar.

Göztepe’de kim oynuyor deseler, iki oyuncu hariç hiç kimse derim.

Rahmetli Kemal Sunal’ın filmdeki bir fıkra misali, rengi siyah diye alınan yabancı oyuncuları, satmaya kalksanız, amatör spor kulüpleri dahi futboldan anladıkları yok, kondisyonları yok, ağır oyuncalar diye almazlar.

Göztepelinin Göztepe aşkı büyüktür.

Göztepe, amatör lig de oynadığı dönemde bile bu sevginin büyüklüğünü gösterdiler.

Ama Göztepelinin bir de Göztepe siniri vardır ki, bu da çok büyüktür.

Göztepe’ye hainlik yapanları, kötülük yapanları asla ve asla unutmazlar, yıllar geçse de, yollar değişse de asla unutmazlar.

Göztepe’ye büyük hizmetleri dokunan Başkan Mehmet Sebil, ya bu gidişe bir dur demek zorunda, ya bu gidişe dahil olmamak için istifa etmek zorunda, ya da bu gidişin tüm sorumluluğunu üstlenip, iyi yaptığım gibi kötüyü de yaptım diyerek, İngiltere’ye gitmek zorunda.

İzmir’in derdi derken, birinci dert ortaya çıktığı için Göztepe’yi yazdım.

İzmir’in ikinci derki Altay da olabilir.

Altay’da her şeyin yolunda gittiğini düşünerek kimse kendini kandırmasın.

Altay’ın oynadığı oyun da ortada.

Futboldaki yüzde 50 kazanma şansını Mustafa Denizli’nin anlık aksiyonları ve tepkileriyle kullanan Altay, yıl sonuna kadar bu şansı tutarsa, mutlu şekilde ligi sonlandırabilir.

Futbol bu ama, elimdeki bu dersen şans da bir yere kadar!