Göztepe-Altay İzmir derbisi Göztepe’nin ev sahipliğinde gerçekleşti.

Peşin yazayım, maça gitmedim!

Gitmek istemediğim için değil, kendini spor yazarı olarak sınıflandırıp, ayrı bir loca oluşturup diğer gazetecilere ‘Siz spordan ne anlarsınız, spor sizin neyinize?’ muamelesi yapıp akreditasyon yapmamak için bin bir bahane üretmek zorunda bırakmamak için.

Oturduğum yerden, televizyon başından izleyerek ve düşünerek yazıyorum, yazmak zorunda kalıyorum.

İlk yarıdaki Altay-Göztepe maçını Altay Yönetim Kurulu üyesi bir dostumun özel davetiyle canlı izlemiştim.

O gün yazdığım yazı arşivde duruyor.

Derbinin derbi olmadığını, iki takımın da kötü olduğunu ve ikisinin de diğer takımlar biraz daha iyi ise küme düşme ihtimali olduğunu yazmıştım.

Dünkü derbide sonuç Göztepe açısından güzeldi.

Oyun Göztepe açısından biraz daha iyi, Altay açısından ise içler acısı durumdaydı.

Büyük Altay söylemi, tarihten gelen süreçte bir hikâye gibi kalmıştı sahada.

Maçın sonunda kazananın 4 gol atan Göztepe olması, skor anlamında ne kadar iyi olursa olsun ilk yarıdaki düşüncemi değiştirmeye yetmemişti.

Oyun vasattı!

Göztepe bu galibiyetle sayılı haftalar kala Süper Lig’e çıkmak için doludizgin devam ediyor, çıkarsa Süper Lig’de bir İzmir takımı olmasının renkliliğini yaşayacağız.

Süper Lig’in dev takımlarını İzmir’de ağırlama şansını, onları izleme şansını yakalayacağız.

Altay için ise artık İkinci Lig yolu net göründü.

Önümüzdeki yıllarda oradan da daha aşağı düşmeyip ligde tutunup sonraki yıllarda yeniden çıkışa geçeceği yılları görmesini dilemekten başka çaremiz yok.

İzmir futbolunun omurgasını da alt yapılara değil, paraya bağladığımız sürece İzmir takımları iki düşer, bir iner, bir şişer, bir patlar nerede, ne zaman oynadığı belli olmayan bir İzmir futbol tarihi yazmaya devam ederler.

Bir dönemin flaş takımlarına bakın, Karşıyaka, Buca, Altınordu, İzmirspor.

Neredeler, ne yapıyorlar, nereye doğru gidiyorlar.

Futbol ekonomisi denilen şeye girdiği sürece İzmir takımlarını öyle ya da böyle bekleyen nihai sonuç, para olduğunda yukarı başarı, para olmadığında aşağı doğru başarısızlık hareket halinde olmak.

İyi futbolcu yetiştirmek ve iyi takım yapmak zordur!

Zaman ister, eğitim ister, emek ister.

Ancak iyi takım kurmak ve iyi takımı elde tutmak için para bulmak kadar zor değildir!

Mutlu pazarlar!