‘Hayat Buna Değer’ diyerek İstanbul’a giren bir İzmir var.

İzmir’in yeni yapılaşmasında lider rolünü üstlenen Folkart var.

‘Folkart Nefes İstanbul’da, İstanbul’da bir Folkart nefesinin girişinin ismi.

İstanbul için, İstanbullular için şimdiden bu nefes iyi geldi ve daha da iyi gelecektir.

Bilirsiniz İstanbullu, kışın yoğun şekilde çalışır, çalışır, sonra çalıştıklarını biriktirir, yaz aylarında biraz nefes almak için, biraz rahatlamak için, biraz tatil yapabilmek ve dinlenmek için ya İzmir’e gelir ya Bodrum’a, Marmaris’e, Fethiye’ye gider.

Folkart, İstanbul’a, İstanbullulara işte bu yazın açıp aradıkları o nefesi vermek için giriş yaptı.

İstanbul’da bir İzmir havası vermek için girdi.

İzmir’de ve özellikle tatil beldelerinde yer alabilmek için çabalayan İstanbulluları şimdi, İstanbul’da, ‘Folkark Nefes İstanbul’da yer alabilmek için çabalayacaklarını şimdiden söyleyebilirim.

Folkart’ın mimari yapısına dikkat ederseniz, her birinde bir İzmir, Ege esintisi görürsünüz.

Ege’nin ferahlığı, sıcaklığı, doğallığını görürsünüz.

Adında olduğu gibi aldığınız yerlerde sadece oturmak, uyumak değil nefes alırsınız.

İyi ki böyle bir yerdeyim, iyi ki böyle bir yerde yaşıyorum dersiniz.

İstanbul’un böyle bir nefese ihtiyacı var mıydı derseniz, İstanbul’a gidenler bilir, sağı, solu yükselen binalarla doludur.

Binalara baktığınızda nefesiniz bir an kesilir.

Burada nasıl yaşanır, bu kutu içinde nasıl durulur, buraya nasıl girilir, buradan nasıl çıkılır diye düşünürsünüz.

İşte böyle düşünen İstanbullulara ve İstanbul’a bir nefes olmaya geldi ‘Folkart’, ‘Folkart Nefes İstanbul’la.

Gözünaydın İstanbul!