Gruşçu'dan darbe ve OHAL açıklaması
İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu yazılı açıklama yaptı.
İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu yazılı açıklama yaptı. Gruşçu açıklamasında şunlara değindi:
Siyasi Partilerin Değerli Temsilcileri,
Merkezi İdarenin Kıymetli Yöneticileri,
Aziz Yurttaşlarım,
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir cuntanın parlamenter demokrasimize yönelik darbe girişimi ve ardından olağanüstü hâl ilan edilmesi elbette son derece derin düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir konudur. Türk Ordusunun üniformasına ve onuruna yakışmayan tutum içindeki bu cuntacı gruba karşı siyaset kurumu ve milletimiz gereken tavrı ve kararlılığı göstererek karşı çıkmıştır. Parlamenter demokrasi birikimimizin yarattığı demokrasi kültürü, bu darbe girişimini başarısız kılmıştır. Halkımız, darbeye karşı direnme hakkının en güzel örneğini göstermiştir.
Bu bağlamda;
1. Toplum olarak, menfi son ile sonuçlanan darbe girişimi sonrası gerçekleşen olağanüstü hâl ilanına yönelik oluşan beklentimiz; darbe girişiminde bulunan cuntacıların hesap vermesi, toplumsal normalleşmenin sağlanması, kamu yönetiminin daha etkin hâle getirilmesi ve demokrasinin güçlendirilmesinden geçmektedir. Darbe girişiminde bulunan cuntacıların ve tüm işbirlikçilerinin hukuk düzeni içinde yargı önünde hesap vermesi sağlanmalıdır.
2. Anayasal düzen ve hukuk sınırları dışında intikam senaryoları oluşturmak ve olağanüstü hâl sürecini cadı avına dönüştürmek ülkedeki gerilimi ve kaos ortamını daha da körükleyecektir. O nedenle tüm yargılamalar, anayasal düzen içinde gerçekleştirilmelidir. Ayrıca, hukuk devletinin gereği olarak bu hain kumpasa alet edilen ve sahipsiz bırakılan er ve erbaşlarımıza yönelik linç girişimleri de aynı şekilde soruşturulmalıdır. Siyaset kurumu ve devlet organları, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı halkın kutuplaşmasına ve itibarsızlaştırılmasına yönelik her türlü girişim ve ortamı ortadan kaldırmakla yükümlüdür.
3. Olağanüstü hâl ile temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulması veya kısıtlandırılması merkezi idareye tanınmış bir yetkidir. Ancak askeri bir darbe girişimini püskürtmeyi başaran sivil ve siyasi otoritenin sivil bir darbeye yöneleceği ihtimali, düşünmek istemediğimiz bir yargıdan ibarettir.
Bu uygulamanın demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı olmadığını, hatta bu değerleri koruma ve güçlendirme amacına, kamu düzeninin etkin ve verimli hale getirilmesini sağlayacak tedbirleri almaya yönelik olduğunu bilmek, algılamak ve düşünmek istemekteyiz.
Bu nedenle, kamu vicdanının rahatlaması ve demokratik kültürümüzün zedelenmesini önlemek amacıyla derhâl, olağanüstü hâl şartlarının sınırlarının, özellikle temel hak ve özgürlüklere zarar vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
4. Şu anda, siyasi partilerimize çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Benzeri olaylarla bir daha karşılaşmamamız ve siyasi iradenin, gerçek millet iradesine dönüşebilmesi için ilk etapta yapılması gereken demokratik kitle örgütlerinin gücünün siyaset kurumuyla bütünleştirilmesinin önünün açılması olmalıdır. Çünkü örgütlenmiş güçlü bir sivil toplum, demokratik kitle hareketinin de güçlenmesi anlamına gelecektir.
5. Ülkemizin geleceği tam demokrasidedir. Merkezi idarenin elinde bulunan olağanüstü hâl yetkileri yerel demokratik idarelerin yetkilerinin sınırlandırılmasıyla değil, sürecin vahameti ve demokrasimize yapılan haince saldırının ortadan kaldırılması adına işbirliği içinde sürdürülmelidir. Bu nedenle katılımcı demokrasinin olmazsa olmazı olan kent konseylerine güçlü bir parlamenter sistem ve özgürlükçü demokrasi adına önem verilmeli, sivil – kamu bileşeni olan kent konseylerinin sivil ve özgürlükçü yasal haklara kavuşması sağlanmalı, yapısında barındırdığı demokratik kitle örgütlerinin gücü önemsenmelidir.
6. Türkiye, demokrasisiyle güçlenen ve her türlü zorluğa karşı büyüme sınırlarını zorlamaya devam edecek bir ülkedir. Bunu başarabilmesi de güçlü demokratik yapısının yanı sıra, iktisadi kalkınmasıyla, refah seviyesini yükseltmesiyle, savunmasını tahkim etmesiyle, eğitimini, sağlığını, adalet sistemini, altyapısını güçlendirmesiyle mümkün olabilir. Bu nedenle, hangi şart altında olursa olsun ülkemiz için üretmeye ve ülkemize hizmet etmeye devam etmeliyiz. Sadece darbe girişimi değil, dış mihrakların oyunlarıyla ülkemizde yaşanan musibetlerin üretmemize ve ülkemiz için oluşturacağımız katma değerin önüne geçmesine izin vermeyelim. Şimdi tüm hain planlara ve güçlüklere karşı ayağa kalkıp yeniden hizmet etmek ve başarmak idealiyle azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Milli iradeye kasteden hainlerin planlarını bozmaya devam etmeliyiz.
Bu düşünceler ışığında, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da asker – sivil ayrımı yapmaksızın her türlü darbe girişimine ve vesayete şiddetle karşı olduğumu ifade eder, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar dilerim.
Birlik ve beraberliğimiz daim olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.