Güçlü bağışıklığın dostu Glutatyon
Murat Fatih Sökmen yazdı
Glutatyon, insan vücuduna zarar veren toksik maddeleri yok ederek bağışıklık sistemini kuvvetlendiren vücuttaki en önemli ve güçlü antioksidandır. Vücuttaki diğer mineraller ve C vitaminiyle birlikte detoksifikasyon yapar. Vücuttaki tüm hücreleri serbest radikallerden, ağır metallerden, toksinlerden ve oksidatif stresten korur. Özellikle yağda eriyen toksinleri suda erir hale getirerek böbreklerden ve karaciğerden atılmasını sağlar. Vücut, doğal bir mucize olan glutatyon bileşenleri ile sağlıklı bir yapıya kavuşur. Glutatyon eksikliğinde yaşlanma hızı artar, vücut artık kendini yenileyemez. Bununla beraber sağlıklı görünüm giderek azalır ve kişi kendini daha yorgun hisseder. Glutatyon eksikliğinde; kronik bir yogunluk, sağlıksız ve cansız bir cilt görünümü, kas ve eklemlerde güç kaybı ve en önemlisi bağışıklık sisteminde yavaşlamalar görünebilir.
Aslında glutatyon, insan vücudunda doğal olarak üretilmektedir. Vücuttaki glutatyonun 1-2 gün yarı ömrü vardır ve en çok beyin hücreleri ve karaciğer de etkisini gösterir. Kişide oksidasyon (paslanma) artışı, beslenme eksikliği, aşırı protein yıkımı olan hastalıklarda ve ağır spordan sonra ihtiyaç artar. Glutatyonun vücuttaki üretimi yaşlanma, kötü beslenme, sigara ve alkol tüketimi ve çeşitli ilaçlardan dolayı zaman geçtikçe azalır. Bu tür sebeplerden dolayı da glutatyonun dışarıdan takviye şeklinde alınması gereklidir. Özellikle mevsim geçişlerinde yaşanan bağışıklık sistemindeki çökmeler, glutatyon seviyesinin azalmasıyla da ilişkilidir.
Glutatatyon vücudumuzda karaciğer hücrelerinde ve kırmızı kan hücrelerinde bulunur, esas üretim yeri karaciğer hücreleridir. Sistein, glutamat ve glisin isimli üç aminoasitten oluşur. Besinlerden et, elma, brokoli, kuşkonmaz, sarımsak, zerdeçal, avokado, domates ve ıspanakta bol miktarda bulunur. Bu besinlerden birini günde bir porsiyon olacak şekilde tüketmek, glutatyon üretimini destekler. Besinlerle alınan glutatyon hücrelerin içine bütün olarak giremeyeceği için midemizde parçalanarak amino asitlere ayrışır. Oluşan aminoasitlerinse karaciğerimize taşınarak tekrar glutatyon üretimine katılması gerekir. Bu döngünün yavaş ve kayıp miktarının fazla olması nedeniyle tedavi söz konusu olduğunda sedece besinsel alımlara güvenmek ve ağızdan tablet şeklinde almak doğru değildir. Eğer kişinin glutatyon takviyesine ihtiyacı varsa bunun damardan verilmesi gerekir. Ayrıca cilt bandı olarak kullanımıda mevcut olup özellikle çocuklarda bu bantlar kolaylık sağlar. Sağlıklı bir vücutta yaklaşık olarak 10 gram glutatyon bulunur ve gıda takviyesiyle alınabilecek olan glutatyon seviyesi maksimum 100-150 gram civarındadır. Bu yüzden damardan glutatyon takviyesi almak her durumda çok daha sağlıklı ve gereklidir.
Glutatyon tedavisi; glutatyon duyarlılığı olanlar ve aktif kanser hastaları haricinde herkese uygulanabilecek bir bağışıklık güçlendirme tedavisidir. Herhangi bir şikayeti olmayan kişilerin bu tedaviyi alması durumunda vücut enerji seviyelerinde artış, zindelik, uyku kalitesinde artma, spor ve efor kapasitesinde artma gibi hayat konforunu daha da arttıracak sonuçlar alınırken; ağır metal toksisitesi olanlarda, bilişsel problemleri ve beyin sisi olanlarda, insülin direnci olanlarda, eklem ve kas ağrıları olanlarda ve bunun gibi birçok vücutta oksidatif stres sonucu gelişmiş patolojilerde tedavi edici etkisinden faydalanıyoruz. Tedavi kararının kişinin ihtiyacına göre, karaciğer ve böbrek testlerinin ve mineral seviyelerinin değerlendirilerek verilmesi önem taşımaktadır.
Ayrıca hem dışarıdan aldığımız hem de besinler aracılığı ile aldığımız glutatyonun vücutta etkin kullanımı ve antioksidan gücünün artması için coenzim Q10, C vitamini, magnezyum ve alfa lipoik asit’i de unutmamak gerekiyor. Glutatyon bir orkestra şefi ise beraberindeki antioksidanlar da enstrumanlardır. Şef önemlidir ancak sadece şef ile de bir orkestra orkestra olmaz.
Glutatyon tedavisi için hastanın herhangi bir hastanede yatmasına gerek yoktur. Özelleşmiş kliniklerde uzman hekimlerce bu tedaviler kolaylıkla uygulanabilmektedir. Tedavi haftada 1 gün olmak üzere toplamda 5 hafta süren bir protokolü içerir. Her seans yaklaşık 15 dakika kadar sürmektedir. İşlem sonrasında ise hasta direkt günlük yaşamına devam edebilir. Uzmanın önerisine bağlı olarak da bu tedavi şekli yılda 2 kez olmak üzere tekrarlanabilir.
Glutatyonun herhangi bir zararı ve yan etkisi yoktur. Glutatyon, her insanın vücudunda bulunan bir bileşendir ve glutatyon tedavisi de bu bileşenlerin seviyelerini artırmak amaçlanmıştır. Bu yüzden de herhangi bir yan etki görülmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.