"Güneş koruyucu şart!"
Hava sıcaklığı dengesinin bozulması, ani hava değişimleri, hava kirliliği ve artan UV ışınları gibi faktörler ciltte kuruluk, çatlama, egzama, yaşlanma ve cilt kanseri gibi birçok soruna yol açabiliyor.
Cildimiz vücudumuzun en büyük organıdır ve birçok hayati fonksiyonu yerine getirir. Bizi güneşten, rüzgârdan, soğuktan ve diğer çevresel unsurlardan korur. Ayrıca vücut sıcaklığımızı düzenlememize ve sistemimizdeki toksinleri atmamıza yardımcı olur. Ancak değişen iklimle birlikte cildimiz her zamankinden daha fazla tehditle karşı karşıya.
Öyle ki Lancet Planetary Health dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, hava kirliliği dünya çapında cilt kanseri vakalarının yüzde 17'sini oluştururken Journal of Investigative Dermatology dergisinde yayınlanan başka bir araştırmaya göre ise sıcaklık ve nemdeki değişimler egzama vakalarını yüzde 20'ye kadar artırıyor.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI CİLDİMİZİ HAZIRLAMAMIZ GEREKİYOR”
İklim değişikliğine karşı cildimizi de hazırlamamız gerektiğini belirten Prof. Dr. Serap Karadağ, “Güneş kremi kullanımı, cilt kanseri riskini azaltmak ve foto-yaşlanmayı engellemek için en önemli cilt bakım ürünlerinden biridir. Özellikle kış aylarında da güneş ışınlarının zararlı etkilerini göz ardı etmemeli ve güneş kremi kullanımı ihmal edilmemelidir. Soğuk hava ve düşük nem seviyeleri cildin kurumasına neden olur. Bu nedenle cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanarak cildinizin nem dengesini korumak önemlidir. Antioksidanlar da cilt hücrelerini serbest radikallerin neden olduğu hasardan korur. Cildinize antioksidan içeren serumlar ve kremler uygulayarak cilt yaşlanmasını geciktirebilirsiniz. Aslında sadece cildimiz için değil tüm vücut sağlığımız için sağlıklı yaşam tarzıdır. Dengeli beslenme, bol su tüketimi ve düzenli egzersiz cildinizin sağlıklı kalmasına ve vücudun genel sağlığın korunmasına yardımcı olur. “ ifadelerini kullandı.
SOĞUK HAVA CİLDE İYİ GELMİYOR
Soğuk hava koşullarında, cilt rahatsızlıklarında artış görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Karadağ sözlerine şöyle devam etti: “ En yaygın karşılaşılan cilt sorunları arasında ise cilt kuruluğu, çatlaklar ve pullanma görüyoruz. Düşük nem seviyeleri ve iç mekan ısıtma sistemlerinin kullanımı da cildin nemini kaybetmesine ve dolayısıyla hassasiyetinin artmasına sebep olur. Soğuk havalarda ayrıca, egzama ve psoriasis gibi kronik cilt hastalıklarının belirtileri şiddetlenebilir. Rozase hastalarında soğuk havaya maruziyet atakları artırabilir. Bu mevsimde cilt sağlığını korumak için uygun cilt bakımı ve koruyucu önlemler almak büyük önem taşır. Hastaların iç kısmı pamuklu atkılarla yüzlerini, eldiven takarak ellerini, şapka ile kulaklarını korumaları öneriyoruz. “
KARLI HAVADA GÜNEŞ KORUYUCU ŞART
Kış ayları, cildin yaşlanma sürecini hızlandırabilecek faktörlerle dolu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karadağ, “Soğuk hava ve düşük nem seviyeleri cildin kurumasına, dolayısıyla ince çizgilerin ve kırışıklıkların daha belirgin hale gelmesine neden olabilir. Cilt kuruluğu elastikiyet kaybına ve dolayısıyla cildin daha yaşlı görünmesine yol açabilir. Bu nedenle, kış aylarında cilt bakımı rutinine özellikle dikkat edilmesi, yüksek kaliteli nemlendiricilerin kullanılması ve cildi soğuk hava koşullarından koruyacak önlemlerin alınması önerilir. Ayrıca nem aşıları denilen mezoterapi uygulamaları ile cildin dayanıklılığı ve nemi artırılabilir.
Ayrıca karlı havalarda mutlaka güneşten koruyucular sürülmelidir. Çünkü kar yüzeyinden yansıyan UV ışınları, güneş yanığı riskini artırabilir ve cilt yaşlanmasına katkıda bulunabilir. Kış güneşi yanıltıcı olabilir; dışarıda olduğunuz zamanlarda, açıkta kalan cilt bölgelerine geniş spektrumlu güneş koruyucu uygulamak cildinizi korur. Bu nedenle, kışın güneş koruması ihmal edilmemelidir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.