Her boşanma davası ayrı hayat hikâyesi.

Her boşanma davasının sonucu da ayrı bir hukuk dersi.

Yargıtay’ın en son verdiği karara bakın yeni bir boşanma davası, yeni bir hayat hikâyesi ve yeni bir hukuk dersinin daha ortaya çıktığını gördük.

Yargıtay, boşanma isteyen kadın boşanma talebini haklı buluyor.

Boşanmak isteyen kadın, karısının her akşam annesinin yanına gittiğini, kendisini, evini ve ailesini ihmal ettiği iddialarında bulunmuş.

Her akşam iş çıkışı evine değil anasına giden eşinin, aile olma konusunda kusurlu olduğunu, aile olmalarına imkân ve zaman tanımadığı iddiasında bulunmuş.

Yargıtay’ın hukuksal ders veren kararını siz şöyle düşüne durun, kadın haklı!

Evlenen bir adam, arada bir de olsa anasına gider, hatta anasına giderken de karısını, çocuğunu alır gider.

Öyle elini kolunu sallayarak, bekâr adammış gibi anasının evine gidemez, gitmemeli.

Madem ananla bu kadar mutlusun, elin kızıyla niye hayatını birleştirip, ayrı bir hayat kurma işine, evlenmeye giriyorsun.

Madem ananın evinde mutlusun, elin kızıyla ev kurup, niye aile olmaya çalışıyorsun.

Araları iyi ve kötü olabilir, birisi karın, diğeri anan. İkisinin de hayatında önemini, değerini koruyup, ikisine de hayatında olman ve onları hayatına ortak etmen gerekiyor.

Ne ananı ihmal etmen doğru, ne karını.

Ananı ihmal ederken öbür dünyada analık hakkını ödeyemezsin, karını ihmal edersen bu dünyada sana hakkını hukuk önünde sorar.

Evlenmek ve aile olmak, sevgi kadar, saygı kadar, atıl ve sabır işidir.

O yüzden dünyanın en zor karar verilen şeydir.

Günümüzde gençlerin de en son ve en son karar verdiği şeydir.

Tek kişilik özgürlüğünü kaybedeceğini düşünen kadın veya erkeğin kabul edemediği şeydir evliliktir.

İki kişi daha özgüvenli ve mutlu olacağını düşünen kadın veya erkeğin kabul ettiği şeydir evlilik.

Ailenizle hep mutlu olun!

Mutlu yaşayın!

Mutluluklarınızı attırma yollarını çoğaltın!

Mutlu pazarlar!