Merhabalar sevgili Medya Ege okurları. Mayıs ayına girdik, yaz neredeyse geldi. Tabii çarşısı, pazarı hatta tüm dükkanları ayrı ayrı renklendi.

Tezgahlara yaz meyveleri, sebzeleri yerleşmeye başladı. Rengarenk kıyafetler vitrinlere asıldı. Semtimizin çiçekçileri miss gibi çiçek açtı.

Peki herkesin evine yaz gelmeye başladı mı? Bir kaç yıl öncesine kadar evimize yaz geldiğini dedemin bir el arabası karpuz almasıyla anlardık. Şimdilerde bütün bir karpuz alabilen kaç kişi var? Dilim bile alamayan yok mu?

Çağla, erik, çilek… Önceleri kilo kilo aldığımız meyveleri minicik kutulara koyup satıyorlar günümüzde. Sıradan bir aile yemeği olan taze fasülye bile lüks gibi pahalı.

Etini, sütünü, balığını hiç konuşmuyorum bile.

Neyse yaz geldi! Hadi üstümüze başımıza bir şey alalım diye mağazalara bir göz atalım diyoruz. Fiyatlara bakıp bakıp çıkıyoruz.

Koca yıl çalıştık çabaladık. Çocuklar okulda yoruldu. Yazın 3 günlük tatil de lüks olmamalı diyoruz. Şöyle bir açıyoruz internet sayfalarını. 3 günlük tatilin 20 bin tl den başladığını görünce sayfayı geri kapatıyoruz.

Sezon başı pahalılığı mı diyelim buna hayat pahalılığı mı? Hayır çünkü mevsimle ilgisi olmayan ev kiralarına da %200 zam geldi. Yani “Bu yazı evimizde geçirelim.” diyenlerin kendi evleri değilse yani kiralık bir evde oturuyorlarsa, onlar için evde durmak da pek bir şey fark etmiyor.

Belki de siz bunları okurken “Valla ben alabiliyorum. Ben yapabiliyorum.” diyorsunuz. Tabii siz de haklısınız.

O zaman hepimize güzel bir yaz diliyorum. Pahalılıkların azaldığı, alım gücünün arttığı, zenginle fakirin arasındaki boşluğun kısaldığı güzel günler diliyorum.