Her safra kesesi taşı ameliyat gerektirmez
Op.Dr. Ertan Beyatlı, her safra kesesi taşının ameliyat gerektirmediğini belirtti.
Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ertan Beyatlı, “Safra kesesi taşının tanısı konulduğunda en önemli kriterlerden birisi şikayetlerin olup olmamasıdır. Hastanın şikayeti yoksa, ameliyat kararı tekrar ve tekrar gözden geçirilmelidir. Safra taşları bazen yıllarca şikayet yapmayabilir bu duruma “sessiz taş” veya “asemptomatik safra taşı” denir ve tedavi gerektirmez. Safra taşının büyüklüğü ve sayısı ile belirtiler arasında direkt bir bağlantı yoktur, çok küçük bir taş aşırı şikayet yaptığı gibi çok büyük taşlar hatta safra kesesini tamamen kaplayan taşlar şikayetsiz olabilir. Karnın sağ üst tarafında yoğun ağrı safra taşının karakteristik bir belirtisidir ve buna tıp dilinde “safra taşı atağı veya saldırısı” denir. Bu ağrı sık sık giderek birkaç saate kadar artar, mide bulantısı ve kusma eşlik eder. Hasta aynı zamanda kürek kemikleri arasında veya sağ omuzun altında acı hissedebilir. Bazen bu belirtiler bir “böbrek taşı sancısı” na benzerlik gösterir. Genellikle , ataklar özellikle yağlı bir yemekten sonra ortaya çıkar ve hemen hemen her zaman geceleri ve içki sonrası olur. Pozitif Murphy bulgusu fiziki muayenede sık rastlanan bir bulgudur” dedi.
Gelişmiş ülkelerde yetişkin insanların yüzde 10-15‘inde safra taşı oluğunu ancak yüzde 80‘ninde şikayetin olmadığını ifade eden Dr. Beyatlı, “Safra kesesi taşının tanısında batın ultrason duyarlılığı ve özgüllüğü yüzde 95 tir. İnsanların yüzde 20 safra kesesindeki taştan habersizdir. Genel olarak şikayetiniz yoksa ameliyata gerek yok. ameliyat için bazı kriterleri sıralamamızda yarar vardır. Şikayetiniz yoksa yılda 1-2 defa karın ultrasonu ve karaciğer enzimlerin (KFT) kontrol edilmesi yeterlidir. Sadece bir defaya mahsus ve çok şiddetli olmaması kaydıyla şikayet yaşadıysanız hemen ameliyat olmanıza gerek yok, medikal tedavi ve safra kesesi koruyucu diyet uygulamanız bu şikayetlerin tekrarlamamasını sağlayabilir. İkinci bir atakta ameliyat şart. Safra kesesinde duvar kalınlaşması, kolesistit bulguları varsa ve yahut kese diğer batın için organlara yapışık durumda ise ameliyat olmanızda yarar vardır. Bazen taş olmadan da safra kesesinde iltihaplanma (kolesistit) ve kalınlaşma olur, bu durumlarda diğer organlara (özellikle karaciğer ve pankreas) zarar vermemesi için safra kesesinin alınmasında yarar vardır. Bu durumdaki safra kesesine Taşsız Kolesistit (acalculous cholecystitis) denir. 3mm altındaki taşlar en fazla 2 adet taş veya safra kristalleri şikayet yapmıyorsa ameliyat edilmeyip takip ve kontrol yapılabilir. Bu taşların zamanla medikal tedavi ve diyet uygulayarak kendiliğinden kaybolma şansı da vardır. 3-7mm boyutundaki taşların safra yollarına düşüp tıkanma yapma riski (tıkanma ikteri) olduğundan dolayı ameliyat edilmesinde yarar vardır. 7mm üzerindeki taşların kanala düşme şansı olmadığından ameliyat edilmeden takip edilebilir (şayet şikayet yapmıyorsa!!)” diye konuştu.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ertan Beyatlı son olarak sözlerine şunları ekledi:
“Özellikle şeker hastalarında (diyabet DM) safra kesesini besleyen sinir dokularında hasar olduğundan dolayı şikayetler çok fazla şiddetli olmayabilir ve kandırıcı olur.Bu grup hastada zamanla safra kesesi duvarında delinme ve safra kaçağı oluşabilir. Dolayısıyla bu hastalarda ameliyat önerilir. Çok Yaşlı (>70y) veya çok genç (<16y) hastalarda ise ameliyat önerilmez. Özellikle 3-7mm boyutundaki taşların safra kanallarına düşüp tıkanma yapma riski olduğundan dolayı ameliyat edilmesinde yarar vardır aksi takdirde ciddi sorunlara yol açabilir (örneğin tıkanma sarılığı, pankreatit, kolanjit). Bir yıl içerisinde ikiden fazla şikayet yaşayan hastalarda safra kesesinin çevre dokulara daha fazla yapışmaması ve ameliyat durumunu zora sokmaması açısından ameliyat önerilir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.