İdrar sorununa ameliyatsız çözüm
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker, Pelvik Rehabilitasyon ile idrar kaçırmanın önüne geçilebileceğini söyleyerek konuya ilişkin bilgilendirmelerde bulundu.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker, Pelvik Rehabilitasyon ile idrar kaçırmanın önüne geçilebileceğine dikkat çekti. Pelvis hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Şeker, leğen kemiği, çatı kemiği ve kuyruk sokumunun birleşiminden oluşan alanın Pelvis olarak adlandırıldığını, bu alanın tabanında pelvik taban kasları bulunduğunu belirtti. Anüs, vajina ve üretra çıkışları bu yapının içerisinde yer aldığına vurgu yapan Şeker, pelvik taban kaslarının doğru çalışmaması nedeniyle idrar kaçırma, kabızlık/ishal, cinsel disfonksiyon gibi şikayetler oluşabildiğini kaydetti ve pelvik taban rehabilitasyonu programıyla bu bölgedeki kasların doğru çalışmasının sağlandığının altını çizdi.
Şeker yaptığı Pelvik Taban Rehabilitasyonu Programı ile ilgili açıklamada sözlerine şöyle devam etti: ‘‘En bilinen pelvik taban kası egzersizi Kegel egzersizleridir. Sağlıklı bireylerin de kegel egzersizi ile pelvik taban kas egzersizleri yapmaları önerilmektedir. Tuvalet ihtiyacı karşılandıktan sonra idrarı tutuyormuş gibi pelvik taban kasları 10 saniye kasılı tutulur ve 10 saniye gevşetilir ve bu 10 defa tekrarlanır. Bu egzersizin günde 6 ile 8 defa yapılması önerilir. Ayakta, oturarak, ofiste çalışırken, araç kullanırken yada yatarak da bu egzersiz yapılabilir. Pelvik taban rehabilitasyonundan en çok fayda gören hastalar, stres inkontinans denilen gülme/öksürme/hapşırma veya fiziksel aktivite esnasında karın içi basıncın artmasına bağlı oluşan idrar kaçırma problemi olan hastalardır.
Gebelik sonrası idrar kaçırma, organ sarkmaları ve buna bağlı idrar kaçırma şikayeti olan hastalar sıklıkla pelvik rehabilitasyon için uzman başvurusunda bulunurlar. Ayrıca çocukluk çağı gündüz ve gece idrar kaçırması olan çocuklar da çocuk üroloji uzmanı muayenesi sonrası uygunsa pelvik rehabilitasyon programından fayda görmektedir" dedi.
Şeker, hem kadın hem erkek cinsel disfonksiyonunda da pelvik taban kaslarının rolünün gözardı edildiğine vurgu yaparak, kadın doğum ve üroloji muayenesi sonrası anatomik ve işlevsel sorunlar ortaya konduktan sonra buna yönelik hazırlanmış bir program ile cinsel disfonksiyona yönelik de başarılı sonuçlar elde edilebildiğinin önemine değindi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.