İhracata Shoexpo dopingi
43. Shoexpo’dan alıcı da satıcı da memnun ayrıldı
Ayakkabı sektörünün buluşma noktası 43. Shoexpo - İzmir Ayakkabı ve Çanta Fuarı’na 46 ülkeden 800 yabancı alıcı geldi. Ayakkabı ihracatına doğrudan etki edecek yıllık siparişler için alıcı ve satıcılar fuarizmir’de el sıkıştı.
İZFAŞ tarafından 24-27 Nisan tarihlerinde fuarizmir’de düzenlenen Shoexpo – 43. İzmir Ayakkabı ve Çanta Fuarı, yurt dışından gelen profesyonel ziyaretçi ile katılımcıları hedef ürün gruplarına göre bir araya getirdi. Ayakkabı sektörüne yönelik gerçekleşen ikili iş görüşmeleri, sektör ihracatının yıl boyunca hareketli olacağını gösterdi.
Ekonomi Bakanlığı bünyesinde gerçekleşen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Projesi (Ur-Ge) kapsamında İZFAŞ tarafından oluşturulan “Alım Heyeti” programı ile fuara bu yıl Rusya, Ukrayna, Polonya, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Ürdün, Kazakistan ve İsrail başta olmak üzere 46 ülkeden 800 yabancı alıcı geldi. Ürün çeşitliliğini yerinde görme şansı yakalayıp doğrudan yüksek kaliteli üretim yapan firmalarla iletişime geçtiklerini belirten yabancı alıcılar yıllık stoklarını fuar bünyesinde tamamladı. Yerli üretici ise, dünya piyasasının nabzını tutup ihracatlarını artırmanın yanı sıra dünyanın moda ve tasarım trendleri hakkında arz ve taleplerini dinledi. Fuara gelen yabancı alıcıların yüzde 70’inin ön siparişlerini verdiği fuardan alıcı ve satıcılar memnun ayrıldı.
Hanoğlu: “Dünya bizden vazgeçmiyor”
Ayakkabı imalatında Türkiye’nin durumunu değerlendiren Ege Ayakkabı Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Hanoğlu, “Dünyada yedinci büyük imalatçıyız. Ortadoğu ve Balkanların en büyük imalatçısıyız. Sektörümüz emek yoğun bir sektör. Ayakkabılarımızda 14 kalem işçilik var. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir imalat yok. Fakat tüm bunlara rağmen imalatı olmayan ülkeler bizim ilerimizde. Bugün Brezilya’da ayakkabı koruma kanunu var. Emek yoğun sektör olduğu için vergilendirmesi de ona göre. Brezilya’nın en yoğun ihracat yaptığı ülke Amerika ve oraya yaptığı ihracattan da prim alıyor. Bunlar çok önemli. Tek istediğimiz, piyasadaki rakip ülkelerle aynı mücadeleyi verebilmek. Ur-Ge Projesi çok küçük bir destekti ve 200 milyon dolardan 900 milyon dolara çıkardık ihracatımızı. Bunun daha güçlüsü sunulduğunda yarın 5 milyar dolar yaparız. Brezilya’nın, Çin’in imalatçısına verilen destek verilse biz de 50 milyar dolar yaparız ihracatı. Çünkü dünya, ayakkabı sektöründe bizden vazgeçemiyor” dedi.
“Fuarlara katılabildiğimiz ölçüde varız”
Sektörü güçlendirmede fuarların önemine değinen Hanoğlu, “Fuarlara sürekli katılabildiğimiz ölçüde varız. Şu an fuarımıza gelen 800 yabancı insana ülkemizin, şehrimizin ve sektörümüzün reklamını yaptık. Bunların geri dönüşümü olacak. Gelen ziyaretçilerin yüzde 70’i siparişlerini verdi. Sipariş verenlerin de yüzde 90’ı numune siparişi verdi. Bir de bunun ana siparişleri olacak. Sektörümüz nadide bir sektör. Katma değerimizin getirisi yüksek. Eğitimli iş gücü ve sağlıklı yan sanayi ile hep beraber hareket edip devlet desteğini arkamıza alırsak, dünyada bu sektörün başını çekebiliriz” dedi.
Yüksek deri kalitesi tercih nedeni
Fuara Gürcistan’dan katılan ve 1995’ten beri İzmir’den ayakkabı aldıklarını dile getiren firma sahibi Elvar Garabagli, “İmitasyon yapılıp 10 dolardan satılan ürünler var. Fakat biz gerçek deri istiyoruz. Türkiye’nin derisini çok kaliteli buluyoruz. Şu an ürünlerimizi sattığımız herkes Türk Malı olduğunu görünce seviniyor. İçi dışı deri ayakkabıları sadece burada bulabiliyoruz. Fuarda sergilenen ürünler de çok kaliteli. Bu yılki siparişlerimizi fuarda tamamladık” şeklinde konuştu.
Hovhannisyan: “İki günde 30 bin dolarlık sipariş verdik”
Ermenistan’dan gelen Hayk Hovhannisyan, “Dubai, Türkiye ve Çin’den mal alıyoruz. Kalite olarak baktığınızda en iyisi Türkiye oluyor. En pahalısı da Türkiye ama yine de vazgeçemiyoruz. Çünkü karşılaştıracak olursak en iyisi Türk malı. İzmir fuarı bizim çok hoşumuza gitti. Yıllardır çalıştığımız firmalar var burada, hiç bir araya gelememiştik. Yeni firmalarla çalıştığımız firmaları bir arada görmek çok büyük şans oldu bizim için. Bazı firmalarla ön ödemeleri gerçekleştirdik. İki günde yaklaşık 30 bin dolarlık sipariş verdik. Böylece yılbaşından beri Türkiye’den toplam altı bin adet ayakkabı siparişini tamamladık” dedi.
Zakrasnianaya: “Bu fuara katıldıktan sonra Çin ve Avrupa’dan alımları bıraktık”
15 yıldır Ukrayna’da kendi mağaza zincirleri bulunduğunu ve iki senedir sattıkları Türk yapımı ayakkabılardan çok memnun kaldıklarını belirten Üretim Departman Müdürü Aleksandra Zakrasnianaya, “Bu fuara geçen yıl ilk defa katıldık. Yedi büyük üretici firma ile iş yaptık. Daha önce Çin ve Avrupa’dan gerçekleştirdiğimiz alımları bırakarak tamamen İzmir’e yöneldik. Bu kadar yumuşak deriyi başka hiçbir ülke yapamıyor. Sadece bir sezon için 50 bin dolarlık ürün satın aldık Türkiye’den. Şimdi de iki yeni üretici ile tanıştık ve ön siparişlerimizi geçtik. Fuarla birlikte bu yıl Türkiye’den 120 bin dolarlık ürün satın almayı düşünüyoruz. Sayı daha da artabilir. Fuarın ürün çeşitliliği de çok güzel. Bir kere gelip aynı anda senelik siparişlerimizi verip gitmek bizim için büyük bir konfor” dedi.
Camargo: “Bu fuara katılmak bizim için stratejik bir hamle”
Fuara katılımcı olarak ikinci kez gelmelerine rağmen çok memnun kaldıklarını dile getiren Brezilya’dan bir firmanın Uluslararası İşletme Genel Müdürü Leandro Camargo ise, “Müşterilerimizin farklı taleplerini görmek ve karşılamak için buradayız. Aynı zamanda diğer ülkelere ulaşma imkanımız oluyor. Bu fuara katılmak bizim için stratejik bir hamle çünkü İzmir yeni müşterilerle tanışabilmemiz adına oldukça önemli bir konumda. Bu fuarla birlikte pek çok Avrupalı müşterilerimizin yanı sıra Rusya, İsrail, Yunanistan, Kazakistan, Ermenistan ve diğer başka ülkelerden müşterilerimiz oldu. Tüm dünya biliyor ki Türkiye ayakkabı sektöründe oldukça büyük bir endüstriye sahip” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.